Buğday 1 TL'yi geçti

Buğday 1 TL'yi geçti

Buğdayda rekolte düşerken kalitenin arttığını belirten KTB Başkanı Uğur Kaleli, “Geçen sene 720 TL’den işlem gören Anadolu kırmızı sert buğday bugünlerde borsada kilosu 85 kuruş ile 1,05 TL arasında satılmaktadır” dedi

RÖPORTAJ: MEHMET AKİ SÜTÇÜ

Buğdayda rekolte düşerken kalitenin arttığını belirten KTB Başkanı Uğur Kaleli, “Geçen sene 720 TL’den işlem gören Anadolu kırmızı sert buğday bugünlerde borsada kilosu 85 kuruş ile 1 lira 50 kuruş arasında satılmaktadır” dedi

YAĞIŞLAR ÜRETİMİ ETKİLEDİ

Konya Ticaret Borsası (KTB) Başkanı M. Uğur Kaleli, hububat fiyatları, kuraklık, borsanın faaliyetleri ve saman krizi hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. İç Anadolu’da yağışların uzun yıllar ortalamasının yüzde 33'ün altında gerçekleştiğini belirten Kaleli, kuraklığın bölgede buğday üretiminde uzun yıllar ortalamalarına göre, yüzde 20-25’lik düşüşe neden olduğunu kaydetti.

 

83 ÜLKEYE UN İHRACATI YAPILIYOR

Konya’daki 47 un fabrikasının kurulu kapasitesinin yaklaşık günlük 10 bin ton olduğunu ve günde ortalama 4 bin 500 ton un imal edildiğini ifade eden Kaleli, “Türkiye un ihtiyacının yüzde 15’ini karşılayan Konya, 83 ülkeye yılda 190 bin ton da un satmaktadır. 2013 yılı Türkiye’nin un ihracatı 2,1 milyon ton karşılığı 950 milyon ABD Doları olmuştu” dedi.

 

ÜRETİM DÜŞTÜ KALİTE YÜKSELDİ

Konya Ovası’nda azalan rekolteyle üzülen üreticinin oluşan fiyatlarla rahat bir nefes aldığını söyleyen Başkan Kaleli, “Konya Ticaret Borsası Elektronik Satış Salonu’na gelen 2014 mahsulü buğdayların tonu bugünlerde 850 ila bin 50 TL arasında işlem görmektedir. Buğday fiyatları geçen yılın TMO müdahale fiyatlarının yüzde 40 üzerinde oluşmuştur” diye konuştu.

 

**Kuraklık buğday üretimini ciddi şekilde etkiledi. Dünyada, ülkemizde ve şehrimizdeki üretimle ilgili bilgi verebilir misiniz?

-Dünya’da iklim kaynaklı istisnai verimlerin alınamayacağı öngörüsü ile dünya buğday üretiminin önceki üretimi yılının yüzde 2 altında kalabileceği tahmin edilmektedir. Önceki üretim yılında 691 milyon ton olan dünya buğday tüketiminin ise 701 milyon tona çıkacağı, buna bağlı olarak ta stokların 190 milyon tondan 187 milyon tona düşebileceği beklenilmektedir. Hayvansal yem sektöründe buğday kullanımı mısır karşısında azalacak. ABD’nin bu yıl buğday ticaretindeki üstünlüğünü AB’ ne kaptıracağı görülmektedir. Karadeniz bölgesi üretimi özellikle Ukrayna’daki üretim düşüklüğünden dolayı az olması beklenmekle birlikte, yine de ihracata konu olabilecek önemli miktarda üretimleri olacaktır. Ortadoğu bölgesinde yaşanan kuraklık özellikle Suriye ve Türkiye’de etkili oldu. Türkiye’de maalesef bazı bölgelerimiz bitki yetişme evresinde yeterli ve düzenli yağış alamadı. İç Anadolu Bölgesi’nde yağışlar uzun yıllar ortalamasının yüzde 33 altında gerçekleşti. Konya’da bitki stresten dolayı erken başak çıkarmış olup bitki boyu çok kısa kalmıştır. Kuraklığın bölgede buğday üretiminde uzun yıllar ortalamalarına göre, yüzde 20-25’lik düşüşe neden olduğu gözleniyor. Güneydoğu ve Trakya bölgeleri haricinde iklim; bitki gelişimine çok uygun olmamıştır. Bazı yerlerde bitki çıkışı geç olmuş, çıkan bitkiler de kısa kalmıştır. 2014 Türkiye buğday rekoltesi tahmini ise TÜİK 19 milyon 750 bin ton, Ulusal Hububat Konseyi 17 milyon 500 bin ton olarak tahmin etmektedirler.

