Yaraları Saran İlaç Miraç
Âlemlerin Rabbi, rahman ve rahim olan, din gününün sahibi, yaratan, yaşatan, yöneten, rızık veren, kendisine kulluk yapılan, rızası gözetilen ve kendisinden yardım istenilen Allah’a (c.c.) hamdolsun. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderilen, “Allah’ım Recep ve Şaban'ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan'a kavuştur.” Diye dua eden Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) salat ve selam olsun.
İlk vahiyle muhatap olmuş ve korkmuştur Rahmet Peygamber’i. Vefakâr eş Hz. Hatice, “Allah hiçbir zaman seni utandırıp üzmez. Çünkü sen akrabanı gözetirsin, doğru konuşursun, işini görmekten âciz kimselerin elinden tutarsın, yoksulları kayırırsın, misafirleri ağırlarsın, haksızlığa uğrayan kimselere yardım edersin” diye teselli etmiştir Hz. Muhammed’i. Ve Haticeler, Ebu Bekirler, Zeyd Bin Hariseler, Aliler Rahmet Peygamberini tasdik edip imanla şereflenmiştir.
Rahmet Peygamberinin Sefa tepesinden “Beni nasıl bilirsiniz?” sorusuna "Biz, senin doğruluğunu tasdik ederiz. Çünkü şimdiye kadar sende doğruluktan başka bir şey görmedik. Sen yanımızda yalan ile itham edilmiş bir insan değilsin." Diye cevap vermiştir Mekkeliler. El Emin olup, güvenilir olandır O. (s.a.v.) Hal böyle iken yuhalanmış ve dışlanmıştır Rahmet Peygamberi.
* * *
12 yıldır devam eden tebliğ ve davet. Rahmet Elçisi ile Mükerrem olan Mekke ve âsi olan insanlar. Yok sayılmalar, alay edilmeler, batıl olan teklifler, tehditler, yollarına dikenler, başına pislikler... Şair denilerek, divâne denilerek yapılan hakaretler. İşkenceler, zulümler, yolundan dönmeyen şehitler ve şahitler.
3 yıl süren boykot; açlık, yokluk ve kıtlık... Bir çare, bir yol aramaktadır Rahmet Peygamberi. Taife döner yönünü, akrabaları vardır orada. 10 gün boyunca umutla anlatır İslam’ı. Ama ne çare. Münevver olamamıştır Taif. Alaylar, hakaretler, şehrin ayak takımına taşlatmalar. Rahmet Peygamberi ve yol arkadaşı Zeyd Bin Harise kanlar içinde kalmıştır. Uhut’tan bile ağırdır imtihan. Çok zor durumdadır Hz. Muhammed (s.a.v.). Fakat Rahmet Peygamberidir O, mübarek dilleri duadadır.
***
Vefakâr eş Hz. Hatice, kalkan olan Ebu Talip bu dünyadan ayrılmıştır. Hüzünlüdür Rahmet Peygamber’i. Dünyanın kalbinde kalbi yaralıdır ve yükü ağırdır O’nun. Kabe’nin Hatim kısmında niyazdadır Kainatın Efendisi: "Allah’ım! Güçsüzlüğümü, çaresizliğimi ve halkın nazarında hakir görülüşümü sana arz ve şikâyet ediyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Sen zayıfların Rabbisin! Sen benim Rabbimsin!”
Recep ayının 27. gecesidir. Ve yaralara merhem olan gece yürüyüşü başlamıştır. Âlemlerin Rabbi olan Allah, Rahmet Elçisini ilk kıblemiz, ikinci mescidimiz ve üçüncü haremimiz olan Mescid-i Aksa’dan katına almıştır.
“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (İsra Suresi 1)
Mana âlemine basamak basamak çıkmıştır Rahmet Peygamberi. Cennetlikleri ve Cehemnemlikleri görmüştür. Kainatın Efendisi, bütün Nebilere namaz kıldırmış, sidre-i müntehaya ulaştırılmıştır. Rahmet Elçisi Kudüs’ten, İsra ve Miraç mucizelerin gerçekleşmiş olduğu Mescid-i Aksa’dan yaralara merhem olan ilaçla dönmüştür. (Üç Hediye.)
Kudüs’ün bir İslam beldesi olduğuna inanan, Rahmet elçisini “ O dediyse doğrudur.” Diyerek tasdik eden ve miraçtan gelen hediyelere sarılan canım kardeşim; Allah’a emanet olasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.