Ahmet Elden: Bir Ramazan Yaşadıklarımız 

Ahmet Elden: Bir Ramazan Yaşadıklarımız 

Siyasi Partilerin Meram’daki ilçe başkanları; siyasi görüşlerini, fikirlerini, ilçenin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

DEVA Partisi, Meram’da henüz ilçe teşkilatını oluşturmadığı için, parti adına yazı il Başkan yardımcısı Ahmet Elden’den geldi. 

DEVA Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Ahmet Elden 

Bir Ramazan Yaşadıklarımız 

Ramazan’ın son haftasına İsrail’in; Kudüs, Mescidi Aksa ve Gazze saldırıları altında girdik. Bayram boyu da havadan ve karadan uygulanan şiddet artarak devam etti.  Filistin halkının yaşadığı bu zulüm karşısında her zamanki gibi dünya ve İslam coğrafyası olabildiğince sessiz kalınca bizler de yine buruk bir bayram yaşamış olduk.

Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar artarak devam etmekteyken bir mafya liderinin kaçak olarak yaşadığı yurt dışından yayınladığı videolar, memleketimin insanlarını hayrete düşürmeye ve mevcut iktidarı sarsmaya devam etti. Anlattıkları, ülke yönetiminin nerelere geldiğini ve kimlerle iş tutulduğunu açıkça gösterdi. Bütün kirli ilişkiler ortaya dökülürken ne adli makamlardan bir soruşturma (muhtemelen talimat beklenmekte), ne de ismi geçen kabinede görevi bulunan bakandan aklı başında bir açıklama gelmedi derken çok önemli bir açıklama aslında beklendik birinden geldi. Yurt dışından yayınlanan videolarla suçlanan bakana içerden yeni çıkmış çok önemli başka bir isim sahip çıktı. Siyasilerden fazla onlar konuşuyor. Önceden de öyleymiş belki ama yasama ve yargının kalmadığı yerde tablo çok net artık. Herhangi bir talimat gelir mi bilmem ama eski siyasetçi ve hukuk adamı bir devlet büyüğü ‘’bu açıklamalara sessiz kalınamaz’’ diye bir beyanatı oldu.

Deva Partisi Genel Başkanımız sayın Ali Babacan’ın partimizi kurduğu ilk günden itibaren; bir ülkede adalet ve hukuk ortadan kalkarsa yaşanılan her türlü sıkıntı ve sorunların altından kalkılamaz söylemi son günlerde yaşanılan video gerçekliği karşısında bir kez daha önem kazanmış oldu. Sayın Babacan, bir ülkede adalet ve hukuk tekrardan güçlü bir şekilde tesis edilirse yaşanılan bütün sıkıntı ve problemler teker teker çözülür diyor ve demeye de ısrarla devam ediyor.

Gelelim mübarek Ramazan’da bizlere yaşatılan skandallara…

İlk olarak, iktidarın güya ana muhalefet için hazırlatmış olduğu bir çizgi film skandalına şahit olduk. Aleyhlerine dönen bu çizgi film 24 saat geçmeden kendileri tarafından yayından kaldırıldı.

Ardından Dışişleri Bakanımızın bir AB toplantısında muhataplarına, siz vatandaşlarınızı ülkemize tatile gönderin karşılarına aşısız bir tane vatandaşımız çıkmayacak gafına milletçe üzüldük.

Turizm Bakanımız; ülkemize gelecek turistlerin kendi vatandaşlarından daha kıymetli olduğu mealindeki açıklama yapması ve ardından onun da hazırlattığı absürt sayılacak reklam filmi sosyal medyada büyük infial yaratınca yayından kaldırarak ikinci bir skandala imza atmış oldu. Ayrıca dünyanın gözünün üzerinde olacağı iki büyük organizasyon ellerimizden kayıp gitti. Bunlardan ilki Şampiyonlar Ligi final karşılaşması, ikincisi de F1 Formula yarışları. İkisi de İstanbul’da yapılacak organizasyon, Bakanlığın ve Futbol Federasyonunun ilgisizliği yüzünden bizden alındı. Turistse al sana turist. Reklamsa al sana reklam. Turizm geliriyse al sana turizm geliri ama iş bilmez idareciler ve kifayetsiz yöneticilerimizin bakışları arasında elimizden kayıp gitti.

Aşı ve aşılanma ile ilgili farklı rivayetler, kendi aşımızı üretiyoruz beyanatları ve aşılanan kişi sayısındaki oranların düşük kalması toplumu karamsarlığa sürüklemeye devam ediyor. Bunun yanı sıra 55.000’i aşan vaka sayıları, vefat sayıları her gün değişiklik gösteriyor. Açıklanan bu rakamların hızla düşmesi ve ‘’kapanma sonrası 5000’in altına inecek, inmesi bekleniyor’’ açıklamaları skandala dönüşürken milletimizi tedirgin etmeye de devam ediyor. Bu işlerin deney laboratuvarı gibi yap boz sistemi ile kademeli normalleşme içinde ülkemizin geleceği içinde endişelerimiz giderek artarken mızrağın çuvala sığmadığı artık çok daha net görülüyor.

Farklı bir skandal da kapanma sürecinde hallerin açık tutulup, pazar yerlerinin kapanması hem pazarcı esnafını hem de üreticilerimizi ciddi sıkıntıya soktu. Üreticinin elindeki ürünler para etmediği için ya çöpe gitti ya da hayvan yemi oldu. İtirazlar sert bir şekilde yükselince 17 günlük tam kapanmada ayın 8’inde ve 15’inde pazar yerlerinin açılmasına izin verildi.

Bir diğer yanlış uygulama ya da skandal ise, 30 Mayıs ve 30 Haziran arasındaki çeklerin ertelenmesi ile ilgili kararda yaşandı. Bu kararla yaşanılan karmaşıklık ekonominin kilitlenmesine sebep olmuş kısa süreli de olsa ciddi mağduriyetler yaşatmıştır.

Bir diğer şaşırtıcı gelişmede emniyet genel müdürlüğü genelgesi ile geldi. Genelge ile emniyet mensupları görevini ifa ederken fotoğraflarının çekilmesi, ses ve görüntü kaydı alınmasının yasaklanmasıydı. Bu genelgede kayıt yapan kişilerin engellenmeleri emredilmektedir. Bilişim ve iletişim çağında, yapay zekanın en üst seviyede konuşulup tartışıldığı günümüzde bu kararı nereye koyacağımızı bilemedik.

Ayrıca bir televizyon programında kendisine yaşanılan intiharların sebebi sorulan milletvekilimizin cevabı herkesi şok etmiştir. Yaşanılan intiharların ekonomik sebeplerden kaynaklı olmadığını ev içerisindeki eşlerle yaşanılan problemlerden kaynaklandığını ifade ederek hayatımızın şokunu yaşatmıştır bizlere. Bu olay bile iktidar milletvekillerinin halktan ne kadar kopuk ne kadar uzak yaşadıklarının açıkça göstergesidir.

Son olarak da devletin sıkıntıya düşen esnafımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz açıklamasıyla sarsıldı esnafımız. Devlet helallik istemez, devlet vatandaşının kötü gününde yanında olur, haklarını korur, mağduriyetini giderir ve vatandaşına eşit muamelede bulunur.

Deva partisi olarak diyoruz ki; kendi vatandaşını bu kadar değersiz gören bir iktidarı hak etmiyoruz. Vatandaşı aşağılayarak, kandırarak ülke yönetilemez. Saldırgan, kirlenmiş ve ülkeyi yönetme becerisini tamamen yitirmiş bu yapıdan ülkemize hayır gelmeyeceği çok açık.

Vatandaşlarımız bu skandalları ve yaşanılanları sessiz bir şekilde izleyerek not almakta fakat ne yapacağını ne diyeceğini bu sıkıntılardan nasıl kurtulacağını da ön görememektedir.

Tüm bu skandallara ve yaşanılanlara bir anlam da veremeyen milletimiz sandığın önüne geleceği günü iple çekmekte, sabırsızlıkla hatta Konya tabiriyle, ‘’Hacı Bekler’’ gibi beklemekteler.

Ne diyelim Allah sonumuzu hayreylesin…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum