Beş Bin Yıllık Kültür Vadisi: Sille
Geçtiğimiz hafta sonunu beş bin yıllık kültür vadisi Sille'de geçirdim. Sille için yazar, bilim adamı Ferit Uğur, "Gezmek için geldiğimiz nahiyeye derler “SİLLE" şairi yekta bile vasfını tarif edemez dille" diye tarif etmişti.
Silleli değilim fakat yurdumun karış karış toprağını "Sevdiğim" gibi Sille’nin "Taşı" ve "Toprağı" da benim için birer altın değeri taşır. Çok küçük yaşlarımdan beri aşinalığım var Sille ile ilgili olarak. Babam Yusuf Kayseri’nin halasının eşinin işi ile ilgili olarak Sille’de otururlarmış bu sebeple Sille bizim evde her daim konuşulan konular arasında yer alırdı. Konya şehir merkezinde dört sarraf dükkanı varken Sille'de 40 sarraf dükkanının olduğu da söylenirdi.
Bir gün bir Silleli İstanbul'a işini taşımış ve Beyoğlu’ndan bir iş yeri almak istemiş, babasına mektup yazmış ve durumu bildirmiş babası da ona şu cevabı vermiştir:
"Evladım Sille Taşköprü’nün yanından mı işyeri alacaksın bu kadar para ediyor orası."
Şekerspor lisansı altında bisiklet sporu yaptığımız yıllarda Ankara yolunda 100 kilometre üzerinden antrenman yaptığımızda bir de Sille'nin baraj yokuşuna çıkalım da düz yoldan sonra bir de yokuş antrenmanı yapalım der ve o dik yokuşu çıkar Tatköy’e kadar uzanırdık.
Aydınlar Ocağı'nın her hafta Salı günleri düzenlediği "Salı" toplantılarına da katılırım. Bu arada Sille Derneği’nin her ayın son Cuma akşamı düzenlediği "Sille" toplantılarına da iştirak ederim.
Hafta sonunu Sille'de geçirdiğimi söylemiştim. Selçuklu Belediyesi tarafından işletilen kafede Sille'nin o güzelim
"Yeşilefendi" suyundan yapılan çayı yudumladım. Bir bardak bir bardak daha derken 8-10 bardak çayı içmişiz neşe ve muhabbetle.
Çaydan önce su istemiştim. Bekliyordum ki, Takkacı suyunu bir küçük tepsiye koysunlar yanına da yine topraktan yapılmış olan cilallı su bardağı (karpuzekki) getirsinler, gele gele ne geldi derseniz pet şişe içinde bir su. Ben ne yapayım pet şişe içindeki suyu o Tatkacı suyu dururken. Bayanlar bütün hünerlerini göstererek çok güzel Sacböreği yapıyorlar afiyetle onu da yedik yemesine. Garsonlar hızlı ve iyi servis yapıyor. Ama benim aklım hala Takkacı suyunda Kârhane bugünkü ismiyle Subaşı Mahalle’sindeki Takkacı suyunu içmek için yola koyuldum. Tarihi kilise onarılıyor, çevre düzenlenmesi yapılıyor, bunları görmem, bana ziyadesiyle mutluluk verdi. Tarihi Sille Hamamı’nı bir Dereli arkadaş kiralamış belediyeden orası da adeta bir müze oluvermiş, gelen yerli yabancı turistler geziyorlar. Kapının önünde de bir kişinin çanak çömlek yapması nostaljik açıdan da önemli olduğuna işaret etmek isterim. Nevşehir'in Avanos İlçesi’nde de böyle toprak seramik işi yapanlar çoğunlukta hatta orayı gezmeye gelenlerde bir ara bu aletin başına oturturlar ve saksı testi çanak gibi iş yapmasını rica ederken resim de çektirip hatıra olarak saklarlar, bizler bunları neden yapmayalım?
Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a buradan seslenmek istiyorum. Sille'yi herhangi bir mahalle gibi düşünmesin Sille'ye vereceği önem bize değil ona fayda sağlar, zira Sille beş bin yıllık bir kültür vadisidir. Dr. Hasan Özönder 1989 yılında SİLLE isimli bir Sille tarihini yazmıştı. Şimdilerde bu eser kalmadı yok kitapçılarda bile bulamazsınız. Selçuklu Belediyesi bu eseri yayınladığı zaman Sille tarihine büyük ışık tutacağını ve Sille'yi gezmeye gelen yerli ve yabancı turistlere de kalıcı bir eser bırakılacağını düşünmekteyiz.
Bu yazımı Dr. Hasan Özönder'in Sille isimli kitabında gördüğüm Aşık Şem’i'nin yaz kış olduğu Sille şiiriyle bitirmek istiyorum.
SİLLE
Methe sayeste güzel ab u havası Sille’nin
Zümre-i uşşaka çoktur merhabası Sille’nin
Meclisinde neyle, mey, santur, keman, taze civan
Vasfolunmaz dil ile zevk-ı safası Sille’nin
Kilsenin babına var seyr eyle Rumi dilberi
Muğpeçe mahlubları onbeş yaşında duhteri
Cenk ider uşşak ile bir ordu Moskof leşleri
Varanı eyler şehit tiğ i kazası Sille’nin
Saklamışlar leşker-i Hindü boğaz bağlarına
Toplamışlar zümre-i murg-i dili ağlarına
Sızlaşır mecruhları duman arar dağlarına
Bi aman cellada benzer aşinası Sille’nin
Sille’de yosma kıyafet var neler görsen neler
Leb meze destinde mey sunmaklığa amadeler
Çıldırıp dağlara düşmüş bir bölük üftadeler
Yalnız Şem’i değildir mübtelası Sille’nin





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.