Efsane Kasım indirimi yalanı!
Kasım ayının gelmesiyle birlikte alışveriş tutkunlarının heyecanı başladı. ‘Efsane Kasım’ indirimleri kapsamında vatandaşlar, birçok firmanın bu ay içerisinde ürünlerinde ciddi miktarlarda indirim yaptığını zannediyor. Ancak, Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç Kasım indirimlerinde vatandaşları dikkatli olmaya çağırdı.
‘FİRMALAR FİYATLARI ÖNCE YÜKSELTİYOR, SONRA İNDİRMİŞ GİBİ GÖSTERİYOR’
Kapitalist sistemin sürekli tüketimi canlı tutmak için ‘Efsane Kasım’ gibi kampanyaları ortaya çıkardığını belirten Mustafa Dinç, şunları kaydetti: “Kasım günleri olarak bilinen bu alışveriş dönemi, aslında yurt dışından ithal edilen bir uygulamadır. Amerika’daki Büyük Buhran’dan sonra alışverişi canlandırmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Başlangıçta yalnızca bir gün olarak uygulanıyordu; daha sonra bir haftaya, ardından da neredeyse tüm kasım ayına yayıldı. Bugün geldiğimiz noktada kasım ayı tamamen bir alışveriş çılgınlığına dönüştü. Kapitalist sistemin tüketimi sürekli canlı tutmak için bu tür kampanyaları ortaya çıkardığını görüyoruz. Bu konuda bizlere çok sayıda şikâyet geliyor. Firmalar, kasım ayından önce ürünlerin etiket fiyatlarını yükseltiyor; kasımda ise bu fiyatları eski hâline getirip indirim yapmış gibi gösteriyorlar. Böylece vatandaşlarımız alışverişe daha fazla teşvik ediliyor. Bu duruma bankalar da destek veriyor. Kredi kartı taksit sayılarını artırıyor, ödeme vadelerini uzatıyorlar. Böylece tüketiciler aslında ihtiyaç duymadıkları ürünleri satın almaya yönlendiriliyor. Vatandaşlarımızın bu kapitalist sistemin pazarlama oyunlarına kanmaması gerekiyor. Gerçek bir indirim olup olmadığını araştırmadan alışveriş yapmamaları, gerçekten ihtiyaç duydukları ürünleri almaları çok önemli. Bilinçli tüketici olmak, bu tür yapay kampanyalara karşı en güçlü duruştur.”

‘İHTİYAÇ DIŞI ÜRÜN 1 LİRAYA BİLE OLSA PAHALIDIR’
Bir ürünün fiyatı 1 lira bile olsa vatandaşın ihtiyacı o anda o ürüne yoksa o ürünün bile pahalı olduğunu vurgulayan Dinç, sözlerine şu cümlelerle devam etti: “Vatandaşın bir prensibi olması gerekiyor. Öncelikle gerçekten ihtiyacı olan ürünü almalı. Eğer bir ürüne ihtiyacı yoksa, o ürünün yanına bile yaklaşmamalı. İhtiyaç dışında kalan bir ürün, ne kadar ucuz olursa olsun pahalıdır. Çünkü ihtiyaç olmayan bir ürünü 1 liraya bile alsanız, o alışveriş gereksizdir. İndirime girdi diye bilinçsizce alışveriş yapmanın hiçbir mantığı yok. Eğer bir ürüne gerçekten ihtiyacınız varsa, o ürünün kasım ayında indirimde olup olmadığını anlamak için fiyatlarını kasım ayından önce takip edebilirsiniz. Zaten Tüketici Kanunu’nda da bu açıkça belirtilmiştir: ‘Tüketici ferasetlidir; araştırır, inceler, öyle satın alır.’ Vatandaş bir ürünü satın almadan önce birkaç yere sormuyorsa, kandırılma ihtimali yüzde doksanın üzerindedir. Bu durum, mağaza kurumsal bile olsa geçerlidir. Alacağınız ürünün fiyatını mutlaka bir iki yerden teyit etmeniz gerekir. Eğer farklı mağazalardan kontrol edemiyorsanız bile, herkesin elinde cep telefonu var; internet üzerinden çok kolay şekilde fiyat karşılaştırması yapılabilir. Bu şekilde hem bilinçli hareket edilir hem de gereksiz harcamaların önüne geçilmiş olur.”
‘BANKALAR KOLAYLIK DEĞİL, BORÇ VADEDİYOR’
Bankalar ne kadar fazla taksit yaparsa yapsın o ücreti ödeyecek olan kişinin yine vatandaş olduğunu dile getiren Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, yapılan taksitlerle vatandaşın sadece günü kurtardığını vurgulayarak sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Kasım ayında bankalar vatandaşlara ödeme kolaylığı sağlıyormuş gibi davranıyor. Ancak neticede bu borcu, ister 2 taksitte ister 6 ya da 24 taksitte olsun, vatandaşın kendisi ödeyecek. Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu ya asgari ücretle çalışıyor ya da memur maaşı alıyor; yani gelirleri sabit. Bu nedenle taksit sayısı ne olursa olsun, sonunda ödemeyi yine sabit gelirli vatandaş yapacak. Bu yüzden vatandaşlarımızın her taksit öncesinde düşünmesi gerekiyor. Üç taksit yapacaksa üç kez, beş taksit yapacaksa beş kez düşünmeli. Çünkü her ay ekstre geldiğinde o borcu ödeyecek olan yine kendisi. İhtiyacınız olmayan bir ürünü şimdiden alıp aylarca taksit ödemek yerine, gerçekten ihtiyacınız olduğunda almanız çok daha doğru olur. Belki o zaman ekonomik durumunuz iyileşmiş olur, ödeme gücünüz artar ve gereksiz bir strese de girmezsiniz. Bu konuyla ilgili daha önce trajikomik örnekler de yaşandı. Bankalar, ‘ödeme kolaylığı’ adı altında 36 aya kadar vadeler sunuyordu. Vatandaş gidip sevgilisine Sevgililer Günü’nde 36 ay vadeyle tektaş yüzük alıyordu. Daha bir Sevgililer Günü hediyesinin taksidini bitirmeden, ikinci Sevgililer Günü gelmiş oluyordu. Sonuç olarak, taksit dediğimiz şeyin ödemesini yine vatandaş yapacak. O an günü kurtarmak adına yapılan bu ölçüsüz alışverişler, ilerleyen aylarda ekstreler geldikçe vatandaşı zor durumda bırakıyor. O yüzden vatandaşlarımızın bu tür kampanyalara karşı daha dikkatli, temkinli ve bilinçli davranması gerekiyor.”
Kaynak:Ali Kaan Kurşun





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.