Cumhurbaşkanını ilk defa halk seçiyor diye bir furya esiyor.

Ama kazın ayağı hiç te öyle değil.

Milletvekillerini ne kadar halk seçiyorsa, Cumhurbaşkanını da o kadar halk seçiyor!

Şimdi hiç lafı eğip büğmeden açık seçilk konuşalım:

80 milyona yaklaşan koca Türkiye’de, siyasetçi, bürokrat, hukukçu, devlet adamı, millet adamı, bilim adamı, sanayici, sanatçı, iş adamı, teknik adam, esnaf, sivil vatandaş, bilge, babacan, genç, tecrübeli, heyecanlı, becerikli… değişik evsafta cumhurbaşkanlığına layık sadece ve sadece 3 kişi mi var?

Niçin onlarca, yüzlerce aday çıkıp bu işe talip olamıyor? Evet, oy pusulasında yüzlerce aday belki olmaz ama belli bir kriterden geçmiş hiç değilse 10-15 aday pek ala olabilirdi.

AKP’ye oy verenler içlerine sine sine Erdoğan’ı aday yaptılar diyelim.

Kürt nüfus ta Demirtaş’a tam destek kabul edelim.

Bunun dışında CHP ve MHP her ne kadar İhsanoğlu’nu aday göstermiş olsa da Kılıçdaroğlu dahil hiçbir CHP’li ve Bahçeli dahil hiçbir MHP’li bu adayı içlerine sinerek, “Hah, tam benim adayım, tam bizim adayımız” dememiştir.

Saadet Partisi mevcut adayları kriterlerine uygun bulmadığı için hiçbir adaya tam destek olamayacağını açıklamıştır.

Büyük Birlik’te bir adaya destek olma konusundaki sıkıntı ve çalkantılar da malum.

Diğer küçük partiler de naçar ona-buna oy vereceklerini deklare ediyorlar veya susuyorlar.

Hal böyle olunca AKP’nin halk tabanını yüzde 45-50 kabul etsek, Demirtaş’ı da yüzde 7-8 farzetsek, birkaç puan da fazlasıyla toplam yüzde 60 halkın istediği 2 aday var desek, geriye kalan halkın yüzde 40’ı istemediği, beğenmediği bir adaya ya kerhen oy verecek, ya da oy kullanmayıp iptal edecek.

Demokrasi tarihinde yüzde 25-30’la bile hükümetlerin kurulduğu, iktidar olunduğu bir ortamda yüzde 40 oyun tam olarak sandığa yansımadığı bir seçim, nasıl halkın seçimi oluyor?

 80 milyon halkın iradesi, görüşü, gönlünden geçen, içine sinen… toplam aday sayısı  “2 parti başkanı ve 1 ithal aday”dan mı ibaret olmalı?

Evet, kağıt üzerinde cumhurbaşkanını halk seçiyor gözüküyor ama kim ne derse desin bu seçimde halkın iradesi “tam” olarak sandığa yansımayacak!

Halkı 3 adaya mecbur etmek, 3 kişiye mahkum etmek, kaba tabirle “Yerseniz böyle” demek, halka hakarettir, halkı budala yerine koymaktır.

Halkın bir kısmını “Halk” olarak kabul edip, bir kısmını “Adam” yerine koymamaktır. Bu durum, yıllardır tenkid edilen “Halk bilmez, biz biliriz” felsefesinin tezahüründen başka bir şey değildir.

Bazıları benim bu sözüme kızıp “Eskiden bu da yoktu, buldun da bunadın mı”  derlerse hiç itiraz etmem, “Evet, doğru” derim ama bir şartla:

Gelin, siz de benim dediklerimi yabana atmayın. Cumhurbaşkanını topyekün halk falan seçmiyor. Halkın bir kısmı seçiyor, bir kısmı ise bırak seçmeyi, seçimde aday bile gösteremiyor!