1901'de Bursa'dan Konya'ya Seyahat (10)

Karayolu’ndan Konya’ya gelirken 1923’te ilçe olan Kadınhanı’dan sonraki ilçemiz Sarayönü’de eskiden kasaba idi. Mehmed Ziya Efendi, Bursa’dan Konya’ya yaptığı tren seyahati ile ilgili notlarına “Sarayönü, ekilmemiş bir ovada yer alan büyük bir köydür. Köy, tren istasyonuna on dakika mesafededir” diye başlarken, ilk olarak buralarda benzeri görülmeyen yükseklikteki minaresiyle güzel bir caminin gözlerini süslediğinden bahsediyor. Kârgir, büyükçe kasabalara şeref ve kuts allığın parıltısını veren bu mübarek caminin muntazam bir hâlde bulundurulmuş olmasının burada yaşayanların dinî açıdan sağlamlığına işaret etmesinin şükredilecek bir durum olduğunu ifade eden Ziya Efendi, “Zaten trenin istasyona varışında köylülerin, hele imam efendinin kıyafetleri de bunu gösteriyordu. Diğer bazı köylerin ahalisine göre bunların üstleri başlarının temizlikleri de beğenilecek derecedeydi” diyerek, şunları yazıyor:
“Günbatımı, Sarayönü’den hareket ettikten beş dakika sonra hakikaten şairâne bir surette başladı. İlahî kudretin aciz bırakan feyiz ve güzelliklerine, tecelli ve hoşluklarına kavuşan bu yerlerde, bu güzel yörede, yücelik ve ihtişamıyla arz-ı endam eden parlak güneş, doğarken ne kadar renkli, ne kadar güleryüzlü ise batış anında da o kadar mutluluk ve coşku vericidir. Ateş renkli ışık çizgileri, parça parça dağılmış bulutlara tesadüf ettikçe yeryüzü yaradılışın eşsiz güzellikteki bir eseri hâline geliyor; seyreden gözler önünde kararsız görünen ışıkları, bu yerlere aksedince bir güzellik mecmuasına, bir ihtişam ve yücelik dalgasına dönüşüyordu. Hülâsa, bu yerlerin doğusu da batısı da güzelliklerle dolu”
Sarayönü’den sonra Meydan ve Pınarbaşı istasyonlarını geçerek Konya’ya vardıklarını anlatan Mehmed Ziya Efendi, seyahatnamesinde Mevlânâ Celâleddin Rûmi’ye geniş yer vermiş. Kendisi de Mevlevî olan muallim Ziya Efendi, Hz. Pîr’in hastalığı sırasında tedavisi ile Hekim Ekmeleddin’in görevlendirildiğini, gönüller sultanının vefatından dolayı hat, belagat, nesir ve matematikte Anadolu’da bir benzeri olmayan Hâce Bedreddin Horasanî’nin gayet içli mersiyeler yazdığını ifade ile muallim olarak görev yaptığı eski yıllarda Mevlevî Dergâhı’nda katıldığı bir feyizli zikir gecesinden aldığı zevkten bahsederek, bahse konu bu son seyahatinde Konya’daki mevcut İslâm eserlerinin 109 yıl önceki durumunun pek perişan olduğunu da dikkatlere sunarak, şöyle diyor:
“Bir Mirac gecesi Mevlânâ’nın manevî huzurunda bulunmuş idim. Büyük bir samimiyetle yerine getirilen ibadet ve icra edilen coşkulu semadaki ruhani zevki anlatamam. Gönüllerin manevî zevk ve coşkulara daldığı bir sırada ruhu neşelendiren bu ibadetlerin Allah katında kabul edildiğine ve Allah’ın lütuf ve affına sebep olduğuna şüphe edilemez; çünkü diller Allah’ın bereketli övgüsü ve zikri ile dolu olur. Sözün kısası, itaat ve temizlikten meydana gelmiş bu türbenin yüce manzarası, saf kalplerde öyle büyük bir ruhani etki uyandırır ki bu, her türlü yüce duygunun üstündedir.
Yıllar sonra yaptığım seyahatimde Konya’daki o nefis İslâm eserlerini ziyaret ederken üzüntüden ağlamamak mümkün değildir. Çünkü Müslümanların güzel sanatlarda ne derece sağlam bir zevk ve yaratılışa sahip olduklarının somut ve vakarlı heykelleri konumundaki bu binalar tamir yüzü görmemekten dolayı mahvolup gitmektedir. Eski valilerden hiçbiri bu güzel eserlerin iyi bir şekilde korunmasına önem vermemişlerdir. Fakat bugün sadrazam olan Ferit paşa’nın valiliği sırasında bu güzel eserlerden bazıları onarılmış, geriye kalanlarının ayakta tutulmasına gayret edilmiştir”
Mehmed Ziya Efendi’nin Konya seyahati sırasında tarihi eserlerin, cami ve mescidlerdeki nefis çinilerin o tarihte Konya’da bulunan bazı ülkelerin konsolosların tarafından yerinden sökülerek Avrupa’ya kaçırıldığı anlaşılıyor. Buna ilâve olarak eşsiz İslâm eserlerinin perişan hâlde bulunduğunu gören yazar, Konya ile ilgili notlarına Hz. Mevlânâ’dan sonra Konya seyahatini yaptığı 1901 tarihine kadar olan zaman içerisinde şeyhlik makamında bulunan çelebileri de eklemiş:
“Manevî âlemin keşfinde mertebeler sahibi, Allah’ın feyizlerine kavuşmuş, ariflerin kutbu, velîlerin büyüğü Hazreti Mevlânâ’nın ölümünden sonra makamına Hüsameddin Çelebi (ölümü hicrî 1284) geçmiştir. Sonra da sırasıyla şu çelebi efendiler Mevlevî Dergâhı’nda şeyhlik hizmetinde bulunarak, fukarayı ve dervişleri talim ve terbiye konusunda gayret etmişlerdir:
Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled (1226-1312), Sultan Veled’in oğlu Ulu Arif çelebi (1261-1319), Çelebi Şems eddin Âbid bin Veled (1283-1381), Hüsameddin Vacid ben Veled (1290-1341), Çelebi Emir Âlim bin Ulu Arif (1292-1350), Çelebi Adil bin Ulu Arif (1295-1368), Emir Âlim bir Âbid (1324-1395), Emir Arif bin Âdil Kebir (1344-1421), Pîr Adil Çelebi 1379-1460), Cemaleddin Çelebi (1437-1509), Hüsrev Çelebi (1481-1561), Ferruh Muhammed Çelebi (1497-1601), Bostan Mustafa Çelebi (1558-1630), Ebu Bekir Çelebi (ö. 1643), Karahisar’dan gelme Muhammed Arif Çelebi (1597-1642), Pîr Hüseyin Çelebi (ö. 1663), Abdülhalim Çelebi (ö. 1679), Hacı Bostan Çelebi (ö.1705), Muhammed Sadreddin Çelebi (ö. 1712), Muhammed Arif Çelebi (ö. 1746), Hacı Ebu Bekir Çelebi (ö. 1784), Hacı Muhammed Çelebi (ö. 1814), Muhammed Said Hemdem Çelebi (ö. 1858), Mahmud Sadreddin Çelebi (ö. 1881), İbrahim Fahreddin Çelebi (ö. 1881), Mustafa Safvet Çelebi (ö. 1886)   (Yazı serisi tamamlandı)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Eski Ramazanlar

01 Ağustos 2012 Çarşamba 17:55

Konyasporun dünü bugünü!

17 Haziran 2011 Cuma 18:25

Konya Mûsikî Derneği'nin Konseri

10 Ocak 2011 Pazartesi 17:45

Genç Gazetecilere Rehber

19 Eylül 2010 Pazar 16:31

Eskiden Nerede Ne Vardı? -15-

02 Eylül 2010 Perşembe 18:16

Mevlâna Araştırmaları Enstitüsü

29 Ağustos 2010 Pazar 16:00

Sahip Ata Caddesi'nin Hâli!

29 Temmuz 2010 Perşembe 18:32

1901'de Bursa'dan Konya'ya Seyahat (9)

25 Temmuz 2010 Pazar 18:39

1901'de Bursa'dan Konya'ya Seyahat (8)

22 Temmuz 2010 Perşembe 18:56