Ali Genç: Derdimiz Kötü Gidişatı Durdurmak

Ali Genç: Derdimiz Kötü Gidişatı Durdurmak

Siyasi Partilerin Konya’daki İl Başkan Yardımcıları; siyasi görüşlerini, fikirlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini, Merhaba Gazetesi Siyasetin Nabzı sayfaları için kaleme aldı.

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Ali Genç 

Derdimiz Kötü Gidişatı Durdurmak

Milli Görüş Hareketi 1969 yılında Merhum Erbakan Hocamız tarafından kurulan bir harekettir. Yarım asrı aşan bir tecrübe, bilgi ve birikime sahiptir. Milli Görüş Hareketinin bugünkü temsilcisi de Saadet Partisidir.

Saadet Partisinin temel umdeleri vardır. Bunlardan ilki “Önce Ahlak ve Maneviyat”tır.

Ahlak ve maneviyat olmadan ne kardeşlik, ne barış, ne de huzur olur. Ahlaki ve manevi değerlerin toplumun gelişmesinde, ülkelerin yaşanabilir birer ülke olmasında, gelişmiş ülkeler sıralamasında en üst sıralara çıkması noktasında önemi gerçekten çok büyüktür.

Bugün ülkemizdeki ahlaki dejenerasyon geçmişe göre daha üst sıralara çıkmış bulunmaktadır. Devletin istatistikî verilerine ve yapılan akademik çalışma sonuçlarına göre Türkiye’de alkol, uyuşturucu kullanma ve fuhuş yaşı 15 yaş altına inmiştir. Türkiye’de eşcinsellik ve nikâhsız birlikte yaşam yaygınlaşmakta, gayr-i meşru çocuk sayısı artmaktadır. Aile yapısındaki çözülmeye bağlı olarak toplumsal değerlerdeki çözülme de hızlanmakta, boşanmalar artmakta, rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık ve şiddet artmaktadır.

Medya, internet, yabancı istihbarat örgütleri, mafya, fuhuş ve eğlence sektörü, müzik sektörü, kozmetik ve moda sektörü, bu millete yabancılaşmış, Batı kültür ve medeniyetinin savunuculuğunu yapan STK’lar, ahlâkı yozlaştırma hareketinin baş aktörleri olarak görev icra etmekteler. AB fonları, ABD vakıf fonları ve Dünya Bankası kredileri bu amaçla kullanılmaktadır.

Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail Projesi ve 2.Sevr Projesi kapsamında, İslam coğrafyası ve ülkemiz ahlâki olarak çökertilmek isteniyor.

Sıkıntılar, sorunlar, dertler sadece bunlardan ibaret de değil

Dış politikadaki başarısızlığımız ortadadır. AK Parti iktidarının başlarında ‘komşularımızla sıfır sorun’ sloganıyla başlanan sürecin sonunda, neredeyse sorunumuzun olmadığı komşumuzun kalmaması, uluslararası arenada her geçen gün yalnızlaşmamız bu başarısızlığın en açık örneklerinden sadece bir kaçıdır.

Ekonomideki kötü gidişat her geçen gün milletimiz üzerinde etkisini göstermektedir. Bir tarafta fert başına 25.000 dolar hedefinden 7.000 dolarlara gerileyen milli gelir, diğer tarafta işsizler ordusuna katılan binlerce vatandaşımız var. Bu olumsuzlukları ne kadar inkâr etsek de bu sıkıntıları en iyi anlatan resim, bir çuval patates için birbirini ezen insanların görüntüsü olacaktır.

Bu ve diğer sorunlar ortaya konduğu zaman bunların arkasında dış güçler var, vatan hainleri var demek işin kolayına kaçmak, soruna çözüm aramamaktır. Ülkemizin geçmişte de vardı bugün de var, yarın da olacaktır.

Önemli olan ülkemizi düşmanlarımızın müdahalesine açık hale getirmemektir. Bunun için tüm milletimizin onayını alan eğitim, adalet, ekonomi, dış politika ve diğer tüm alanlarda milli politikalar üretmek, maddi ve manevi kalkınma hamleleri başlatmaktır.

Milli Görüş’ün temel umdelerinden bir diğeri de “Maddi ve Manevi Kalkınma’dır”. Bunun için ön şart eğitimin “milli” yani maneviyatçı olmasıdır. Manevi kalkınma ile yapılmak istenilen şey; materyalist eğitimin yıkıcı ve ifsat edici etkilerinden nesilleri kurtarmak, İslam’ın ıslah edici ve ihya eden esasları

 

ile imanlı nesiller yetiştirmektir. Helal 1 liralık kazancın haram 2 liralık kazançtan daha güzel olduğunu öğretmektir.

Merhum Erbakan hocamız maddi kalkınma ile başkasına muhtaç olmayan, ancak muhtaçların ihtiyacını karşılayan güçlü bir Türkiye’yi kurmak için bir ömür mücadele etti. Üretmeyen değil, üreten ülke güçlü olur. Üretmek, bağımsızlıktır. Faizci kapitalist sistem ile maddi kalkınma yapılamaz. Çünkü faizci kapitalist sistemin görevi maddi ve manevi kalkınma yapmak değil, maddi ve manevi olarak ülkeleri yıkıma uğratmaktır. Bugün de faizci rant ekonomisi tarafından ülkemizin yeraltı, yerüstü ve işgücü kaynakları sömürülmektedir.

Saadet Partisi olarak bizim derdimiz makam ve mevkiler değil, bizim derdimiz rant pastasından bir pay kapmak hiç değil; bizim derdimiz bu kötü gidişatı durdurmaktır. Bugün altımızdan hem maddi, hem de manevi anlamda toprak kaymaktadır. Bizim derdimiz altımızdan kayan toprağın önüne set çekmektir. Fakir fukaranın, garip gurebanın, tüyü bitmedik yetimin hakkını savunmaktır. Yaşanabilir bir Türkiye’yi, Yeniden Büyük Türkiye’yi ve Yeni Bir Dünya’yı hep birlikte kurmaktır.

Yaptığımız uyarılarımızı kardeşlik hukuku içerisinde yapmaya çalışıyoruz. Yerelde veya genelde yapmış olduğumuz uyarılar kesinlikle Emr-i bil ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker - İyiliği emret, kötülükten sakındır anlayışı ile Allah rızası için yapılmaktadır.

Bu uyarılar asla muhalif olmamızdan veya kıskançlık duygusu ile yapılan, söylenen sözler değildir. Bugün geldiğimiz noktada bu uyarıların yapılmasından memnuniyet duyması, teşekkür etmesi gereken idarecilerimiz maalesef bu uyarılarımızdan dolayı çok kolay bir şekilde bizleri hain veya düşman ilan edebilmekteler.

Biz Saadet Partisi olarak hem insanlığımızın gereği, hem de inancımızın gereği olarak bu uyarıları bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum