Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

EY OĞUL! [2]

EY OĞUL! [2]

Ey Oğul!
Abdestsiz ayağını yere basma. Toprak senden davacı olmasın. Her zaman abdestli olmaya gayret et! Zira o, namazın giriş kapısıdır. O, başlıbaşına bir ibadettir aynı zamanda. Mü'minin silahıdır şeytana karşı. Günahlardan uzak kalınır onunla. O nurdur, sürûrdur. Kul onunla tanınır mahşer gününde. Abdest âzalarının nuruyla. Ümmeti olduğunu onunla bilecek Sevgili Peygamberimiz. Sonra da Havz-ı Kevser'inden ikram edecek. O dehşetli hesap gününde ondan ayrı kalma. Yoksa çok ama pek çok üzülürsün!
Abdestten uzak kalanlar! Onunla yıkanmayan, arınmayanlar… O gün nasıl bulacaklar o güzel Peygamberimizi? Nasıl katılacaklar onun sancağı şerifleri altına?
Ey Oğul!
Yazık etme kendine! Acımak önce kendine olsun! Zulümden kaçın nefsine. Yoksa yarın dayanamazsın o ıstıraplara. Baksana Atan Âdem (a.s.) nasıl dua etmişti Rabbine: "Ey Rabbimiz! Biz nefislerimize zulmettik. Eğer Sen bağışlamaz ve merhamet etmezsen biz mutlaka hüsrana düşenlerden oluruz." ( 7 A'raf 23)
O halde sen de kendine karşı zalimlerden olma! Günahlardan sakın! Hiçbirini küçümseme. Büyüklerin küçüklerden başladığını unutma. Bil ki "mü'min günahını başının üzerinde bulunan bir dağ gibi görür ve hemen üzerine yıkılacağından korkar."
Ey Oğul!
İbadetsiz bir hayatın "hiç" olduğunu anla. Hayat ancak ibadetle anlam kazanır. Zira o, baştanbaşa Rabbinin rızasına yönelik bir hayattır.
Ey Oğul!
Bil ki ömür insana bir defa verilir. Tekrarı yoktur onun. Vurunsan da dizlerine. Kaplasa da gökyüzünü âh-u vâhların! "Yazık bana, yazık ettim kendime" desen de. Hani mirasyediler olur ya! Tüketince, iflas edince nasıl da yanarlar, pişmanlık duyarlar.
Bil ki, ömüryedi olmak ondan daha da acıdır. Zira zenginlik bir daha gelebilir ama ömür asla gelmez. O halde nefeslerinin kıymetini bil ve onu en iyi şekilde değerlendir. Allah'ın razı olmadığı bir nefesin bile olmasın! Hep O'nu hatırla, O'nu an, O'nun emrettiklerini yap! İşte bu hep O'nunla olmaktır.
Ey Oğul!
Rızkını helalden kazan. Haramdan kaçın! Şüpheli şeylerden de uzaklaş ki, harama düşmeyesin. Bu konuda titiz ol. Bil ki "haramla beslenen her vücut cehennem ateşine daha layıktır" buyurdu Sevgili Peygamberimiz. Bil ki dua da helalle kabul görür.
Yavrularına helal yedir. Sakın dünyaya tamah etme. Zira o gelip-geçicidir. Uçar gider bir gün elinden ve hesabı kalır sana. Aza şükret ki çoğa ulaşasın. Çünkü Allah (c.c.): "Eğer şükrederseniz muhakkak size nimetimi artırırım," (14 İbrahim 7) buyurdu. Aza şükret ki böylelikle berekete de ulaşasın.
Ey Oğul!
Bak senden evvel yaşayanlara! Kimler kaldı onlardan? Her biri de gitti onların. Rablerine gittiler, hesaba gittiler. Hani ya varlıkları, hani ya saltanatları? Nereye gitti onlar? Sonuçları ne oldu onların, bir düşün!
O halde kanaatkâr ol! Hırslanma. Elindekine şükretmesini bil ki senden zengini olmasın. İnsanların elindekilere bakma ki, onlar da seni sevsin ve Allah senden razı olsun.
Ey Oğul!
Allah'ın sana verdiği rızıktan sen de O'nun yolunda infak et. Zekâtını asla ihmal etme! Onun üzerine de sadaka ver! Bilesin ki sen O'nun için verdikçe, O da sana verir. Tıpkı meleklerin duasında olduğu gibi:"Allah'ım! Senin yolunda verene sen de ver," diye dua ederler onlar.
