Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

"Edeb Yâ Hû"

"Edeb Yâ Hû"

Milletleri ayakta tutan en önemli unsurlardan birisi de ailedir. Eğer bir milletin aile yapısı sağlam ise, onun devamı çok daha uzun olur. Aile yapısı çürük olan toplumların durumu ise pek vahimdir.
Öteden beri Müslüman Türk toplumunun aile müessesesi gerçekten sağlam bir konum arz etmiştir. Tabiî ki bu konuda en müessir olan da, dinimiz İslâm'dır. Bu gerçekleri çok iyi bilen dış düşmanlarımız, maalesef içerden de destekçiler bulmak suretiyle, topyekûn bir saldırıya geçerek bizi aile cephesinden yıkmaya çalışmışlardır.
Allah'ın son ve mükemmel dini İslâm bütün mensuplarına, sağlam bir aile yuvası emreder. Bunun için de çok önemli düsturlar ortaya koyar ve bunlara uyulmasını ister. Yuvanın gerçek bir yuva olması ve devamı için bu ölçülere riayet pek elzemdir.
Bilinen bir gerçektir ki aile yuvası, kadınla erkeğin sahih bir nikâh akdiyle ortaya çıkar. Bu oluşum aile bağını gerçekleştirir. Kadın ile erkeğin beraber olup bir yuva kurmaları ise, her ikisinin de pek çok sorumlulukları alması demektir. Kadın kendisine düşen şartlara, erkek de kendisine düşen sorumluluklara mutlaka riayet etmelidir. Aksi halde bu bağda zayıflama, incelme ve sonra da kopmalar meydana gelir.
Herkesin civarını çevreleyen birtakım sınırları mevcuttur. Bireyler mutlaka bu sınırlar içerisinde kalmalıdır. Bu sınırlar ise Allah'ın (c.c.) Kitabı Kur'an ve Rasûlullah'ın (s.a.v.) sünnetinde açıkça tarifini bulmuştur. Zaten Efendimiz (a.s.) bir aile reisi olarak da canlı bir şekilde karşımızda durmaktadır. Herkesin hak ve sorumluluklarının belli olduğu bir örnek hayatı yaşayan ve bize bırakan Peygamber Efendimiz'in hayatlarına ve öğütlerine iyi kulak vermeliyiz. O'nun hayatında ailenin en güzel huzur yuvası, en iyi eğitim müessesesi, en eşsiz bir davranış biçimi olduğunu görürüz. Böyle bir yuvadan da şüphesiz ki, gerçekten her yönüyle terbiye edilmiş çocuklar yetişecektir.
İşte bu eşsiz hayattan örnekler almak suretiyle, bunları adeta örfü ve âdeti haline getirerek aile yapısının sağlam bir şekilde oluşmasını sağlayan ecdadımız, asırlarca başarıdan başarıya koşmuşlardır. Onların hayatında en önemli unsur edeb ve hayâ olmuş, bu perdeyi yırttırmamanın hep gayretinde olmuşlardır. Bu manayı her sahaya o kadar yaymışlardır ki, bütün birimler ve her bir konuda öne çıkarmışlar, hâl ve lisanlarına bir deyim olarak da yerleştirmişlerdir. O gün özlerine işleyen bu "Edeb yâ Hû" manâsı, bugün ancak duvarları süsleyen bir levha haline gelmiştir.
***
Bugünlerde işittiğimiz bir haber, bizi böyle bir yazı yazmaya sevketti. Belki bu konuda en hassas bölgelerden birisi olan Konya'da bile, boşanmalar büyük rakamlara ulaşmıştır. Bu durum o kadar vahim hale gelmiş ki, İl Genel Meclisi bu meseleyi görüşmek üzere gündemine almış.
Gerçekten ne acıklı bir hâl! Tabii ki bu durum birden bire oluşmadı. Yıllardır yapılan ahlaksız yayın ve sorumsuzca verilen bir eğitimin sonucudur bu. Günümüzde televizyon yayınlarının alabildiğine bozguncu tavrı ise, bu yıkımı iyice körüklemektedir. İnternet ve benzeri şeyler de, nasıl kullanılacağını bilmeyen nesillere en öldürücü silâh olmaktadır.
Aile yuvasının küçümsetildiği, flört ve "beraber yaşama" adı verilen Batı kaynaklı uygulamaların yaygınlaştırılmaya çalışıldığı bir propaganda, Müslüman Toplumu özünden koparıp yıkmaya hazırlayan bir senaryodan başka bir şey değildir. Yangının bacadan aşağıya çoktan indiği günümüzde, aile müessesemize sahip çıkmalıyız. Gûya Anneler Günü'nün kutlanmaya hazırlandığı bu günlerde, herhalde öncelikli olarak bu gerçekleri düşünmemiz gerekir. Bilelim ki anneler ancak sağlam aile yuvalarıyla "anne" olma şerefini elde edebilecek ve toplumlar da Anneler Gününü senede bir gün değil her gün yaşanır bir hale getirecektir.
Bu acı gerçekler ışığında insanımıza yine eskimeyen eskilerimizin hiç pörsümeyecek sözüyle sesleniyoruz:
"Edeb Yâ Hû!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi
SON YAZILAR