Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Yahudileşme(k)

Yahudileşme(k)

İlâhiyatçı-Yazar Ali Rıza Demircan, Akit Tv’nin “Kürsü” programında “İslâm Âleminde Yahudileşme Tehlikesi”ni ele aldı. İsrailoğulları’nın nasıl Yahudileştiklerine dair Kur’an-ı Kerim’in Bakara sûresinde yer alan ilgili âyetlerden hareketle önemli açıklamalar yapan yazar Ali Rıza Demircan, önemine binaen şu hususlara dikkat çekti:

“Allah’ın emir ve yasaklarını gizlediler. Açığa vurduklarını da bağlamından kopardılar.

Allah’ı “Rabb” olarak tanımadılar. Faiz alıp verdiler.

Namazları terk ettiler. Şehvetlerine uyar oldular.

Yahudiler, indirilen ve yaratılan âyetleri tanımadılar. Üzerlerini örttüler. Yâni inkâr ettiler.

Peygamberleri ve adalete çağrı yapan bilge insanları öldürdüler.

Yahudileşen İsrailoğullarına, “aşağılık” damgası vuruldu. Allah’a dönüş, insanlardan yardım alış hâlleri dışında nerede olurlarsa olsunlar bunlar (Yahudiler) aşağılanmaya mahkûm edildiler. Fizikî ve ruhî fakirlik de içlerine sindirildi.”

İman Edenler Yeniden İman Edecekler

Günümüz İslâm dünyasının da İsrailoğullarının işlediği suçları işleyerek Yahudileştiklerine dikkati çeken Demircan, “Yeniden İslamlaşacağız. Başka çare yok” dedi.

Günümüz Türkiye’sinde, ne sosyal hayatta, ne siyasette, ne ekonomide, ne eğitimde, ne de anlatılan başka şeylerde Allah’ın yaratıcı güç, kuvvet ve kudretinin öğretilmediğini misaller vererek dile getiren yazar Demircan, İslâm âleminin büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Müslümanların Beyni Tecavüze Uğruyor

Sekülerizm / Dünyevileşme (Hıristiyanlaşma-Yahudileşme)’ye bir örnek de, 2018’de Bursa’da yapılan ve “Sivil Toplum ve Dünyevîleşme” konulu 15. Ufuk Turu’ndan vermek isterim. O programda dünyevileşme; din, değerler, gündelik hayat ve sivil toplum başlıkları altında dört oturum hâlinde ele alınmıştı. En dikkat çekici konuşmayı da yazar Sema Maraşlı, “Cinsiyet Rollerinin Değişimi ve Dünyevileşme” başlığı altında yapmıştı:

“Şu aralar güç zehirlenmesi de yaşıyoruz. Kadınlara güç diye erkeksi güçler dayatılıyor. Erkeksi güçle kadın mutlu olamaz. Kadının çok güzel güçleri var; letafet, nezaket, zarafet, yumuşaklık. Yumuşaklık en büyük güçtür. Katılık da ölümdür. Biz kadınlar katılaştıkça, sertleştikçe ölürüz. Ne kadar esneksek o kadar hayattayızdır. Kadınla erkek arasında çekiciliği sağlayan şey fıtrat farklılığıdır. Kutup yâni eksi(-) ve artı(+) bir araya gelecek ve bir çekicilik oluşacak. Hanımlar diyor ki, akşam kocalarımız hiç yüzümüze bakmıyor. Diyorum ki ya kocanız kadınlaşmıştır, ya da siz erkekleşmişsinizdir. Fıtrat hiçbir zaman kendini inkâr etmez. Kadınlar hayatlarında güçlü bir erkek görmek istiyorlar. Ama medya ve dış dayatmalar onlara, güçlü bir erkek değil de her dediğini yapan emrine amade bir erkek modeli sunuyor. Feminizm ve modernite bir kere Müslümanların beynine tecavüz etmiş, zihniniz kirlenmiş. Bizim önce bunun farkına varmamız lâzım.”

Sesimizin Çıkmayışı Korkaklıktan

Yazar Maraşlı’nın son sözleri ise şöyle olmuştu: “Benim dünyevileşmekten anladığım şey korkaklıktır. Bu kadar STK’nın sesinin çıkmayışını korkaklığa bağlıyorum. Sesimizi çıkarırsak hükümetten şundan, şunlardan faydalanamayız gibi. Bu kadar kötülük ve zulme sessiz kalmamızdaki tek sebebin korku olduğunu düşünüyorum. Korkuyoruz menfaatlerimizi kaybetmekten.”

Yahudileşme(k), lügat tanımıyla “Yahudî hüviyeti kazanmak” demek. Hüviyet ise benlik, şahsiyet, kimlik, mahiyet, gerçek, asıl ve kök demek. 9-10 milyonluk İsrail Devleti karşısında 1,5-2 milyarlık Müslüman dünyasının nasıl zelil (hor, hakir, alçak) duruma düştüğünü bütün

dünya görüyor. Asıl kimliğimizi kaybedeli kaç asır oldu. Eski hüviyet cüzdanlarında “Dini: İslâm” diye yazardı. İçişleri Bakanlığı’nın verdiği yeni kimlik kartlarında ne dinimiz belli ne de “uyruğu”muz. Cinsiyetimiz oldu “Gender”. Yeni kimlik kartları bile bize çok şey anlatıyor. Anlayana tabiki…

Batıcılık, sekülerleşme, modernleşme, şeytanîleşme bizi ne hâle getirdi. Ekonomist Mustafa Özel, o oturumda şeytanın, 1700’lerden itibaren insanı “kâğıt para” ve beşerin psikolojisi ile biyolojisini bozmak suretiyle büyük mesafeler aldığı belirterek “Bir kere kâğıt para, para değildir. Kâğıt para simyadır. Kâğıt para büyüdür. Kâğıt para emeksiz değer kazanma aracıdır ve padişahın borcunu, milletin borcu haline getirme mekanizmasıdır. Bütün modern insanlar aynı anda hem borçludurlar hem kumarbazdırlar.” demişti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi