Yüzde 108,2'ye ulaştı!

Konya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, Meram Ziraat Odası'nda düzenlediği basın toplantısıyla tarım sektöründeki son durum ile ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız'ın yanı sıra; Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker ve Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu oldu. Toplantıda Konya'nın Türkiye’nin toplam tarımsal üretiminin yüzde 10’unu karşılayan bir şehir olduğunu ifade eden Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, “2.6 milyon hektarlık tarım alanı ile ülkenin toplam tarım alanının yüzde 11.2’si gibi çok önemli bir oranını oluşturmaktadır. En fazla un fabrikası Konya’da bulunuyor. Özellikle tahıl, şeker pancarı ve baklagiller alanında ülkemiz ihtiyacının büyük kısmını karşılayarak bu alanda önemli rol oynayan Konya'da, tarımsal üretimin büyük bir kısmı endüstriyel bitkilerde gerçekleştirilmektedir” dedi.

ELEKTRİĞİ YÜZDE 14 DAHA PAHALI KULLANIYORUZ

“Malumunuz uzun zamandır sürekli her platformda enerji bedellerinin yüksekliğinden bahsediyoruz” diyen Yağız, şunları kaydetti: “Son bir yıldır yüzde yüz artan bir maliyet konusu olan enerji fiyatları ile tarım yapmanın, üretmenin imkanı kalmamıştır. Tarımsal üretimde başta sulama olmak üzere seralarda (ısıtma, havalandırma, nemlendirme, serinletme, aydınlatma, otomasyon), hayvansal üretimde elektrik enerjisi tarımsal girdi olarak kullanılmaktadır. Tarımsal sulamada üreticilerimizin karşı karşıya kaldığı sorunların başında ise enerji fiyatları gelmektedir. Ocak 2018-Ocak 2020 döneminde fiyat artışları yüzde 108,2’ye ulaşmıştır. Mesken abone grubu fon, pay ve vergi dahil 69,5 kuruşa elektrik alırken, meskenlerde oturanların gıda ihtiyacını karşılayan üreticilerimizin ödediği tutar 80,8 kuruştur. Üreticilerimiz mesken abone grubuna göre yüzde 14 daha pahalı elektrik kullanmaktadır. Tarımsal sulama abone grubuna sağlanan fiyat avantajı ortadan kalkmıştır. Tarımda girdi yükünün hafifletilmesi, üretimin sürdürülebilir kılınması bakımından tarımda kullanılan elektrikte birim fiyatlar düşürülmeli, elektrikte uygulanmakta olan yüzde 1 Enerji Fonu, yüzde 2 TRT payı, yüzde 18 KDV kaldırılmalıdır. Elektrik mutlaka desteklenmeli, indirimli tarifeden elektrik almalarının devamı sağlanmalıdır. Diğer taraftan üreticilerimizin hak ettiği destekler, borçlarına mahsuben elektrik şirketlerine aktarılmaktadır. Elektrik borçlarının desteklerden tahsil edilmesiyle ilgili uygulama biran önce kaldırılmalıdır. Üreticilerimiz aradıkları zaman elektrik dağıtım şirketlerinde muhatap bulmakta güçlük çektiği gibi, ödemelerde en ufak bir aksama olması halinde elektrikleri anında kesilmektedir.”

ÇİFTÇİNİN CEZALANDIRILMASI ADİL DEĞİL

Bir çiftçi kuruluşu olan Anadolu Birlik Holding iştiraklerinden Sivas Kangal ve Soma Termik Santrallerinin kapatılmasını doğru bulmadıklarını dile getiren Başkan Yağız, “Çiftçinin alın teri ve emeği ile kurulan çok ciddi kaynaklar aktarılarak alınan bu santraller kapatılmış Konya çiftçisinin alın teri, emeği, parası çöpe atılmıştır. Yine çiftçimizi mağdur eden bir diğer ciddi sorun 2019 yılında iklim şartlarına bağlı olarak pancar kotaları doldurulamamış çiftçilerimiz cezalar ile karşı karşıya kalmıştır. Şeker pancarı gerek ülkemiz gerekse ilimiz için stratejik bir üründür. İklime bağlı çiftçiden kaynaklanmayan etkenler nedeni ile yeterli üretimin olmaması yüzünden çiftçinin cezalandırılması adil değildir. Şeker pancarı üretiminden çiftçiyi soğutmaktan başka bir işe de yaramayacaktır. Yine bir diğer ciddi sorun çiftçinin özel bankalar, ziraat bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan kredi borçlarıdır. 2015-2020 yılları arasında kullanılan kredilerden kaynaklı çok ciddi borç yükü bulunmaktadır. Sürdürülebilir bir üretim ve kredi kullanımı açısından bu döneme ait borçların da faizleri silinerek anaparaları uzun vadeli yapılandırmaya gidilmesi gerekmektedir. Ziraat Odaları olarak, çiftçilerin tüm bankalara olan borçları, çiftçi kayıt sistemi kaydı olsun olmasın, faizleri silinmek suretiyle en az 5 yıl vadeyle yapılandırılmasını talep etmekteyiz. Konya’mız da 70’li yıllardan itibaren açılan yeraltı kuyuları ilerleyen yıllarda yağışa bağlı olarak yeraltı sularının hızlı şekilde çekilmesi nedeni ile suç unsuru gibi algı oluşturulmaya çalışılmış kaçak kuyu tabiri ile sürekli gündemde tutulmuştur. Ziraat Odaları olarak kaçak kuyu tabirinin yanlış olduğunu ruhsatsız kuyu tabirinin kullanılması gerektiğini bir defaya mahsus imar barışına benzer şekilde kuyu barışı yapılmasının, ruhsatsız kuyuların kayıt altına alınarak bu sorunun çözülmesi gerektiğini düşünmekteyiz” şeklinde konuştu.

SALİH ACIBADEM