Umutlar gerçekten tükendi mi?
Ben maçlardan hemen sonra teknik adamların, yöneticilerin ve futbolcuların basına yaptıkları açıklamalara çok takılırım, kendi açılarından olumlu veya olumsuzlukları adrenalininde etkisiyle ağızlarından hemen salıverirler, verdikleri mesajla temsil ettikleri koca camiaları ne kadar etkileyeceğini o anda hiç düşünemezler, içlerinde en basma kalıp mesaj verenler futbolculardır, mağlup bitirmişlerse kaseti takarlar ve derler ki 'valla şans bizden yana değildi, rakibin yanında yer aldı, artık bundan sonra önümüze bakacağız' derler. Gerçekten de üzüntüden önlerine bakarlar. Yöneticilerin mesajları duygusaldır, yenilgiyi hazmedemez, onların muhatabı genelde hakemlerdir, ancak takımın lideri yani teknik patronun vereceği mesaj hem camia hem futbolcular için çok önemlidir, zaten maçın büyük bir bölümü hatırlarında yoktur, detaylandırmayı tekrar izledikten sonra yaparlar, bu yüzden mağlubiyete kurban aramazlar genelleme yaparlar 'istediklerimizi sahaya yansıtamadık, yenildik hatalarımızı en aza indirerek hedefimize devam edeceğiz' derler.
Ancak sevgili Uğur Tütüneker verdiği röportaj doğruysa, Konyaspor sanki havlu atmış... Uğur Hocanın gazetelerdeki beyanı şöyle, “Yediğimiz goller saçma sapandı. Geçen haftada öyle goller yedik. Golden sonra fena oynamadık. Maça da ortak olduk. Deplasmanda gol atamazsan yenilirsin. Saçma sapan gol yediğinde de moraller bozuluyor. Hedefimiz ilk altıydı ama bu saatten sonra öyle ortalarda gezineceğiz. Bir şeyler yapabilirsek yapacağız” demiş.
Tütüneker'in Almanya kökenli olduğunu biliyoruz, orada yetişen insanlar hissettiklerini tüm açık yüreklilikle dile getirirler, ancak burası Türkiye, uzun yıllardırda bu sektörde hocalık yapıyor, artık biliyor olmalı bu verdiği mesajın futbolcularda öz güven kaybına neden olacağını. Zaten ekonomisi bozuk olan kulübün yöneticisi de ödemeler geldiğinde 'Hocam ortalarda geziniyoruz, ama bir türlü para bulamıyoruz, yinede birşeyler yapabilirsek yapacağız' derlerse şaşırmamak gerekir.
Puan cetveli bizde başka Konyaspor tarafında acaba başka mı? aramızda sadece dört puan yok mu? Bu dört puan kapanmaz mı?
Yoksa gerçekten takıma güven azaldı mı? Hep böyle Uğur Tütüneker'in dediği gibi saçma sapan goller yemeye devam mı edilecek?
Biz antrenörlere kurslarda öncelikle şunu öğretmişlerdir, futbolcunun yüzde yüz performansına ulaşabilmen için onu fizik, teknik ve taktik anlamda iyi hazırlarsın ve sadece istenilen performasın yüzde ellisini alırsın, ama yüzde ellisi hatta bilim adamlarına göre daha fazlasını futbolcunun mental (zihinsel ve moral) hazırlığıdır.
Bizde şöyle bir söz var "çıkmayan canda ümit vardır" diye, kaldı ki Konyaspor'un canı da çıkma noktasında değil, aradaki puan bizim baktığımız puan cetveline göre sadece dört ve kapanmaz mı? Kapanır, ama siz 'biz ortalarda gezineceğiz' diyorsanız yapılacak birşey yok, o zaman taraftarlar da 'futbolculara ne yapıyorsunuz?' diye sorarlarsa "Ne yapalım abi ortalarda geziyoruz"desinler.
Maça gelince....
Uğur hocanın dediği gibi saçma sapan goller yedik. Geçen hafta yazdım, tekrar söyleyeyim, rakip gol attığında olay mahallindekiler kimler? Öncelikle kaleci, sonra önündeki dörtlü savunma değil mi? Bu yüzden herkes olay mahalline bakar ve gördükleri kaleci Kaya'dır, Ali Turan'dır, Selim'dir, Muhamet'dir. Kimse bu topun oraya nasıl geldiğini tartışmaz, dolaysiyle en son dörtlü savunma ve kalecinin yaptığı hata, golle sonuçlanır. Bu nedenle savunma dörtlüsünün birbirlerine uyumlarının çok önemli olduğunu, savunma zincirini makineleştirmeleri gerektiğini söyleyerek kalecinin de kendine güvenerek arkadaşlarına bir puanınız bende mesajını vermesi gerekir.
Aslında yine oyuna iyi başlandı, özellikle takım savunmasını iyi yapıyor gibiydik, ama kazandığmız topları çok kaybettik, etkin olan kenarlarımızı iyi kullanamadık, iki kenar adamımız da içeri kateden adamlardı, bu nedenle Ars'ı kenardan çok topla buluşturamadık, hem Erdal hem de Recep zaten kalabalık olan üçüncü bölgede iş yapamadılar, takıldılar. Bana göre ilk defa deplasmanda etkisiz bir oyun oynadık, bal yapmayan arı misali atılamayan penaltıdan sonrada zaten gardımız iyice düşmüştü.
Sonuç olarak bu takımı olumsuz söylemlerle etkisizleştirmemek lazım, çünkü hala play off hedefinden kopulmamışsa, ki bana göre kopulmadı mücadeleye devam edilmeli. Bir notta yapılan istişare toplantısından, bu toplantıyla ile ilgili düşüncelerimi hafta içerisinde detaylı bir şekilde yazacağım.





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.