**Konya bir çok ülkeye un ihraç ediyor. Buğdaydaki düşüş un üretimini ve fiyatını nasıl etkiler?

-Artan üretimle birlikte gelişecek olan gıda sanayisinin ihracatı cari açığımızın kapanmasına çok daha büyük katkı yapacaktır. Türkiye elindeki stoklar ve üretimiyle kendine yeterli olabilecek düzeydedir. 2013 yılı Türkiye’nin un ihracatı 2,1 milyon ton karşılığı 950 milyon ABD Doları olmuştu. Hububatın ambarı Konya aynı zamanda un ve yem sanayinde de önemli bir il. Nitekim Osmanlı döneminde ilk buharlı un fabrikası Konya’da kurulmuştur. Konya unu özellikleri itibariyle tercih edilen bir undur. Konya’da 47 un fabrikasının kurulu kapasitesi yaklaşık günlük 10 bin ton olup, günde ortalama 4.500 ton un imal edilmektedir. Türkiye un ihtiyacının yüzde 15’ini karşılayan Konya, 83 ülkeye yılda 190 bin ton da un satmaktadır. Coğrafi özelliğini fırsata çeviren Türkiye, 100’ü aşkın ülkeye ihracat yapmakta ve ihracat pazarı Afrika’dan Asya’ya geniş coğrafyalara yayılmaktadır. Küresel rekabet edebilirliğini artıran Türk un sanayi bu performansını bu yıl da arttırarak devam edecektir. Gelişmiş un sanayimiz, işadamlarımızın dünyayı karış karış gezmesiyle birlikte Dünya ihracatında 1 numara oldu. Aynı şekilde makarna ve irmik sektörümüz de Dünya’da söz sahibi. Un, makarna, irmik gibi sektörlerimizin yıllık ihracatı 2,5 milyar dolar civarında. Dünya ile rekabet içinde olan bu sektörlerin daha da büyüyerek, Ülkemize daha fazla döviz kazandırması için desteklenmesinin devamı gerekir. Bu sektörler sürekli kaliteli hammadde ihtiyacı duymakla birlikte serbest piyasalarda yüzde 40 artış gösteren buğday fiyatları, sanayici ve tüccarımıza yüzde 20 gibi maliyet yükü de getirmiştir. Sektörün hammadde ihtiyacının sürekli temini, nihai tüketicinin fiyat artışlarından korunması açısından TMO’nun elinde tuttuğu ithalat yetkisi, stokları ve vergi oranları gibi enstrümanlarla müdahale edebilme imkanı mevcuttur. Oluşabilecek spekülasyonların önlenmesi açısından TMO’nun elindeki bu enstrümanları gerektiği zaman ve durumda kullanılacağına inanmaktayız.

**Kuraklık Konya tarımını nasıl etkiliyor?

-Konya tarımsal kuraklığın ötesinde Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun da açıkladığı üzere ‘hidrolojik kuraklık’ yaşamaktadır. Bu açıdan büyük tarım arazilerinin yanı sıra kurak bir iklime sahip ve şu an hidrolojik kuraklık yaşayan Konya Ovası’nın suyla buluşturulması için havza dışından boşa akan suların Konya Ovası’na aktarılması bir ‘Devlet Projesi’ olarak ele alınması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bu proje ile KOP Bölgesi, GAP Bölgesiyle birlikte, yakın coğrafyanın gıda üssü olacaktır.

