Bugüne kadar inanmadığım hiç bir şeyi yazmadım…
Yazmam…
Yazdıramazlar…
Asla ikiyüzlü olmadım...
Olmam da...
Neysem oyum...
Bir insanın yüzüne konuşmuyorsam, arkasından da konuşmam, dedikodusunu da yapmam...
Ben de “münafık!”lık olmaz...
Bir konu üzerinde yazacaksam önce benim inanmam lazım…
Yazacağım konunun içime sinmesi lazım...
Vicdanımı rahatsız etmemesi lazım...
Dünyalıkla işim olmaz...
Siparişle “yazan”, “konuşan”, “borazan”lardan olmadım...
Olmam  da...
Çıkarları doğrultusunda hareket eden sahte “Konyasporlu”lardan hiç değilim...
Tabi ki, “ulufe” karşılığında habercilik yapıp, iyi Konyasporlu görünmeye çalışanlardan da...
Sözü uzatmayayım…
“Birileri” diyerek şahsımı adres gösteren  Konyaspor Başkanı Ahmet Şan, şunu da çok iyi biliyor ki, biz feneri gözlerine tutanlardan değil, gittikleri yolu iyi görsünler diye önlerine tutanlardan olduk...
Safımız belli...
Geriye dönüp bakarsa görür...
Tabi görmek isterse eğer...
xxx
Şimdi...
Eğer, etliye sütlüye dokunacaksanız, şehrin ve şehrin takımının çıkarlarını koruyacaksanız, şehrinizi  ve şehrinizin takımını savunacaksanız, yaptığınız işi adam gibi yapacaksınız...
Ben öyle yapıyorum...
İyi Konyalı ve iyi Konyasporlu ya da iyi gazeteci gibi görünmeye çalışanlardan değilim...
Oynamam, oynayamam...
Rol kesemem yani...
Mütevazi olmayacağım...
İyi Konyalıyım, iyi Konyasporluyum, iyi de gazeteciyim...
Bizim meslek dışarıdan görüldüğü gibi “keyifli” ya da “bir dönüm bostan, yan gel yat Osman” bir meslek değil...
Zor iştir spor gazeteciliği...
Aslında gazetecilik zordur...
Asla sevilmezsiniz...
Benim sık sık yazılarımda kullandığım güzel bir sözdür...
“Evin cümle kapısı” gibiyiz...
Eve gelen de vurur, evden giden de...
Bizim meslekte sevilenler yok mu?
Olmaz mı?
Hele de menfaatlar paralelse...
Eğer, birileri gibi herkesi mutlu etmek için yazıyorsanız, konuşuyorsanız, etliye sütlüye karışmıyorsanız, dahası zülfiyare dokunmuyorsanız, tekere çomak sokmuyorsanız, sallabaşı al maaşı zihniyetindeyseniz ya da bu güzelim mesleği tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıyorsanız, hem de kişiliksiz, kimliksiz, karaktersiz, onursuz, namussuz bir şekilde yapıyorsanız sorun yok, çok, hem de çok sevilirsiniz...
Yani, yalakalık yaparsınız “iyi adam”sınız, tekere çomak sokarsanız “kötü adam”sınız...
İyi adam Kadir İnanır, kötü adam Erol Taş durumları...
Birilerinin “Kadir İnanır”ı olmak bana 10 numara büyük...
Yapacak bir şey yok...
“Arsız” olmaktan, “hırsız” olmaktan, “namussuz” ve “şerefsiz” olmaktan iyidir “Erol Taş” olmak...
xxx
Bütün bunları niye yazdım...
Konyaspor teknik direktörü Uğur Tütüneker ile ilgili uzaklardan bir duyum aldım ve bunu da “facebook” hesabımda “Uğur Tütüneker ile yollar ayrılıyor mu?” diye paylaştım...
Benim yazdığım bir “iddia”dan fazlası değildi...
Ancak, bunu  bazı internet siteleri, haber değeri olduğu için  paylaşmışlar, doğal olarak...
Olay dallanmış budaklanmış...
Dallanıp budaklanmayla kalmamış, meyvesini de vermiş...
Sonucunda da Konyaspor kulüp başkanı Ahmet Şan, bir açıklama yaparak, Uğur Tütüneker ile yollarına devam ettiklerini, aralarında zerre kadar bir sorunun olmadığını açıklamış...
Doğru olanı yapmış...
Eyvallah...
Ama açıklamanın satır aralarında içinde besleyip büyüttüğü ve yaşattığı “kin”i de bu vesileyle kusmuş...
Bir “cinnet” haliyle kurulmuş cümleler değil, bu cümleler...
Bilerek ve isteyerek kurulduğu apaçık ortada...
Özellikle de “Biz tam 'huzur' bulduk derken bu huzuru bozmak için düğmeye basıldığını görmek bizleri gerçekten çok üzüyor. Birileri ve bazı kesimler istedi diye biz ne olağanüstü genel kurula gideceğiz ne de hocamızla yollarımızı ayıracağız. Bu tür haberlerle kaos ortamı oluşturmak isteyenlere fırsat vermeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmakta fayda var” diyerek, şahsımı işaret etmiş ve belden aşağı vurmaya çalışmış, kulüp başkanı Ahmet Şan...
Neredeyse “İçimizdeki İrlandalı” demeye getirmiş lafı, ama dillendirememiş...
Olsun...
Ben antrenmanlıyım...
İki eskivle boşa alırım  bu yumrukları...
Dedim ya, antrenmanlıyım ben...
Havlu atmam...
Hele de hakem kararıyla ya da abandone ile inmem ringden...
Soyunma odasına kaşı gözü patlamış, ağzı burnu kırılmış bir şekilde gitmedim, gitmem de...
xxx
Sevgili Başkan...
“Akıl tutulması” açıklamalarınla huzur bozulmuşsa, bu huzuru bozan taraf şahsım  değil...
Huzuru bozan ya da bozacak olan şahsım olsaydı eğer,  bizzat bana, “hayatımda bunlar gibi münafık görmedim” dediğin insanlar gibi davranırdım zaman içerisinde...
Sen anladın kimlerden bahsettiğimi...
Ama ben “fesat”lıktan, “münafık”lıktan, “ikiyüzlü”lükten beslenip, çoluğumun çocuğumun boğazından “haram” lokma geçirenlerden değilim...
Şunun da altını çizmekte fayda var...
Konyaspor sevgisi nedeniyle kanatlarımı “çitili” zannedebilir başkan...
Öyle değil tabi ki...
Konyaspor'u severim, doğrudur...
Konyaspor sevgim, yöneticilerin yanlışlarına ortak olurum anlamına gelmez...
Ve...
Kulübün çıkarları doğrultusunda Ahmet Şan'ın da sonuna kadar yanında olabilirim, yanlışlarının değil...
Nokta.