Fethullah Hallaç

Fethullah Hallaç

Asya’da Beş Türk

Türkistan Notları köşemizden yeniden merhaba sevgili okurlar! Bu yazımda da önceki haftada olduğu gibi, beni çok etkileyen ve oldukça değerli olduğunu düşündüğüm bir kitap hakkında hislerimi ve gözlemlerimi sizlerle paylaşacağım.

Benim Türk Dünyası ve Türkistan’a olan ilgimi bilen, önemli sivil toplum çalışmalarında aktif işler yapan değerli dostum Enes Malik Yılmaz’dan geçtiğimiz aylarda hediye olarak aldığım ‘’Asya’da Beş Türk’’ kitabı keşke daha önce okuyabilseydim dediğim kitaplardan biri oldu. Ötüken Neşriyat tarafından ilk baskısı 1998 yılında yapılan bu eser, roman tadında bir hatırat özelliği taşıyor.

Kitabımızın kahramanı ve yazarı Adil Hikmet Bey 1887 Derne doğumlu ve 1933 yılında binbaşı rütbesindeyken vefat eden son Osmanlı subaylarından. Kitapta yer alan serüvenlerdeki yol arkadaşları Selim Sami Bey, Hüseyin Emrullah Bey, İbrahim Bey ve Hüseyin Beyler de Adil Hikmet Bey gibi gözleri kara ve ömürlerini Türkistan davasına vakfetmiş insanlar. Binbir zorlukla ulaştıkları bugünkü Kazakistan, Kırgızistan Doğu Türkistan, Çin, Tacikistan ve Afganistan bölgelerinde çok önemli faaliyetlerin beyin takımı olmuşlar, bir yandan Çarlık Rusya’ya karşı meşhur ‘Yedisu İsyanları’ içerisinde rol almışlar diğer yandan Doğu Türkistan şehirlerinde irşat faaliyetleri icra etmişler. Uzun bir müddet gurbette yaşadıkları çetin mücadele sonunda kimisi anayurda dönerek Kurtuluş Savaşı’na katılmış kimisi orada kalarak mücadelesini sürdürmüş.

Kitap Adil Hikmet Bey ve arkadaşlarını okuyucuya tanıtarak başlıyor. Devamında hatıraların ortaya çıkışı ve yayıma hazırlanmasıyla ilgili hikayeyi öğreniyoruz. Teknik detayların ardından Adil Hikmet Bey’in kaleminden yola çıkış hikayesi ve yolda yaşananları okuyoruz. Bu bir avuç yiğidin serüveni Hindistan’da başlıyor. Çetin mücadeleler sonunda Doğu Türkistan’a ulaşan beş Türk daha sonra Kırgız yaylalarına geçiyor ve Çarlık Rusya ile mücadele başlıyor. Burada Rusların eline esir düşen kahramanlarımızın esaretten kaçış maceralarını ve yeniden Doğu Türkistan’a dönerek buradaki çalışmalarına şahit oluyoruz. Yerinde durmayı sevmeyen ekibimiz Çin içlerine gidiyor ve burada da aktif olarak siyasetlerini sürdürüyor. Devamında Avrupa’ya uzanan olayları okuduktan sonra Adil Hikmet Bey’in Türkiye’ye dönüşüyle hikayemiz tamamlanıyor.

Bütününü ele aldığımızda bambaşka konuları bir arada sunan eser; yaşandığı dönemin ilerisinde feraset taşıyan siyasi ve beşeri tespitleriyle hayranlık uyandırıyor. Eser, okuyucuyu 20.yüzyılın ilk çeyreğine götürürken anlatıcının tüm macerasına okuyucuyu ortak ediyor. Aynı zamanda okuyucuyu sürükleyici ve akıcı sayfaların içerisine çekerek; gezgin, seyyah, tüccar, savaşçı, esir, diplomat, asker, kurnaz bir kaçkın gibi sıfatlara ve ruh haline sokuveriyor. Ruhunda ve kalbinde Ulu Türkistan hasreti ve ateşi olan herkesin okuması ve hissetmesi gereken bir kitap. Dönemin Hindistan'ı, Afganistan'ı, Türkistan'ı, Çin ve Japonyası hatta devamında Avrupası hakkında birinci ağızdan pek çok bilgi ve tespit yer alıyor. Aynı zamanda dönem insanının düşünce yapısını, karakteristik özelliklerini ve yaşam biçimlerini de ele alıyor. Bu da doğal olarak tarihe merakı olanların ilgisini cezbediyor. Eminim ki pek çok okuyucu kitabı okurken Adil Hikmet Bey'in yerinde olmak istemiş, ona imrenmiştir. Hatırat olması hasebiyle bazı konularda hiç şüphesiz mübalağa olma ihtimali olsa bile baştan sonra cesaret, akıl ve hamiyet taşıyan bu beş kahramanın yaptıkları, başardıkları şeyler elbette ki takdire şayan.

Yazımı Adil Hikmet Bey’in şu sözleriyle tamamlamak istiyorum: Biz oralara ihtilalcilik için gitmemiştik. Maksadımız biraz nur serpmekti. Hadiseler bizi başka şeylerle uğraşmaya sevk etti. En kara günlerde bile ahali tarafından terk olunmadık. Şuna kani olduk ki, Avrupa misyonerleri mensup oldukları milletlerin orduları için birer öncüdür. Mamafih bunlar hiçbir Türk’ü kazanamamıştır. Bizler beşeriyeti tahakkümü altına almak için bütün mızraklı süvarilerini (İngiliz altını) asırlardan beri seferber eden ve son zamanda dünyanın en sakin insanları olan Türklere de musallat olan İngilizlere, İstanbul kapılarını kapayan kahraman milletin efradıyız.

Aziz ruhları şad, mekanları cennet olsun... Tekrar görüşünceye dek hoş ve esen kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fethullah Hallaç Arşivi

Kırıl Ama Sakın Eğilme!

15 Ekim 2025 Çarşamba 15:27

Kızıl Cebe

16 Eylül 2025 Salı 15:24

Bugün de Yarın da Var Muhabere!

08 Eylül 2025 Pazartesi 14:31

Ecdat Yadigarı Yurt: Kosova

23 Şubat 2024 Cuma 06:00

Güzel Türkistan Sana Ne Oldu?

15 Şubat 2024 Perşembe 06:00

Mücahit Hacı Yoldaş ve Margilan

08 Şubat 2024 Perşembe 06:00

Gündemimiz Deprem

31 Ocak 2024 Çarşamba 06:00

Kazakistan’da Milli Kurultay

24 Haziran 2023 Cumartesi 07:00

Türkistan’da Haziran Sıcakları

17 Haziran 2023 Cumartesi 07:00