Konya İlinde 2,25 milyon hektar işlenen tarım arazisi bulunmaktadır. Bu arazinin 1,7 milyon hektarı sulanabilir arazidir. Halen 517 bin hektar arazide sulu tarım yapılmaktadır. Türkiye’de nadasa bırakılan alanların yüzde 15,79’u (6 milyon 768 bin 596 dekar) Konya’da olup, bunun ekonomiye kazandırılması gerekir. Bu durum Türkiye'de tarım bölgesi olarak bilinen KOP bölgesi için kamuoyu algılamasında bir değişim ihtiyacını ortaya koymaktadır. Mevcut suyu en tasarruflu şekilde kullanmak için tarım alt yapısını iyileştirme yanında, yeni su kaynakları bulma ve bölgeye getirme ihtiyacı doğmaktadır. Bu durum aynı zamanda bölgede tarım dışı sektörlerin de gelişmesinin hızlandırılmasının bölge geleceği açısından zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Konya Ovası’na su transferi için yüz yıl önce Cennet Mekan Abdülhamit döneminde düşünülmüş, fizibilitesi yapılan proje ile Bağbaşı Barajı’na su akışı sağlanan Göksu nehrinden su transferi çalışmaları ile Konya Ovası’nın 100 yıllık hayali Hükümetimiz tarafından hayata geçirilmiştir. Ova için çok önemli bir adım olan bu proje ile Göksu nehrinden yılda 414 milyon metre küp su kazanılacak olsa da, dört ilin içme ve sanayi su ihtiyacını karşılaması nedeniyle tarıma çok fazla bir katkı sağlamayacaktır.

Konya’nın kuzey ve doğu bölgelerinde uygun ve çok büyük tarım arazileri olmasına rağmen sulanamayışından dolayı büyük potansiyeline rağmen çoğu yerde 2 yılda 1 ürün alınabilmektedir. Bu nedenle çok acilen yeni projelerle denize boşa akan sularımızın bir Devlet Projesi olarak ele alınarak Konya kapalı havzasına aktarılması gerekmektedir. Çin’deki Suyun Güneyden Kuzeye Dağıtılması Projesi (GKDP) buna güzel bir örnektir. Bunun hiç te zor olmayacağı, Dünya’da bir ilk olarak Hükümetimizin çok kısa sürede gerçekleştireceği 1 Milyar 117 Milyon TL maliyetli ‘Asrın Projesi’ olarak adlandırılan; Alaköprü Barajı’ndan(Anamur- Dragon Çayı üzerinde) alınacak suyun, 80 km uzunluktaki deniz boru hattı ile ve deniz yüzeyinden 250 m derinlikte askıdaki bir boru hattı vasıtasıyla Girne yakınlarında Geçitköy Barajı’na aktaracak olan ‘Barış Suyu Projesi’dir. Ova’nın suyla buluşturulmasıyla tarımsal hasıla yaklaşık 3 kat artacak, bunun etkisiyle tarımsal sanayi de gelişerek ihracatımız artacaktır. İthal ettiğimiz 500 bin ton mısırı, 1,2 milyon ton ayçiçeğini ve 2 milyon ton soya fasulyesini burada üreterek, tarımsal ithalatımız azalacaktır. Cari açığımız düşeceği bu durum 2023, 2053 ve 2071 nihai hedeflerimize ulaşmamızda önemli katkı yapacaktır.

**Oluşturmuş olduğunuz Borsa Konya Elektronik Platformu neler getirecek?

-Konya Ticaret Borsası ikinci büyük adım ise, açılışını Gümrük ve Ticaret Bakanımız Hayati Yazıcı’nın yaptığı BorsaKonya Elektronik Platformu ile tarımsal ticaretin, şeffaf ve küresel bir piyasa modelinin ortaya konmasıyla atmıştır. Lisanslı depolarda düzenlenen elektronik ürün senetlerinin alınıp satılacağı BorsaKonya Elektronik Platformu’nda sadece yurt içinde değil, yakın coğrafyadaki ülkelerin de işlem yapması sağlanacaktır. Uygulanacak sistemle; ürünler borsalar aracılığıyla daha reel fiyatlarla işlem görecek, tüccar ve sanayicilerimiz; talep ettikleri miktar, tür ve kalitedeki ürünü kolaylıkla, güvenilir biçimde temin edecektir. Ürün senetleri vasıtasıyla olası fiyat farklılıklarından korunacak, riskler azalacak, ticaret hacmi artacaktır. Küresel sermayeden pay alınacak, ulusal boyutta ise tasarrufların güvenli bir limanı olacaktır. Uygulama, tarım sektörü ile finansal piyasaların entegre olması açısından da büyük önem taşımaktadır. Ürün ihtisas borsası sayesinde Ülkemiz, bölgemizdeki tarım ürünleri ticaretinin merkezi konumuna gelecektir. Konya Ticaret Borsası’nın amacı; tarımı, tarımsal ticareti, vicdanı güçlü küresel bir aktör olmaktır.

**Lisanslı depoculuk faaliyetleriniz ne durumda?

-Toplamda 300 bin tonluk lisanslı depoculuk yatırımlarımızın 100 bin tonluk kısmını Anadolu Selçuklu Lisanslı Depoculuk –ASLİDAŞ şirketiyle Türk tarımının hizmetine sunarak mal kabullerine başladık. Lisanslı depoculuktan, Ürün Borsacılığına giden yolda temel amaçlardan biri buğdayda standart ve kaliteyi oluşturarak kendine yeterli ve dünya tarım politikalarında aktif bir rol olarak yer almaktır. Sadece tarımın değil tarımsal ürünlerin ticaretinin de önemli bir hale geldiği günümüzde, ASLİDAŞ Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketi çatısı altında lisanslı depoculuk ile önemli bir değişimin yaşanacak. Bu değişimle birlikte üreticimiz, tüccarımız, sanayicimiz ve devletimiz büyük kolaylıklar ve kazanımlar sağlayacaktır. Türkiye’nin, bulunduğu jeopolitik konumu gereği uluslararası buğday ticaretinde kilit nokta olabilecek potansiyeli vardır. Unutmamak gerekir ki, Türkiye’deki buğday sektörünü geleceğe taşımak için kalite, standart, verim, lisanslı depoculuk, ürün borsacılığı ve vadeli işlemler gibi konularda gerekli gelişmeler zamanında kaydedilemezse bu süreçten ülkemizin, bölgemizin ve temel döngüsü tahıl ve buğday üzerine olan Konya’nın göreceği zarar sadece sektörü değil toplumun tamamını etkileyebilecektir.

**KTB Laboratuvarı Tohum Tescil ve Sertifikasyonu Merkezi oldu. Bununla ilgili bilgi verir misiniz?

-Türkiye tohumluk üretiminin tek başına yüzde 38’ini gerçekleştiren ve kapsamlı bir tohumculuk sektörüne sahip Konya’da, özellikle hububat tohumculuğunun hemen hazırlanıp satışa sunulması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle sertifikasyon işlemlerinin daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde yürütülerek Konya’daki tohumculuğun önünü açmak için Konya’da ihtiyaç duyulan Tohum Tescil ve Sertifikasyon Merkezi kurma ve işletme yetkisi, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Konya Ticaret Borsası’na verilmiştir. Bunun için gerekli yatırımı ve uluslar arası kriterleri yerine getiren Borsamız, uzman personeli ile artık tohum tescil ve sertifikasyon işlemlerini Yetkili Laboratuvarı’nda yapacaktır. Böylece tohumun üretildiği yerde tohum tescil ve sertifikasyon işleri de yapılarak, üreticinin zaman ve kaynak kaybına uğramasının önüne geçilecektir.

**Sap-Saman sorunu olacak mı?

-Türkiye’de hasadı yapılan buğday ve arpadan geriye kalan sap ve samanın değeri yaklaşık 7 milyar TL olup bunun yaklaşık 1 milyar TL’lik kısmını KOP bölgesi üretmektedir. Çevreyi korumak, dini gerekçeler ve ekonomik açıdan anızların yakılmaması gerekir. Bu sene de sap ve samanın piyasası iyi durumda ve bir sıkıntı görünmüyor. Hayvancılığın gelişmesine bağlı olarak, kaliteli kaba yem üretiminin artırılması, sap ile samanın gelecekte enerji için daha yoğun kullanılmasının yolunu açacaktır. Bu ise enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacaktır.

UĞUR KALELİ KİMDİR?

1958 yılında Konya’da doğan Kaleli, halen AVS Tarım Ürünleri İç ve Dış ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı ve hububat, bakliyat ticareti ile un fabrikaları işletmeciliği yapıyor. 2009 yılı şubat ayından beri yürütmekte olduğu Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra, TOBBTİM A.Ş. Yönetim Kurulu ve Muhasip Üyeliği, Türk-Irak İşadamları ve İşkadınları Derneği Genel Sekreterliği, KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Vekilliği, Lidaş Yönetim Kurulu Üyeliği, TOBB Konsey Üyeliği, iş ve sosyal dernek üyeliği ve yöneticilikleri yapmakta. Kaleli, evli ve 2 çocuk babası.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.