Av. Büşra Karataş

Av. Büşra Karataş

Nafaka Hakkında Notlar

Nafaka Hakkında Notlar

Boşanma süreci, sadece iki insanın yollarını ayırması değil; aynı zamanda ekonomik, sosyal ve psikolojik birçok yükü de beraberinde getiren zorlu bir süreçtir. Bu süreçte en çok tartışılan konulardan biri de “Nafaka”dır. Özellikle son yıllarda kamuoyunda “ömür boyu nafaka adaletsizliği” söylemi giderek artmakta. Ancak bu söylemler ne kadar haklı? Nafaka gerçekten ömür boyu süren bir yük mü, yoksa mağduriyetleri önlemeye çalışan bir hukuki araç mı? Bu yazımda bunu ele aldım. Gelin birlikte bakalım.

Nafaka Türleri Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’na göre dört tür nafaka vardır:

1. Tedbir Nafakası: Boşanma davası devam ederken, maddi durumu zayıf olan eşe verilen geçici nafakadır.

2. Yoksulluk Nafakası: Boşanma sonrası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan tarafa bağlanan nafakadır.

3. İştirak Nafakası: Velayet kendisinde olmayan tarafın çocuğun giderlerine katılması amacıyla ödediği nafakadır.

4. Yardım Nafakası: Kanunen bakmakla yükümlü olunan kişilere verilen nafakadır (örneğin anne-babaya). Yazının odağında olan “ömür boyu nafaka” olarak bilinen uygulama, aslında “yoksulluk nafakasıdır.

Yoksulluk Nafakası Neye Göre Belirlenir?

Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası ekonomik açıdan zor duruma düşecek olan eşin temel ihtiyaçlarını karşılaması amacıyla bağlanır. Mahkeme bu nafakayı belirlerken; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, evlilik süresini ve boşanmadaki kusur oranlarını dikkate alır. Genellikle kadınlara bağlansa da hukuken cinsiyet farkı gözetilmez; ekonomik olarak zayıf olan taraf, kadın ya da erkek olabilir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır: Nafaka, süresiz değildir. Medeni Kanun’a göre tarafların ekonomik durumlarında değişiklik olursa veya nafaka alan taraf yeniden evlenirse ya da evli gibi bir hayat sürerse nafaka kesilebilir. Hatta “artık yoksul değil” denilebilecek durumlarda bile nafaka iptali için mahkemeye başvurmak mümkündür.

Toplumda Nafaka Algısı ve Gerçekler

Özellikle sosyal medyada ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından, “kadınların nafakayı suistimal ettiği”, “erkeklerin ömür boyu çalışıp eski eşlerine bakmak zorunda kaldığı” gibi görüşler dile getiriliyor. Oysa Türkiye’de ortalama nafaka miktarı 3 bin ila 5 bin Türk lirası arasında değişiyor. Yani bahsedildiği gibi lüks içinde yaşanacak bir gelir söz konusu değil.

Bu noktada, devletin sosyal destek sistemlerinin zayıf olması da önemli bir etken. Kadınların boşandıktan sonra yeterli ekonomik destek bulamadığı için mahkemeden talep ettiği nafaka, çoğu zaman hayatta kalma mücadelesinin bir parçası oluyor.

Çözüm; Süresizliğin Değil, Adaletin Aranmasıdır.

Elbette her sistem gibi nafaka uygulamasında da suistimaller olabilir. Ancak bireysel suistimaller yüzünden hak arayan kadınların cezalandırılması, toplumsal adaletin zedelenmesine yol açar. Yapılması gereken, “herkese eşit uygulanacak” bir düzenleme değil; “herkesin koşuluna göre adaletli” bir sistem kurmaktır. Bu kriterlerle bezeli bir adalet sisteminin ümidiyle…

Haftaya görüşmek üzere.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Av. Büşra Karataş Arşivi