Yaz Tatili: Boşluk Değil Fırsat Mevsimi
Okullar kapandı, çantalar bir köşeye bırakıldı. Çocuklar derin bir “oh” çekti, anne babaların ise zihninde aynı soru dönmeye başladı: “Bu yaz çocuğumla ne yapacağım?”
Oysa yaz tatili sadece dinlenmek değil, gelişmek için de eşsiz bir fırsattır.
Ekranlara hapsolmuş bir yaz mı, yoksa keşifle dolu bir mevsim mi?
Günümüz çocukları ne yazık ki zamanın çoğunu dijital ekranların karşısında geçiriyor. Oysa çocukluk; koşmak, denemek, düşmek, kalkmak, soru sormak ve oyunla büyümek demektir. Yaz kursları tam da bu noktada devreye giriyor. Çocuğun enerjisini yapıcı bir zemine yönlendiren bu atölye ve etkinlikler, hem beceri kazandırıyor hem de özgüven inşa ediyor.
Sanat mı, spor mu, bilim mi?
Hepsi neden olmasın?
Bir çocuk bir yaz tatilinde hem resim yapabilir, hem yüzme öğrenebilir, hem de minik bir deneyle bilime merak salabilir. Önemli olan; çocuğun ilgi alanına ve kişilik yapısına uygun kursları seçmek. Zorlamadan, yarışa çevirmeden…
Kurs değil, karakter inşası
Yaz etkinlikleri sadece bir meşgale değildir. Paylaşmayı, grup içinde hareket etmeyi, başarı kadar başarısızlıkla da baş etmeyi öğretir. Hele ki doğa temelli etkinlikler; çocukta aidiyet duygusunu pekiştirir. Bir çiçeği büyütmek, bir çamura şekil vermek, bir takım içinde sorumluluk almak… Bunların hiçbiri ekran başında öğrenilmez.
Anne-baba için küçük, çocuk için büyük bir adım
Kurslar bazen birkaç saatliktir ama etkisi yıllarca sürer. Belki orada tanıştığı bir öğretmen, çocuğun hayal gücünü tetikler. Belki yaptığı bir deney, gelecekteki mesleğine ışık olur. Bu nedenle yaz kurslarına sadece “çocuğu oyalama alanı” gibi bakmak büyük eksikliktir.
Yaz tatili bir boşluk değil, fırsatlarla dolu bir mevsimdir. Çocuğun hem ruhunu hem zekâsını besleyecek yaz kursları, onun hayatına sihirli dokunuşlar katabilir. Ebeveyn olarak bizim görevimiz ise sadece yön göstermek, dayatmak değil. Onlara kulak vermek… Belki de en kıymetlisi bu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.