Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Kaldırım Özentilerimiz!.

Kaldırım Özentilerimiz!.

“Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” Atasözümüz ne kadar yerinde.

Tatbikatlarımızla ispatlamış oluruz!.

Bilhassa kaldırım özentilerimiz de…

Kaldırımların vazifesi nedir?

Gideceği menzile varmak için cadde ve sokaklarda yaya olarak yol alanların geçişine hizmet için…

Yapabiliyorlar mı bunu?

Belki bazı yerlerde olabiliyordur ama çoğunluk il, ilçe hatta belde merkezlerinde bile zor olsa gerek.

Gerçi bir başka görüntü de eksik olmaz!

Kaldırım boştur ama. Belki hep dolu kaldırımlarda geçerken yaptığı alışkanlıktan mı yoksa yoğurt yiyişten mi nedense?

Yol kenarı hatta ortasından bile yürür menziline doğru.

Hele kaldırımdan kaldırıma geçiş yapacaklar! Trafik lambası bile olsa o yönden değil çaprazına yol ortasından yürüyüp geçmeyi yeğlerler!. Tabii bazı kazalara sebebiyetle kendilerine de zarar verenler eksik olmasa bile…

***

Nedenleri ortaya getiren kimse veya kuruluşları merak eder miyiz, yoksa vur abalıya deyip, belediye, trafik, vb. gibi resmi ilgililere yüklemekte öncülük mü yaparız?

Bunlar dışında olanlar yok mu? Var, var olmasına da. Nedense onları hiç de suçlu görmeyiz.

Önce bunlardan başlayalım…

***

Cadde ve sokaklarımızın ticari çevrelerinin kaldırımları külliyen satıcının tapusuz ve müsaadesiz kullanıp yayaları sokak ortasından yürütmeye mecbur ettikleri yerlerdir.

Diğer yerler mi. Nerede evvel adı bakkal olup şimdi “Market” (!) unvanına terfi edenlerin önü kaldırımlardan konulan sergi dolayısıyla geçme izniniz mafiştir.

Hatta o kadarki. Yıllarca kaldırımların işgalini yazdığım halde inanın ilgilenme bir tarafa teşvik olsa gerek ki!

Üç yıl önce belediye ilgilisi ile gezerken gördüğümüz  ve resmini de yayınladığım gibi..

Market sahibi herhalde tapu kaydı olmadan tapulamış ki!.

Kaldırımı iki tarafından demir parmaklıkla kapatıp dâhil edivermiş marketine. Hem de bir caminin yanında. Giren çıkan cemaat yola dökülmek mecburiyetinde!.

İlgililer ilgilendi hemen izale etmişlerdir diye düşünüyorsanız yanılgı içindesiniz.

İkide bir yemekli basın toplantısı yapıp “Kaldırım işgaline savaş açtık” diyen çook başkanlar gördük kimi gitti kimi devamda olsa da.

Zafer, market ve iş yeri sahiplerinin olduğunu da belirtmek yerinde olur düşüncesindeyim.

Burada sadece belediyeler mi sorumlu?

Kaldırımı işgal eden yanında, oradan geçemeyip işgal edene, “Kardeşim burayı işgal senin hakkın değildir. Hem bize zarar veriyor, hem de günaha giriyorsun” ikazı ile kendi hakkını da aramayanlar…

Sorumluluk dışında kalır mı?

Kanuninin “Devlet ne zaman çöker” sorusuna Âlim Yahya efendinin “Nene gerek be sultanım” oluşumun bir parçası değil mi?

Bendeniz geçtiğim böyle bir yerde, üstelik oturak çekip kaldırımda müşteri bekleyen market sahibine yaklaşıp selamdan sonra;

“Bak beyefendi satış reklamı için kaldırımı işgal edip bizlerin geçmesine mani olmaktasın. Bu sadece dünyevi yasakla kalmıyor. Ahrette de soracaklar çünkü günahtır.”

Diye başlayıp anlatmaya başladım;

“1940’lı yıllar. Zamanın meşhur vaiz hocası Akşehirli Hoca lakabıyla anılan Ahmet Hoca camiden çıkıp yürürken…

O zamanlar boş sayılabilen kaldırımı dükkân sahipleri sohbet için işgal ettiklerini görmüş.

Kahvelerini yudumlarlarken hocayı görünce ayağa kalkıp “Buyurunuz hocam, bir kahvemizi iç” davetinde bulunmuşlar.

Hoca efendi kızgın bir şekilde cevaplamış. “Köftehorlar sizin kahveniz içilmez.”

“Aman hocam ne kusur ettik size affola” demelerine…

“İnsanların geçme hakkı olan kaldırımı işgal etmişsiniz. Haram kazananın kahvesini içmekte haramdır” diyerek yürümüş.

Bunları anlatınca market sahibi, “çok doğru” diyerek hakikaten hemen kaldırdı ve bir daha da oranın işgalini görmedim. Görmedim ama o bir tane. Geride ki milyonlarca devamına ne demeli!.

Birde inşaat yapanlar var. Kaldırımın işgaliyesini verdim diye sokağı bile kapayıveriyorlar inşaat malzemesi yığarak.

Yıllar önce yazdığımda, meğer belediye meclis üyeleri imiş. Belediyenin resmî cevabı “ İşgaliye vergisi alınmıştır”(!) olup işlem bile yapılmamıştı.

Bir başkada oto ve diğer vasıtaların kimi düz kimi çapraz koyup kaldırım işgal etmeleri gırla gider.

Mübarekler öyle fütursuz ki koyduğu son model ünlü marka otosundan inerken şöyle bir kurulup da, çat çat diye kilitleyip yürümesi var ki!.

Neler geçer bunu gören insanların aklından diye düşünürüm.

***

Bu yazımda şahısların yaptıklarından söz etmiş oldum. Ya kurumlar ile asıl mesul Belediye ve Hükümet’e bağlı yetkililer neler yapmakta?

Gelecek yazımda izleriz inşallah…

Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR