Güzel olan insan için her zaman hayrın peşinde olmasıdır. Lakin zamanımızın en büyük yanılgılarından biride, yapılacak olan hayır işlerindeki yanlış.
Mesnevi’deki şu hikayeye kulak verelim:
Padişah’ın biri, Cuma günü camiye gidiyordu. Muhafızları yol kenarındaki halka bir taraftan “Çekilin” diye haykırıyor, diğer taraftan da ellerindeki sopalarla vurarak yol açmaya çalışıyorlardı. Sopayı yiyenin ya başı yarılıyor yada gömleği yırtılıyordu.
Bu sırada tesadüfen orda bulunan zavallı bir fakir de muhafızlardan bir çok sopa yedi. Kan revan içinde kaldı. Can acısıyla padişah’ın arkasından şöyle bağırdı.
“Ey Allah’tan korkmaz…! Şu yaptığın zulme bak. Halkın gözü önünde böyle yaparsan, Allah senin gizli zulümlerinden herkesi korusun. Güya camiye gidiyor, hayır işlediğini sanıyorsun.
Senin hayrın buysa, şerrin ve kötülüğün kim bilir nasıldır.?”
Hayır işlediğini sanan zalimlerin şunun farkında olması lazım..!
Uşak olanın belindeki kuşak, ne olursa olsun, dilindeki söz ne kadar hakikat söylerse söylesin..!
Yukarda ki hikayede ki gibi, camiye giderken, halkla eziyet eden padişah’ın durumundan öteye gitmez.
Sağlık, eğitim, Kur’an kursu, açmışsın..!
Bir güzellik yapmak için kırk kötülüğü kuşanmak neyin nesi?
Zulme ortak olmak, zinayı suç olmaktan çıkarmak, eş cinsellere, azınlıklara, dernekler kiliseler açıp bağışlamak vs vs. bunlara nerden bakmamız gerekiyor? Hangi pencereden yada hangi gözle görmemiz gerekiyor.
Eğriye dokunma doğruyu kucakla, diyorsunuz öyle mi?
Zeminin eğrildiği yerde kucağında taşıdığın doğruların hiçbir anlamı kalmaz..!
Ekonomi iyiye gidiyormuş, bir yerlerde Türkiye olarak ön plandaymışız, geçin bu fistanlı cümleleri, çıplaklıkları ve açılan derin yaraları ve dehlizleri görün artık..!
Bu bir stratejik idea’dır. “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez..” ve kazın tüyleri yolunmadan tavuk verilmez. Tavuğun geleceği de müphem bir meselden öteye gitmez..
Temelinin dışına çıkıp, başkalarının emellerinin emir erleri olanlar.
Ve ağustos böceği tadında, saz çalıp, toz pembeliklerle raks edenler..!
Siz ısındığınızı düşünürken donuyorsunuz..! Siz kazandığınızı düşünürken kaybediyorsunuz..! Lider ülke olma hayalleri kurarken sömürgeye dönüşüyorsunuz…!
Siz zalimlerin kötülüklerini süpürüp gizlediği süpürgeye dönüşüyorsunuz..!
Oyunun en tepesinde, yada en altında olmanın bir önemi yok..! Oyunun hangi noktasında olursan ol, oyuncak olma…!
Mesneviden bir hikaye ile başladık ve bir sözle bitirelim…
Eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni. Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni..!
Eğrilerin ve doğruların yeri bellidir..