Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Yeter Artık Susun. Huzur İçine Girelim

Yeter Artık Susun. Huzur İçine Girelim

TV. leri karıştırdığım ve oradan Medya’yı da okuduğum bir sırada telefon çaldı.

“Gazatacı nerelerdesin? Bak hem İzmir’den he de Antalya’dan misafir dostlarımız var. Teşrif et de, sohbet içinde boğaz yağlayalım…” diyordu Konyalı dost…
Tabii davete icabet gerekirdi. Gerekirdi ama şu TV’ler de kendilerini üstün kabiliyetlilik içinde görüp fikir yürütenleri de dinlemeden edemiyor. “Bakalım taraf tuttukları yöne göre nasıl biçimlendiriyorlar seçimi” düşüncesi içinde dinleme ile hemen ayrılamadım.
***
Nedir bu Türkiye’de seçim sonu, seçim işlem ve isteklerinin devam etmesi acaba?
Batı devletlerin de seçimler sonu ne TV ne de basınında göremiyoruz bir dahaki seçime kadar ama.
Bizde çok demokrasili seçimin başladığı 1946 yılından bu yana. Seçim öncesini bırakın, yeniden yapılacak seçim gününe kadar. Her gün Yeni bir seçim yaptırabilme uğraşı içindeler.
Bu yönde kendi başlarına kalmazlar. Taraflı medya taraftarlığı yanında birde değişik yönlerde kendilerine fayda getirecek rant (getirim) elde edebilme olasısı içinde olup manşetleri ile devamlı kışkırtmaya girerler. “Şu şunu söyledi. O buna şöyle karşılık verdi” derken cımbızla ayırdıkları yönde konuşturmuş olmaktalar.
Şimdileri birde internet yazılımları ilave oldu. Orada nasıl olsa kimse bir şey diyemez havası içinde küfürlere hakaretlere kadar vardıran mail yazılarını Google grupları vasıtasıyla yayınlayarak…
Tarafsız ve çoğunluk vatandaşların, bundan çokça rahatsız olduğuna duyarlılık göstermez mevcut iktidarı hırpalamaya çalışırken…
Birde asıl ihtiyaç kesp eden meseleler değil bu yöne gitmeleri ile devlete seçim giderleri yaptırmaya vesile olup ekonomiyi de çarçur ettirmekteler.
Dün köle diye kullanıp hiç hak vermedikleri ırktan olanı, Başkan seçtiler. Elbet muhalifi de vardı ama.
Bizimkilerin, değil hemen seçim arkası günleri. Aradan bir iki yıl da geçse yaptıklarının aksine.
Seçimden sonra, “Şöyle oldu böyle oldu. Demokrasi değil, oyunlarla, baskılarla, sandık ve oy kâğıdı çalmalarla kazandılar. İptali ile yeniden seçim yapılmalı” demiyorlar.
Seçim tamamdır kanısı içinde “Benim başkanım olamaz tanımıyorum” demiyor. Gördüğü yerde yön değiştirme veya sırt çevirme yapmıyor. Sivili hele apoletlisi de.
***
Konu dışına girecek ama olsun.
Sadece seçim siyasetimi susuyor onların medyasında?
Değil. Vatanlarında olan ama dışarıya aksederse devletine zarar verecek zararlı ve kötü işlemleri bile haber yapmıyor göstermiyorlar.
Örneğin Amerika’nın Irak mezaliminin kötü hallerini bulamazsınız ama “Amerika Irak’a demokrasi getirdi” denilmesini çokça görürken İsrail’in yaptıklarını duymazsınız bile.
Bizde ise terör olaylarında teröristlerin attığı taş, vurduğu sopalar gösterilmez iken, İsrail’i bile teröre karşı savaşıyor haberi yanında, emniyet kuvvetlerimizin sopa vuruşu, havaya ateş açışı defalarca gösterim içine girer.
***
Evet, seçim sonu muhalefet partilerinin “Ben kazanıyordum ama…” diye başladıkları yeniden seçim isteme veya siyaset borazanlıkları vatandaşlarımızı bezdirmekte ama “Yeter artık susun. Huzur içine girelim” de diyememekteler.
***
Bu hususu 2007 seçimleri sonu “Siyaset yazılım ve söylevlerine ara verelim” başlığı olan 29.07.2007 günlü köşemde de aynı kanımı vurgulamış ve istemiştim.
“Genel seçim bitti. Kazanan kaybeden kaderine razı olup seçmenlere saygı gösterip şöööyle bir yorgunluklarını atmak için dinlenmeye çekilseler.
Diğer devlet ve halkının yaptığı gibi buzdolabına koysalar ne olur?
Gelecek seçimi bırakalım daha mazbatalarını almadan şunu bunu öne sürerek, çatışmalı hava yaratacak hararetli, dedikodulu sözleri söylemeseler…
Hiç olmazsa, TBMM açılıncaya kadar bir haftacık bile olsa sakinleşseler…
***
Olmaaazzz. Olmaaazzz
Hele, “Nasıl polemik (söz dalaşı) yaratıp haber yaparım manşetlere” havasındaki kartel denen boyalı ve sözde ulusal basın yanında, dekolteli – şimdi diyecekler ki “gerici laik karşıtı ne olacak. Kapalı ister(!)” diye ama birde o âşık oldukları Avrupalıların TV’lerine bir baksalar nasıl ciddiyet içinde olduklarına - bacak bacak üstüne atmış sunucuların…
Bilgiçlik edası içinde karşılarına aldıkları hazırlanmış konuşmacıları söyletip, inek altında buzağı aramaya ve dinleyicisinin beynini kendi yönlerinde yıkamaya çalışmaları!
Daha da katmerleştirme çabası içinde. Oturumdan oturuma, bir beyan almadan diğer beyan almaya koşmaları!”
İkinci yıla varıyor. Değişen bir şey olmuş mu?
Olmuş hem de daha fazlalaşarak devam!
***
Dostlara doğru yola koyuldum. O tarafa resmi, sivil toplum vasıtası da olmayınca tabanvaya binip yol almaya başladım.
Yarım saat sonu vardığım dostlarımla kucaklaşıp sohbete daldık.
Tabii burada da geçtiğimiz seçim siyasetinin sohbeti gecikmedi.
Gecikmedi ama bendenizin köşesi de sona erişti.
Gelecek yazımda izleriz inşallah.
***
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR