Çocukların okul fobisi ailede başlar

Çocukların okul fobisi ailede başlar

Eğitimci Aile Danışmanı Özcan Dalgıç, “Okul fobisi oluşmasının birçok sebebi olabilir. Çocuğun etrafında pervane olan, çocuk merkezli bir dünya kuran, aşırı koruyucu annelerin çocuklarında daha sıklıkla görülmektedir” dedi.

Her yıl milyonlarca çocuk okula başlayıp, neşeyle devam ederken bazı çocuklar için durum hiç de öyle değil. Bu çocukların okula başlamadan önce çok hevesli gibi görünseler bile okul zamanı geldiğinde bu isteklerinin kalmadığını ve okula gitmek istemedikleri gözlemleniyor. Okula başlamak veya yeni bir okula geçiş yapmak, bazı çocuklar için korku ve endişe oluşturabiliyor. Bu korku çocukların okul deneyimlerini engelleyerek, sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor.

Eğitimci Aile Danışmanı Özcan Dalgıç, bu süreçte çocukların duygusal, sosyal, bedensel ve zihinsel gelişimlerine uygun bir şekilde hareket etmenin son derece önemli olduğunu belirtti. Dalgıç, "Okul fobisinde problem okula gitmek değildir, evden, bilhassa anneden ayrılma, ayrı kalma endişe ve korkusudur. Anne ile çocuğun arasında güvenli bağlanmanın gerçekleşmediği, özgüveni ve sosyalleşmesi yeterli olmayan, ihtiyaçları hep ailesi tarafından karşılanan, başaramama endişesi yoğun, pasif ve utangaç çocuklara görülme olasılığı fazladır" dedi.

4-3-1.jpg

AİLELER İLK GÜN DİKKATLİ OLMALI

Çocukların sağlıklı bir okul hayatı sürdürebilmesi için ailelerin çok dikkatli olması gerektiğini ifade eden Dalgıç, “Çocukların okula başladığı ilk günlerde uyum problemi yaşaması beklenen bir durumdur. Kimi çocukları bir günde alışırken, kimi çocuklar için bu süreç birkaç haftayı bulabilmektedir. Okul fobisi görülen çocuklarda ‘Burada ya kaybolursam’, ‘annem beni burada unutursa’, ‘servis götürmezse’, ‘yemek için zorlarlarsa’, ‘altımı ıslatırsam’ gibi birçok endişeleri, korkuları olabilir. Çocuk bunu ailesine, “Okula gitmeyeceğim. Anneciğim beni bırakma, ayrılmak istemiyorum… Okuldan, öğretmenimden korkuyorum… Arkadaşlarım rahatsız ediyor… ” vb. ifadeler, çarpıtmalar dile getirebilir. Bir kısım çocuklarımız ise hal, hareket ve davranışlarıyla endişelerini ve sıkıntısını belli ederler. Akşam yatarken başlayan, sabahleyin kalkarken devam eden isteksizlikler, şikâyetler, oflamalar, sanal hastalık bahaneleri mide bulantısı, baş ağrıları, hırçınlıklar, ağlama ve öfke nöbetleri, iştahsızlık, uyku düzensizliği, içe kapanma görülebilir. Okul saati geçtikten sonra veya okula gidilmeyeceğini anladığı anda bunlardan eser kalmayabilir. Çocuğumuzun eğitim hayatına başlayacağı ilk günde olumsuz etkiler oluşmaması için çok dikkatli olmak gerekir. Okulunu, öğretmenini seven bir çocuk okula gelip gitmede problemler çıkarmadığı gibi derslerini seven, eğitime açık, başarılı bir çocuk olur. Okul fobisi oluşan, okuldan korkan, endişeleri yerleşen çocuklar eğitim süreçlerinde hep problemler yaşarlar” ifadelerini kullandı

OKUL FOBİSİNİN OLUŞMASININ NEDENLERİ

Okul fobisinin nasıl oluştuğunu anlatan Dalgıç şunları söyledi: “Okul fobisi kreşe, anaokuluna ve ilkokula yeni başlayan, bilhassa erkek çocuklarda yoğun olmakla birlikte tüm çocuklarda görülebilir. Okul fobisi oluşmasının birçok sebebi olabilir. Çocuğun etrafında pervane olan, çocuk merkezli bir dünya kuran, çocuğunun her istediğini yapan, çocuğun ve annenin birbirine bağımlı olduğu, geceleri hala birlikte yatan, özgüvensiz yetiştirilen, aşırı koruyucu annelerin çocuklarında daha sıklıkla görülmektedir. Bağımsız bir birey olma yolunda gidemeyen çocuk bir an bile olsun annesinden ayrı kalamaz. Okul fobisinin oluşmasında kısmen babanın rolü olsa da ağırlık rol anneye aittir. Aşırı koruyucu, mükemmeliyetçi ailelerde, yetişen çocuğun sosyal ortamlarda kendine güveni azdır. Akranlarıyla nasıl iletişim kuracağını, nasıl oynayacağını bilemez. Esasen anne aşırı koruyucu tavırları nedeniyle yavrusunun okulda tek başına yapamayacağının endişesini yansıtır. Kendisi ağlamaklı veya endişeli bir yüz ifadesine sahiptir. Çocuk annenin bu durumundan olumsuz etkilenerek, okula alışmakta zorlanmaktadır. Çocuktan önce anne rahatlamalıdır. Anne okula ve öğretmene güvenirse bu çocuğa olumlu yansıyacaktır. Çocuk okula gittiğinde, annesinin başına bir şey geleceğinden, kendisinin başına bir şey geleceğinden, okulda yalnız kalacağından, okulda unutulacağından, servisin götürmeyeceğinden, yeni kardeşi olduğundan dolayı evden gönderildiği düşüncesinden, o okuldayken annesinin kardeşiyle gezmeye gideceğinden, yemek ve tuvaletiyle ilgili sorunlar yaşayacağı gibi düşüncelerden dolayı endişe eder ve korkuya kapılırlar. Aşırı kaygılı ebeveynlerin, evhamlarını çocuğa eylem ve söylem olarak yansıtması, ailenin ev değiştirmesi, göç etmesi, çevre değişikliği çocuğun okula başlama dönemine denk gelmiş ise çocuk yeni bir ortama daha tam alışmadan, okula başlaması veya farklı sebeplerden dolayı bir travma yaşaması, okulda öğretmeni veya arkadaşlarının alay etmesi, kavga etmesi, korkutulması gibi durumlar yaşandığı zaman okul fobisi oluşmaktadır.”

EBEVEYNLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER

Okul fobisi oluşmaması için ailelere uyarılarda bulunan Eğitimci Aile Danışmanı Özcan Dalgıç, “Anne-babasından hiç ayrı kalmamış çocukların anaokuluna başlamadan önce kısa süreli ayrılıklara hazırlanması faydalı olur. Hiç ayrılık yaşamamış çocuk, aniden farklı bir ortamda yalnız kalması endişe ve kaygıyı fazla hissetmesine neden olabilir. Bu nedenle çocuğun kısa süreli ayrılıklara alışması için ara ara bir yakınına bırakılması, gün içinde belli saatlerde evde ya da başka bir ortamda anneden ayrı biriyle kalması tavsiye edilir. Çocuğun okula başlama zamanı yaklaştığında, okula niçin gitmesi gerektiğini anlatmanız ve onu sürece hazırlamanız gerekmektedir. Çok güzel şeyler öğreneceğini, yeni arkadaşları olacağını, yeni oyunlar oynayacağını söyleyerek çocuğunuzu rahatlatmanız ve teşvik etmemiz gerekmektedir. Onu sevdiğinizden şüpheye kapılmaması için, sevginizi ona sık sık göstermelisiniz. Okulun nasıl bir yer olduğuna dair fotoğraflar, hatta çizgi filmler izlettirebilirsiniz. Her çocuk seçme şansı verilirse, doğal olarak annesi ile kalmak ister. Ancak çocuk kendisi için doğru olanı değerlendirme kapasitesine sahip değildir. Çocuğun gelişimi, okul öncesi eğitimin önemine veya ilkokula başlama yaşı gelmesine istinaden yani ihtiyaçtan ve zorunluluktan dolayı okula gönderiliyorsa bu önemli kararların anne-baba tarafından verilmesi gerekir. Çocuğun istemediği taktirde okuldan alınacağını bilmesi veya bunu sezmesi, okula uyumunu ve düzenli devam etmesinin sağlanmasını zorlaştırır, hatta bazı hallerde imkânsız hale sokar. Bu nedenle, okulu ile ilgili önemli bir sorun ya da hastalık durumu olmadığı sürece okuldan ayrılmasının söz konusu olmadığı çocuğa net bir şekilde anlatılmalıdır. Etkilenmeyeceğini veya dinlemediğini düşünerek çocuğun yanında okul veya öğretmen ile ilgili olumsuz konuşmalar yapmaktadırlar. Bir problem oluşmuşsa, ebeveynler bunu yanlız iken konuşmalıdırlar. Kendi kaygılarını, yaşadıkları güven problemlerini çocuğa aktarmamak için dikkat etmelidirler. Aile okula başlama sürecinde, sabır ve sevgi silahını kuşanarak hareket etmelidir” diye konuştu.

ANNE VE BABA KARARLI OLMALI

Eğitimci Aile Danışmanı Özcan Dalgıç, şu uyarılarda bulundu: “Çocuğun okul fobisi oluşmaması için olası durumlarda bağırmadan, korkutmadan, incitmeden, azarlamadan, tehdit etmeden hareket etmesi gerekmektedir. Kesinlikle şiddet uygulanmamalıdır. Küçük çocukların anne-babaların verdiği sözel olmayan sinyalleri okumakta usta oldukları unutulmamalıdır. Bu nedenle eğer anne-baba onu kreşe başlattığı için suçluluk duyuyor ya da nasıl onu kreşe bırakıp çıkacağı konusunda endişe hissediyorsa, büyük olasılıkla çocukta bunu hissedecektir. Bilhassa anneler, çocuğun okulda ihtiyaçlarının görülüp, görülmediği, mutlu olup olmayacağı, çocuğun okulda yaralanacağı gibi düşüncelerin yanısıra, çocuğun okula gitmesi ile birlikte evde yalnızlık hissetmesi gibi birçok sebepten dolayı aşırı kaygılanıp, endişeleri artabilir. Çocuğun kreşe rahat bir şekilde uyum sağlaması ve burada mutlu olması için öncelikle anne-babanın bu konuda kararlı, rahat ve emin davranması çok önemlidir. Çocuğunuz sizden sonra, en çok güveneceği kişi olarak öğretmenleriyle sıkı bir iletişim içerisinde olmak, onlara güvenmek problemin çözümünde büyük kolaylık sağlayacaktır. Çocuğunuzun okulda ve evde farklı davranışlar sergileyebileceğini unutmayın. Öğretmeninde bir birey olduğunu, aileler olarak evde çocuklarımıza yetişemez iken onların bir 15-20 öğrenciye yetişmek için gösterdikleri gayret için empati besleyelim.”

SAİT ÇEİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum