Eti hedef büyüttü

Cengiz, yaptığı yazılı açıklamada, Seydişehir’de kurulu Alüminyum Fabrikası'nın, dünyadaki sayılı entegre tesislerden biri, ham maddeden uç ürünlere kadar üretim yapabilen, stratejik öneme haiz, taşeron işçileri ile birlikte 2000 kişinin istihdam edildiği, aileleriyle beraber 10 bin kişiyi ilgilendiren bir kuruluş olduğunu vurguladı.
Söz konusu fabrikanın 2005 yılında özelleştirilerek Cengiz Holding bünyesine katıldığını anımsatan Cengiz, kurulduğundan bu yana yapılamayan yatırımların özelleşmeden itibaren hızlı bir şekilde hayata geçirilmeye başlandığını, özelleştirilme tarihinden bugüne kadar 200 milyon TL yatırım yapıldığını bildirdi.
Bu yatırımlardan birinin de yaklaşık 60 milyon dolarlık buhar santrali yatırımı olduğunu belirten Cengiz, şunları kaydetti:
''Daha önce yılda yaklaşık 100 bin ton fuel oil tüketilen fabrikada doğal gaza geçilmesinin yanında, yöredeki yerli kömür kaynaklarını değerlendirmek ve maliyetleri düşürmek amacıyla, 2013 yılı AB çevre kriterlerine uygun dizayn edilen buhar santralimiz tamamlanarak deneme üretimlerine başlamıştır. Çevre kirliliği açısından son derece hassas sistemlerle donatılmış, elektrofiltre yardımıyla kirlilik ortadan kaldırılmıştır. Deneme üretimlerinde de santralin çevreyi kirletici herhangi bir etkisi olmadığı açıkça görülmüştür. Ayrıca bu konular Çevre ve Orman Bakanlığı ile ilgili birimlerce de denetlenmektedir.''
Fabrika çevresindeki boş alanlara bugüne kadar 40 bin fidan dikildiği, 200 bin fidan daha dikileceğini ifade eden Cengiz, amaçlarının fabrikayı ülkenin en çevreci tesisi haline getirmek olduğunu bildirdi.
''Bizim çalışma ve gayretlerimiz bu yöndeyken üzülerek görmekteyiz ki, bazı kesimler fabrika üzerinden siyaset yapmakta, kamuoyunu yanlış bilgilendirme çabasına girmektedirler'' diyen Cengiz, açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Bu açıklamalar yatırımcının şevkini kırmakta, en büyük kötülüğü ise ileriye yönelik olarak Seydişehir halkına yapmakta ve tarafımızdan ibretle izlenmektedir. Eti Alüminyum A.Ş, Seydişehir kamuoyunun fabrika üzerinden siyaset yapmasını değil, fabrikayı fırsat bilerek istihdamı artırıcı yeni projeler üretmesi, yeni tekliflerle gelmesi beklentisi içerisindeyken, aksine fabrikanın siyasete alet edilmesini üzüntüyle izlemektedir. Bütün dünya, kurulacak sanayi tesislerini kendi ülkesine ve kendi şehrine getirmeye çalışma konusunda her düzeyde çaba sarf ederken, Seydişehir'in ve ülkemizin en kıymetli sanayi tesisini adeta istenmeyen bir yatırım gibi göstermenin izah edilebilir bir yanı yoktur.''