Ramazan’ın en veciz yaşandığı yer: Konya  

Ramazan’ın en veciz yaşandığı yer: Konya  

Gazetemizin Ramazan Söyleşilerinin bugünkü konuğu KTO Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı oldu. Arabacı, Konya’nın Ramazan ayı içerisinde değişimini ve eski ramazanları anlattı

KTO Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı Konya’nın farklı manevi bir atmosferi olduğunu belirterek, “Farklı bir atmosferi var bu şehrin. Camilere insanlar doluşmuş ve ibadetler huşu ile yapılıyor. Hal böyle olunca tüm bunlar tutum ve davranışlara da yansıyor” dedi.

RAMAZAN AYI MÜSLÜMÜANLAR İÇİN YOĞUNLAŞTIRLIMIŞ BİR PROGRAM

**Hocam ilk olarak ramazan ayı hakkında neler söylemek istersiniz?

Ramazan ayı 11 ayın sultanı olarak anılan bir ay biliyorsunuz. Aslında bu tek cümlenin mana yüklü, derin bir arka planı var. Yani on bir ay boyunca çalışıyorsunuz, uğraşıyorsunuz, Dünya hayatının yoğunluğuyla haftaları ve ayları geçiriyorsunuz... Ama o bir ayda bir yeniden derlenme, toparlanma, kendini bulma yaşama ve tazelenme çalışması oluyor. Bir ayda ibadetler yoğunlaşıyor, günlük ibadetlere oruç da ekleniyor. Hayır çalışmalarında yoğunluk artıyor, ikram ve izzette yoğunluk artıyor. Peki, neden böyle? Tarihe baktığımızda İslam peygamberinin de Ramazan'ı çok yoğun geçirdiğini görüyoruz. Mesela mukabele yapıyor. Kur'an hafızasında var, kalbinde var, zihninde var ama vahiy meleğiyle, vahiy konusu olan kitabı karşılıklı okuyor.

Yine son 10 günde genelde itikafa giriyor. Yani zamanının neredeyse tümünü mescitte geçiren bir yoğunlaştırılmış program... Bu anlayış Müslüman toplumlara yansımış ama Konya'ya geldiğinizde bu birçok şehre kıyasla Ramazan'ın geldiği çok daha belli oluyor.

img-2963.jpg

RAMAZAN ATMOSFERİ TÜM ŞEHRE SİRAYET EDİYOR

**Hocam Konya özelinde konuşacak olursak Konya’da ramazan nasıl karşılanırdı?

Mesela ben kendi hayatımdan hissettiğimi söyleyeyim 1980 yılında İzmir'de askerliğimi bitirdim. Askerliği bitirip Konya'ya gelince bir Kapu Camii'ne uğrama fırsatım oldu bir vakit namazıydı ve camii maşallah tıklım tıklım doluydu. Farklı bir atmosferi var bu şehrin. Camilere insanlar doluşmuş ve ibadetler huşu ile yapılıyor. Hal böyle olunca tüm bunlar tutum ve davranışlara da yansıyor. İzmir'deki atmosferle kıyasladığınız zaman doluyorsunuz. Yani İzmir'de ibadethaneler dışında çok daha farklı bir iklim var orada. Tabi ki İzmir'de güzel bir şehrimiz onunda kökeninde gayretli çalışkan devlet adamlarımız var. Burada demek istediğim manevi yoğunluğu Konya gibi bir merkezde daha fazla hissediyorsun. Dediğim gibi İzmir'in çok önemli beyleri ve devlet adamları vardır.  Mesela Gazi Onur Bey gibi muhteşem bir kahraman var. Aşkla vuruşarak İzmir'i savunurken şehit olmuş. Yunan 15 Mayıs 1919 yılında işgal ettiğinde, İzmir'in birkaç gün içindeki şehit sayısı beş bin kişidir. Ancak o tarihlerden 1980 lere gelindiğinde ise adeta bir Batı şehri gibi, İslam diyarı değil de ya da İslami unsurların yana çekildiği, geri çekildiği bir hava, bir atmosfer mevcut. Tabi o süreç de oradan Konya'ya gelince farklı hissediyorsunuz. Benim Konya'da yetmişli yıllardan itibaren başlayan ilim tahsili hayatım oldu. Daha önce ilkokul, ortaokul, lise öğretmen okulunu okurken hep Konya'dan gelip geçtik.  Onun için içindeyken Konya'nın ramazandaki farkını çok hissedemiyor insan. Ama askerlik dönüşü bu farkı çok iyi hissetmiştim. Konya'da Ramazan her yere sirayet ediyor her şeyde görülüyor. İnsan ilişkilerine yansıyor, hayat tarzına yansıyor hatta trafiğin işleyişine bile yansıyor.

KONYA MAHALLE KÜLTÜRÜ RAMAZAN'DA DİRİLİŞE GEÇERDİ

**Hocam geçmişten bahsetmişken sizin hatırladığınız kadarı ile eskinin ramazan hazırlıkları nasıldı?

Eskiden Konya’mızda Ramazan'dan önce evlerin temizlenmesi, sokakların ev önlerinin temizlenmesi, kapıların silinmesi, tabi bu dediğim bahçe kapıları ki o dönemde bahçeli evler yoğundu eski Konya'da. Bugün artık Konya malesef bir apartman şehrine dönüştü. Bizim kültürümüzde mesken tipi, bahçeli evdir. Yani bahçe kapısından eve girdiğinizde taşlık veya hayat alanı dediğimiz bir giriş olur. Etrafı duvarla çevrili olur içerisinde güllerin, ağaçların, tulumbanın yani kuyu ya da su kaynaklarının bulunduğu müstakil bir bahçe... Bir tarafında asmaların, değişik meyve fidanlarının bulunduğu güzel bir Konya evidir. Diğer tarafta ahırı, tandırı küçük bir hayvan kümesi ile bir müştemilatında bulunduğu bütün ihtiyaç olan mekanların bulunduğu bir ev ortamı. Ama şimdilerde öyle bir mekana giriyorsunuz ki dışarıyla tüm bağımız kopuyor. Ailenizle, çoluk çocuğunuzla sıkışık bir hayat. Yani kibrit kutusu gibi apartmana sıkışmış bir hayat ve bu hayat içinde bir Ramazan hazırlığı haliyle o mahallelerdeki heyecan görünmüyor veya görülemiyor artık. O eski müstakil evlerden oluşan mahalle kültüründe yemek hazırlama da ayrı bir yer tutardı onu da belirtmek lazım. Sadece yemek değil her konuda bir yardımlaşma vardı. Mesela Ramazan önü mahallenin kadınları camileri temizlerlerdi Ramazan'a ilk hazırlık başlardı. Sonra yakın komşular yardımlaşır sahurluk erişteler kesilirdi. Hem kendi yiyeceğin hem de komşunun eriştesi kesilir işler hızlıca toparlanırdı. Sonra diğer yemek hazırlıkları beraber yapılır yorgunluk paylaşılırdı. Hoş atmosfer oluşurdu öyle yabancı gibi birbirini görmeyen, selamlaşmayan bir komşuluk değil de kendi ev işlerinde bile yardımlaşan komşuluk. Halı silkeleyip halı yıkamaya varıncaya kadar yardımlaşan bir komşuluk. Konya mahalle kültürü Ramazan'da dirilişe geçer. Cami temizliği, ev temizliği, sokak temizliği ardından Ramazan alışverişleri... Tüm hazırlığın içinde bir de davetlere hazırlık olur. Yani iftar yemeklerine hazırlıklar olur. Artık haliyle keseler açılır, sofralar ve gönüller açılır. Tabii artık eş, dost, akraba, hısım yanında. Konya'nın işte fakir fukarası da doyurulur imkan dahilinde.

RAMAZAN HOŞGÖRÜSÜ TÜM ŞEHRİ KUŞATIRDI

**Hocam Konya’nın geçmişinden bahsettik. Konya birçok kültüre ev sahipliği yapmış bir şehir farklı inançlar arasında ramazan nasıl yaşanıyordu?

Konya tabi çok kültürlü bir şehir yani farklı etnik unsurların da bulunduğu bir şehir. Mesela 1500’lü yıllar Konya'da Yahudiler var. Alaaddin Tepesi'nde bir beş hane kadar Yahudi aile var Hristiyanlar daha yoğun ama kayıtlara geçmiş. Konyalı Mustafa diye varlıklı bir adam bu Yahudilerin evini satın almış, tepeden Yahudiler indirilmiş. Dediğim gibi çok değil beş hane kadar. Ondan ayrı güney tarafta Ermeni ve Rumlar var. Dolayısıyla Rum ve Ermeni komşular var Konya içinde. Esnaf, sanatkarlar bunlarla da çok hoş ilişkiler geliştirmiş. Yani gavur diye dışlamamış. Zaman zaman bunlara da yer açmışlar iftar sofrasında. Ramazan ayı böyle bir hoşgörü de getiriyor beraberinde ve sokağa, çarşıya yansıyor. Gayrimüslimler de Konya Ermenileri, Rumları da bunun karşılığını veriyorlar. Onlar da açıktan oruçlu halkın önünde yemiyorlar ve çocuklarına da tembihlerde bulunuyorlar sokakta yemeyin gibi... Çünkü Müslümanlar oruç tutuyor onlara saygısızlık etmeyin diyorlar. Rahatsız etmemek adına kahve içecek esnaf, Rum veya Ermeni esnaf, katırına biniyor evine gidiyor, yemeğini yiyor kahvesini içiyor, çarşıya öyle geliyor. Çarşıda milletin yanında yiyip içmiyor.

Tamamıyla karşılıklı hoşgörüye dayalı bir ilişki. Bu dönemden baktığımızda kavrayamayacağımız düzeyde bir hoşgörü anlayışı bu. Hatta bu ilişki Konya mezarlıklarına bile yansımış. Musalla Mezarlığı'na bakın, Müslüman Mezarlığı'nın içinde Hristiyan ve Yahudi mezarları vardır üçgen bir alan içinde. Yani hoşgörü mekanlara da yansımış.

Ermenilerden son kalanların çocukları, Müslüman çocuklarına yani komşu çocuklarına kendi bayramlarında yani Paskalya ve benzeri bayramlarda renkli yumurta, çörek, börek falan ikram ediyorlar, kolluyorlar. Yani şöyle ki bir Ramazan iklimi yaşanıyor şehirde ve o şehrin tüm ahalisi o iklimin şartlarına göre şekil alıyor ve güzelleşiyor, hoşgörülü insanlar oluyor gayrı müslim bile olsa.

img-2965.jpg

ÇOCUKLARIMIZI İSLAM ŞUURU İLE YETİŞTİRMELİYİZ

**Hocam bu anlattığınız örnekler çerçevesinde sizce toplumumuz Ramazan ayına karşı bahsettiğiniz bu duyarlılığını halen koruyor mu?

Toplum canlıdır ve daima bir değişim vardır. Bu değişimi sağlayan etkenler müspet yönde ise değişim olumlu yönde gerçekleşir şayet menfi yöndeyse, değişim menfi yönde olur. Şimdi toplum niye iyiye gitsin ki? Mesela gençliği nasıl yetiştiriyoruz? Çocuklarımızı nasıl yetiştiriyoruz? Akif'in Safahat'ta anlattığı bir çocukluk hikâyesi var. Bir müderris baba küçücük oğlunu, kızını alır Fatih Camii'ne götürürmüş. İçeri girince uslu durun diye de tembih edermiş. Ama baba namaza dalınca çocuklar caminin bir başından bir başına koştururmuş. Şimdi çocuklarının elinden tutup da camiye götüren kaç baba kaldı ki? Ramazan sohbetlerini düşünün eski Konya'nın. Mesela eski Konya'nın Selçuklu devrinde kalbi Alaaddin Cami'dir. Surlar Alaaddin Tepesi'nin çevresini kuşatır. Daha sonra bunlar iç sur olur. Ona Ahmet Ek eklenir Güneybatısında. O da bir kaledir ama maalesef Göz göre göre yıkıldı. 1897’lerde şimdi Alaadin camii Cuma camidir, İcazet camidir, Hafızlık töreni camidir, yani önemli olaylarda namaz kılınır. Dua edilir, sohbet edilir, törenler düzenlenir. Hani büyük bir konferans salonu gibi düşünün.  Şimdi Alaaddin Cami kaç bin kişi alır? Diyelim ki 15 bin, 20 bin kişi çok rahat alır. Yani cemaat çoğaldıkça bu saflar sıklaştırılır.  Selçuklu devrinde Kalp Alaaddin camiidir orası. Osmanlı devrinde ise Konya'nın kalbi kaplıca. Kapıcı. Hım. Tabii. Kapı camidir.  Osmanlının kalbi Kapu Camii’dir. Kapı Camii'nde sohbetler yapılır, cami dersleri verilir. Mesela cami dersleri verilen yerlerden biri Şerafettin Cami'dir. Ramazan ayında bu dersler daha da artardı. Müderris kürsüsüne kurulur bir konuda alanda bir ilim dalında ders verir. O dersi takip edenler icazet alabilir. Günümüzden çok farklı bir şey. Yani işte falan hoca konuşuyor,  onu beş on dakika dinleyeyim, çıkayım tarzında bir şey değil. Bir devamlılık süreklilik gerektirin bildiğiniz ders Ama cami dersi, yani yoklama alınmıyor. Yani insanlar bu şekilde yetiştiriliyor.

RÖPORTAJ – SAİT ÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.