Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Biat, Bağlanmadır

Biat, Bağlanmadır

Gençlik inceleme yazısı
Müslüman’ın ikinci ve çok önemli bir bağı biattir. Bu bağ, Müslümanı düşmanlarına karşı güçlü kılmakta ve Allah’ın (c.c) rahmetinin Müslümanların üzerine inmesine vesile olmaktadır. Nitekim maruf (bilinen) bir hadis-i şerifte; “Allah’ın rahmet eli (rahmeti) cemaat üzerinedir” buyrulmaktadır. Burada cemaat kelimesi, insanları bir başa bağlanmış halini yani “Ümmet” kelimesi yerine kullanılmıştır.
İmam-ı Gazali hazretlerinin “İhyay-ı Ulumud-din” isimli kitabında ilim bahsinin sonunda yapılan tarif ve tasnifte, topluma yön verebilen insanların o toplumdaki yerleri ve tesirlerini anlatmıştır. Buna göre Peygamberlerin topluma tesirleri ile onları nasıl yönetmekte oldukları açıklandıktan sonra ikinci sıraya “emir sahipleri”ni konmuştur. Emir sahiplerinin toplumun elit tabakası ile halkın sevk ve idaresinde, tesirlerini anlatan Gazali hazretleri, emir sahiplerinin, insanların tamamına hitap ettiklerini bildirmektedir.
BİAT NEDİR?
Biat, bir insanın kendi iradesi ile güvendiği bir insana bağlanması ve onun vereceği emirleri görev kabul ederek yapmaya çalışmasıdır. Tabii, biat’in bir manevi boyutu da vardır ki insanlar bununla sorumlu tutulmaktadırlar. Manevi boyutu da düşünülecek olursa, verilen görevin yapılması esnasında; zamandan, paradan, ilimden, nefesten ve gençlikten o yolda harcanmak gerekiyorsa onların harcanması biat edenin yapması gereken hususlardır.
Fetih suresi 10. ayette; “Sana biat edenler, gerçekte Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın eli biat edenlerin eli üstündedir. Her kim biatinden cayarsa kendi aleyhine caymış olur. Her kim de Allah’a verdiği ahit’e bağlı kalırsa, O da ona yarın büyük bir mükâfat verecektir.” buyrulmaktadır. Bu ayette biatin Allah’ın bir emri olduğunu, verilen biate bütün zor şartlarda dahi bağlı kalınması gerektiğini, biatinden dönenlerin (sözünden cayanların) kendi zararlarına bir durumun ortaya çıkacağını ve sözlerinde duranların ise büyük mükâfatlar alacağını görmekteyiz.
MUHAMMED ÜMMETİ OLMAK
Her vesile ile “Biz Muhammed (s.a.v) in ümmetiyiz” denmektedir. Bu söz içinde Allah’a ve Muhammed’e inanıyoruz manasının yanı sıra Muhammed’e (s.a.v) de biatliyiz yani onun vereceği emirleri yerine getirmeye söz vermiş bulunuyoruz denmektedir.
Bilindiği gibi emir ve kumanda insanların akılları ile algıladığı ve yapamaya mecbur oldukları işler cümlesindendir. Dikkat edilirse burada “kalpte bulunan iman söz konusu değildir. İnsanların avam (halk) ve havas’ın(seçkinler) zahirine (dış görünüş) verilen sözlü emirlerdir. Baştakinin verdiği emir, biatli insanda bir görev olarak tezahür eder (ortaya çıkar). Bir görevin yapılması takdir ve tebrikle karşılanırken, görevin ihmal edilmesi (yapılmaması) bir suçtur ve görevini hakkıyla yapmayana ceza verilmesi gündeme gelir. Çünkü bir görevin yapılmaması belki birçok kişinin ölümüne sebep olabilir.
