Zamanla değişen toprağı işleyiş yöntemlerimiz

İnsanoğlunun yaradılışının kaynağı olan toprak aynı zamanda doğurganlığın, cömertliğin,bereketin, iyiliğin ve temizliğin sembolü olarak da bilinir ve benimsenir. Bu benimseyiş bazen insana ölüm noktasında bile “Topraktan geldik toprağa gideceğiz “dedirtir. Toprağın doğurganlığı kadınla özdeşleştirilir, cömertliği o sonsuz sunduğu bitkilerle, yeşilliklerle, temizliği su bulunamayınca alınan teyemmümle. Ve tüm bu özdeşlikleriyle asırlardan bu yana” toprak “ve “insan “bir bütündür.

Toprak, sofralara gelmeden önce bir bitki olarak rüzgârda salınan başağın evidir. Tüm umudu ekip biçmek olan çiftçinin emeğidir, toprağın dilinden en iyi çiftçi anlar. Bu yüzden on binlerce betonun arasından sıyrılıp toprağa bir kez de bir çiftçi gözüyle bakalım. Toprak, yalnızca su ile sulanmaz bazen bir çiftçinin alın teri ile de sulanır. Hatta en çokta alın teriyle sulandığı zaman yeşerir. Toprak her zaman emek ister ancak teknoloji ile birlikte bu emeği toprağa yansıtmamız hem farklılaştı hem de bir miktar kolaylaştı. Önceleri çiftçiler tohumu toprağa attıktan sonra gözleri göğe dikip bir damla suyun düşmesini beklerlerdi, şimdilerde sulama sistemlerinin eskiye göre gelişmişliğiyle bu sorun az da olsa ortadan kalktı ve çiftçiler biraz da olsa rahatladı.

Öküzlerle sürülen toprağı ekip biçmek önceleri büyük bir güç isterdi ancak günümüzde sanayileşme ile gelen makineler sayesinde bu durum deyişti. Bilek gücü yerini artık makineye bıraktı. Toprak yine aynı kaldı belki ama toprağı işleyiş yöntemlerimiz farklılaştı. Üstelik bu farklılaşma sadece toprağı işleyiş yöntemlerimizde olmadı aynı zamanda toprakta ki mahsulleri koruma şeklimizde yavaş yavaş değişmeye başladı. Örneğin yamalı elbiseler giydirdiğimiz korkuluklar tarla köşelerinden bir bir yok oluyor, onların yerini parlak şeritler, tarla etrafına çekilmiş elektrikli teller alıyor. Hele ürün dalında çürümesin, börtü böcek uğramasın diye kullandığımız zira ilaçlardan bahsetmiyorum bile.

Toprağı işleyişimizde bu ve bunlar gibi daha pek çok değişiklik meydana geldi. Bu değişiklikleri olumlu ve olumsuz açıdan değerlendirmemiz değişikliklere hangi açıdan baktığımızla ilgilidir. Bu konuda genel bir tutum varsa eğer bu toprağı sevmemiz ve doğru yöntemlerle işlememiz gerektiğidir. Ayrıca toprağı ve doğayı koruyan nesillerde yetiştirmek gerekir hatta bana kalırsa doğaya pırıl pırıl bir çocuk yetiştirmek istiyorsak önce o çocuğun toprakta oynayıp üstünü başını kirletmesine izin vermeliyiz. Yalnızca betona değil toprağa da dokunmasına izin vermeliyiz. Sevgiyle kalın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ayşe Boztaş Arşivi

Sanat üzerine

14 Haziran 2022 Salı 06:23

“Ney, insanın aynasıdır”

27 Ocak 2022 Perşembe 07:00

“Çamur at, izi kalsın”

03 Kasım 2021 Çarşamba 07:00

Değişim üzerine

20 Ekim 2021 Çarşamba 07:00

NEZAKET BEDAVA

05 Haziran 2021 Cumartesi 06:00

Şehirden uzakta

04 Nisan 2021 Pazar 09:30

Meraklılar

13 Ocak 2021 Çarşamba 09:00

Bir şehir bir mutfak

19 Kasım 2020 Perşembe 09:00

Asılsız haberlere dikkat!

10 Nisan 2020 Cuma 16:50

Suya dokunun sanat

03 Mart 2020 Salı 09:41