Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Darbe Anayasası

Darbe Anayasası

Anayasa halk için yapılır. Halkın inancı, örf ve âdetleri, gelenek ve görenekleri ve tarihi dikkate alınarak yapılır. Batı’da böyledir. Batı’nın asırlardır deney ve tecrübe ile elde ederek anayasasını bugünkü durma getirmiştir. Batı,  anayasasını insan hak ve hürriyetinin teminat altına alınması noktasında inancının, örf ve âdetlerinin, gelenek ve göreneklerinin ve tarihinin müsaadesi oranında düzenlemeye ve geliştirmeye çalışmaktadır. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, Venedik Kriterleri ve Ombudsmanlık Kurumu bunun için oluşturulmuştur.
Batı hukukunun geldiği nokta insanlık için yeterli mi?  Batı kültürü ve medeniyeti tam olarak can, mal, emniyetini, akıl, nesil ve din emniyetini sağlamaya müsait olmadığını göre evet demek mümkün mü? Batı’nın yaptığı iş, kendi kimliği doğrultusunda insan hak ve hürriyetini geliştirmeye çalışmaktadır.
 Türkiye’de böyle bir durum söz konusu değil; Türkiye’yi , yaklaşık yüz elli yıldır Batı toplumu yapmak için  çalışılmış ve anayasa buna göre düzenlenmiş ve zaman zaman darbe yapılarak darbe anayasaları ile Türkiye halkının kendi kimliğine uygun şekillenmesinin önüne geçilmiştir. 12 Eylül darbesi ve 28 Şubat Post modern darbesi de bunun için yapılmıştır. Zaman zaman yapılması istenilen Balyoz darbesi gibi darbe teşebbüsleri de bunun için yapılacaktı…
Bu durumda tedavülde olan darbe anayasası Türkiye’yi sıkmıştır.  Sanki ateşten gömlek gibidir! Türkiye’yi yakmaktadır. Üstünlerin hukukunu esas aldığından böyledir. Bu nedenle hak ve hukuk, adalet yoktur. Nitekim İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, imam hatip liselerine yönelik şöyle demişti: “Eşitlik eşit insanlar arasında olur” Bu sözleriyle kat sayı adaletsizliğinin adaletsizlik olmadığını söylemek istemişti. Hatırlarsınız,  kat sayı adaletsizliğinin giderilmesini engellemek için Danıştay’a başvurmuştu. 
Üstünlerin hukukunu esas alan bir anayasa ile insan hak ve hürriyeti sağlanamaz.  İlim, irfan bakımından, ekonomik yönden kalkınma da gerçekleştirilemez. Üstünlerin hukukunu esas alan bir anayasa ile insan hak ve hürriyeti sağlanır mı?  Maddi ve manevi kalkınma olur mu? İssizlik önlenebilir mi? İşçinin alın teri korunabilir mi? Esnaf, çiftçi ve köylüyü yoksulluktan korumak mümkün olur mu? Kadınlarımızın, çocuklarımızın, özürlülerimizin, yaşlılarımızın, şehitlerimizin, dul ve yetimlerimizin ve gazilerimizin her alanda avantajlı hale gelmesini gerçekleştirmek mümkün mü?  Çocuk istismarını önleyebilir misiniz?  Eğitim ve seyahat özgürlüğünü sağlayabilir misiniz?
 Mevcut düzenlemede bir iş adamının cüz’i miktarda bir vergi borcunun olması durumunda, idari bir kararla yurt dışına çıkmasına yasak getirilebilmektedir. 
Yeni düzenleme ile seyahat özgürlüğünün kapsamı genişletiliyor. Yurt dışına çıkış hakkı, ceza kovuşturması veya soruşturmasına muhatap olan kişilerle ilgili olarak ancak hâkim kararı ile sınırlandırılabilecektir.
İşte kısmen anayasa değişikliği insan hak ve hürriyeti noktasında Batı’yı yakalamayı amaçlamaktadır. İnsan hakları evrensel Beyannamesi ve vatandaşın günlük hayatına kolaylıklar getirmesi için Ombudsmanlık (Kamu denetçiliği ) denen kurumu dikkate alarak bir anayasa paketi bunun için hazırlanmıştır. 
Bu pakete evet dersek, ayrıca devletin varlık sebebi olan şu beş maddeyi teminat altına alan anayasanın hazırlanmasına kapıyı aralamış oluruz.  Bu beş madde şudur: Can, mal, emniyeti akıl, nesil ve din emniyetidir.
 Hayır dersek üstünlerin hukukunu onaylamış olacağız. Akli selim sahibi kimse bu beş maddenin emniyet altına alınması için kapıyı aralayacak Anayasa değişiklik paketine evet demez mi?
Akli selim sahibi kimse,  üstünlerin hukukunu esas alan zihniyetin propagandasına kanar mı? Gerçeği bir türlü göremiyorsak, bir bilene soralım.
Ramazan bayramınız mübarek olsun.  Bu ayın on sekizinde cumartesi günü görüşmek üzere hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi
SON YAZILAR