Uhud harbinde, dağ yamacında görevlendirilen okçulara, yerlerinden ayrılmamaları kesin olarak belirtilmişken, okçuların emirsiz yerlerini terk etmeleri, birçok sahabenin şehit olması ve Müslümanların bozguna uğraması sonucunu getirmiştir.
BİAT NASIL YAPILIR?
İlk biat örneğini, birinci ve ikinci Akabe biatleriyle Müslümanların, peygamberimizin elini tutarak yaptıkları söz verme işlemleri olarak görmekteyiz. Hanımların da biat ettiklerini veya bir başka deyişle Peygamberimizin hanımların da biatlerini aldığına şahit olmaktayız. Ancak rivayetlere göre hanımlar biat ederlerken erkeklerin yaptıkları gibi elleri ile musafaha ederek yapmamışlar, ya Peygamberimizin elbisesinin bir yerini tutarak veya genişçe bir kap içerisine konan suya önce Peygamberimiz ellerini sokmuş ve çıkarmış daha sonra da hanımlar aynı kap içerisine ellerini sokarak yapmışlardır.
Peygamberimiz (s.a.v) irtihal edince (dünyamızdan ayrılınca) Müslümanların imanı kıyamete kadar “Allah’a ve peygambere iman…” olarak devam etmiş ancak biatleri, önce Ebu Bekir’is Sıddık (r.a) yapılmış, daha sonra sırasıyla Hz. Ömer’ül Faruk, Hz. Osman Zinnureyn ve Hz. Ali (k.v) efendilerimize yapılmıştır. Bunlarda sonra da Müslümanların başına geçen emirlere biat edilerek onların müslümanları bir sağlam topluluk olarak yönetmelerine imkân sağlamışlardır. Uzak bölgelerde bulunanlar, biatlerini Emir’in vekillerine yapmışlar böylece biatsiz tek bir Müslüman kalmamıştır. Biat etmeyen veya etmek istemeyen kabilelerle savaşlar yapılarak onların da Biat ederek bağlanmaları temin edilmiştir. 
ZAMANIMIZDA BİAT
Konunun anlaşılması için bunu günümüze indirgersek, “Emir, insanların başı ise illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar, beldelerde nahiye müdürleri, köy ve mahallelerde ise muhtarlar emir’in vekilleri olarak biatleri almışlardır. Hatta emir’e biat mektupla ve diğer haberleşme vasıtalarıyla da yapılabilmekteydi. 
Biat, şekilden çok manadır. Biat ederken ne söz verilmiştir ve verilen söze ne kadar sadık kalınmıştır, işte önemli olan budur.
Zamanımızda bağlanmanın çok değişik şekilleri vardır. Bir derneğin gayelerini benimseyerek o derneğe üye olmak ve derneğin gayelerinin yayılmasına çalışmak, bir siyasi parti lehine oy kullanmak, kalabalık miting meydanlarında hep bir ağızdan “…milletimizin saadet ve selameti için bütün gücümüzle çalışacağız” diye söz vermek de biat bağıyla anlatılabilecek bağlanma şekilleridir.
Zamanımızda yapılan oy verme işlemi de aslında bir biattir.  Her oy kullanan, kendi serbest iradesiyle, şeklen bir kâğıdı bir sandığa atıyorsa da manen şunu söylemektedir.
“Ey, falanca parti. Ben reyimi sana kullanıyorum ve senin iktidara gelmeni istiyorum. Yönetime geldiğinde, senin yönetimine razı olacağım ve çıkaracağın yasalara uyacağım” demektedir. Demokratik usuller bundan sonra devreye girmekte, atılan oylardan en fazla oy hangi partiye oy çıkmışsa o partiyi iktidar yapmaktadır.
İster iktidar partisine oy verilsin isterse vermesin, iktidardaki partinin çıkardığı yasalara karşı durmak artık mümkün değildir. Çünkü her ters davranışın ve harekette bulunan insan bunun karşılığında bir cezaya çarptırılmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi
SON YAZILAR