Ey Oğul!
Bil ki Allah bir kulundan razı oldu mu, onun sevincine diyecek bir şey yoktur. Çünkü O, iki âlemin ve görünmeyen nice mahlûkun sahibi tarafından sevilmiştir. İşte o zaman sen; "Allah onları, onlar da Allah'ı severler" (5 Mâide 54) sırrına mazhar oldun. Ne mutlu sana! Aydınlık oldu yüzün! Nûra ulaştı gönlün!
Ey Oğul!
Bunlar, iyi mü'minlerin halleridir bilesin. Onlar hep övülürler bunlarla. Felahın müjdesidir bütün bunlar:
"Mü'minler saadete ermişlerdir. Onlar namazda huşu içindedirler.
Onlar boş şeylerden yüz çevirirler. Onlar zekâtlarını verirler." (23 Mü'minûn 1-4)
Ey Oğul!
Eğer ebedi saadeti istiyorsan, onların o güzel hasletlerine yapış! Zira onlar için korku da yoktur, hüzün de:
"İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp, zekât verenlerin Rab'leri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir." (2 Bakara 277)
Ey Oğul!
Allah korkusu yanı başında olsun. Onsuz bir yere gitme, onsuz bir şey yapma. Her şeyi onunla istişare et. Böyle yaparsan pişman olmazsın.
Ey Oğul!
Salihlerle beraber ol! Onlardan uzak durma. Kalbini onlardan akan pınara daya. Yudumla akan hikmet damlalarından. Yeşert kalbini. Doldurmaya bak kabını. Zira hayat suyudur o. Âb-ı hayattır… Ölümsüzlük iksiridir… Onlar Hakk'ın şarabını sunan sâkîlerdir. İç de sarhoş ol ondan. Dol Allah sevgisi ve muhabbetiyle. Marifet incileri topla o deryadan. Sonra ağla da dökülsün gözlerinden o inciler. Gün olsun da kullar senden toplamaya gelsinler.
Bil ki ondan içenler murada ermişler. Cemalin seyrine dalmışlar. Sen de yan, sen de ağla da o manaya ulaş. O manâ iklimini yaşa! O hazza vâsıl ol! Eğer Rabbini bilmek istersen yolun budur.
Ey Oğul!
Bil ki bu haz bambaşkadır ve ondan gayri kıymetli bir şey yoktur. O bir haldir ki ancak yaşamakla bilinir. Tatmakla anlaşılır. Anlatmakla ne biline!
Ey Oğul!
Günahlarını düşün ve ağla! Bil ki ne güzel temizleyicidir o. Gönül pınarlarındaki pislikler, ancak onlardan inen tevbe sularıyla arınır. Çer-çöpü alır götürür. Sonra da ağlamaya devam et ki, ırmaklar ancak aktıkça berraklaşır. Bil ki kişi ancak berrak suda görür kendini. Bulanık ve pis suda nasıl görsün ki!
Ey Oğul!
Bil ki tevbe en güzel temizlik kurnasıdır. Tevbede ısrarlı ol, devam et. Allah Rasulü'nün şu hal ve tavsiyelerini unutma: “- Ey insanlar! Allah’a tevbe ediniz ( ve O’ndan mağfiret dileyiniz). Gerçekten ben, günde yüz defa O’na tevbe etmekteyim.” (Müslim: 2702)
Tevbe, gönüldeki kara lekeleri çıkarır. Huzur ve sükûna kavuşur onun sahibi.
Ey Oğul!
Vaktini boşa harcama! Vaktin en değerli nakit olduğunu unutma! Bunun içindir ki Allah (c.c.) Kur'an'da ona yemin etmiştir. Zira o, ebedi saadetin kazanılmasına en önemli sebeptir. Onu boş yere harcayanlar çok âh-u vâh ederler. İçleri durmadan yanar ama ne çare! Hasan-ı Basrî şöyle der: "Biz öyle kişilere rastladık ki, onlar, sizin nakitlerinizi harcarken gösterdiği titizlikten, vakitlerini harcarken çok daha fazla titizlik gösterirlerdi."
İbn-i Mes'ûd da; "her akşam olduğunda en çok üzüldüğüm şey, günü bitirdim ama Rabbim için bir şey yapamadım" demektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi
SON YAZILAR