Nasıl Kaybedilir?

Sporla ve özellikle de futbolla uğraşanların çok iyi bildiği bir söz vardır:
“Haticeye bakma neticeye bak…”
Nedir bu sözün anlamı?
Alınan sonucun önemini vurgular.
Nasıl kazanıldığı kadar, nasıl kaybedildiği de önemlidir. Kaybeden taraf üzülür, kazanan taraf ise sevinir, bu duygu, bu düşünce insanoğlunun var olduğu zamandan beri olağan bir gelişmedir. Siz hiç kaybeden tarafın sevindiğini gördünüz mü? Görmemiz mümkün değildir. Olsa olsa bu insanlar ‘tımarhanelik’tir.
Gelelim spora…
Bir futbol maçı seyrediyorsunuz. Bir takım çok iyi oyun kuruyor, çok iyi paslaşıyor, futbolcular çok güzel top gezdiriyorlar kendi aralarında, görüntü çok güzel, göze çok hoş gelen hareketler yapılıyor, fakat netice yok. Rakip takım kalesine yaklaşıp bir şut bile atamıyor futbolcular. Oyunu hep kendi sahalarında gerçekleştiriyorlar. Karşı takım ise rakibe oranla güzel bir futbol oynamıyor, göze hoş gelen hareketler yapamıyorlar, buna karşılık rakip takımın filelerini her hücum edişlerinde havalandırıyorlar. Gol üstüne gol atıyorlar, galip durumdalar. Her geçen dakikalarda bir gol, bir gol daha atarak taraftarlarına gol şöleni armağan ediyorlar. Maç sona erince de kucaklaşıyorlar, sevinçlerini birbirleriyle paylaşıyorlar. Diğer çok güzel oynayan takımın futbolcuları ise üzgün gol atamamışlar rakiplerinin fileleriyle meşin yuvarlağı buluşturamamışlar. Hiçbir diyecekleri yok başları önde sahayı terk ediyorlar.
Böyle bir manzarayla karşılaştığınız zaman siz ne yaparsınız? Kafanızdan ne geçirirsiniz? Ne gibi bir analiz veya bir sentez yaparsınız?
Kaybedecek taraf belli, kazanacak taraf da. Siz maç başlamadan çok önce kaybedecek tarafı seçmişsiniz. Peşin peşin ben kaybedeceğim diyorsunuz.
Gelelim bir başka konuya.
Bir seçime giriyorsunuz. Seçim tarihine bir ay kala başlıyorsunuz çalışmaya. Vakit çok dar, zaman çok kısa “Atı alan Üsküdar’ı geçmiş” yol almış gidiyor. Sen onun arkasından koşacaksın yetişeceksin ve onu geçeceksin. Bu biraz zordur. Sen yine kazanacağım diye yarıştasın. Yarışın başında kaybettiğinin farkında bile değilsin. Eğer o seçimi kazanacaksan bugünden başlayacaksın, dört yıl sonrasının seçim yatırımına şimdiden başlayacaksın. Sizler sanayicisiniz, iş adamısınız. Torna tezgâhı olmadan, fabrika kurmadan üretim yapabilir misiniz? Yapamayacağını çok iyi bilirsiniz de seçim yatırımı yapmadan seçime girerseniz seçimi kazanacağınıza kendinizi inandırabilir misiniz?
Oyunu kuralına göre oynamasını bilen kazanır, bilmeyen ise kaybeder bu kadar basittir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Aşık Şerife Hanım'ın Yemek Destanı

23 Temmuz 2012 Pazartesi 17:09

Fransa Bisiklet Turu

18 Temmuz 2012 Çarşamba 18:50

Nurettin Özkan ve Çeşmeleri

09 Temmuz 2012 Pazartesi 18:41

Türkiye Ülker Dedesi'ni Kaybetti

20 Haziran 2012 Çarşamba 18:38

Konya'da Bir Yenigün

11 Haziran 2012 Pazartesi 19:38

Gez Dünyayı, Gör Konya'nın Selçuklusunu

06 Haziran 2012 Çarşamba 19:19

Beş Bin Yıllık Kültür Vadisi: Sille

31 Mayıs 2012 Perşembe 19:19

Rüyalar (KOP'da) Gerçek Oluyor

16 Mayıs 2012 Çarşamba 19:48