Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Türkiye Nereye Gidiyor?

Türkiye Nereye Gidiyor?

Yukarıdaki soru, Türk aydınları ve siyasetçilerinin yıllardan bu tarafa dillerinden hiç düşürmedikleri, cevaplar bulmaya çalıştıkları, üzerine tartışma ve yorumlar yaptıkları önemli bir sual.

Sahi, “Ekonomik, siyasî ve askerî çıkmazda Türkiye nereye gidiyor?”

Transfer Sezonu Açılırken…

Fransızca kökenli bir kelime olan “Transfer”in sözlük anlamı “Aktarma, geçirme” demek. Bu kelime, daha çok spor ile ekonomide tanık olduğumuz bir sözcük. Profesyonel bir sporcu, ücret mukabilinde bir kulüpten diğerine geçerken kullanılan transfer, yabancı paralar üzerinden yapılan havale muameleleri için de kullanılan bir kelime. Devletin birde “transfer harcamaları” ve “transfer ödemeleri” de var.

Gelecek Partisi Konya İl Kurucu başkanlığı da yapan eski AKP’li Hasan Ekici, kontenjandan CHP Konya ikinci sıra milletvekili adayı olarak vekil seçilerek TBMM’ye girmişti. GP Konya Milletvekili Hasan Ekici, aynı gün âni bir kararla partisinden istifa ederek aynı gün eski partisine transfer oldu. Parti rozetini de Ak Parti Genel Başkanı sıfatıyla partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “hayırlı olsun” diyerek taktı.

Kulüplerin –özellikle futbol kulüplerinin- transfer sezonunun açılmasına şunun şurasında kaç hafta kaldı ki… Yalnız siyasette transfer sezonu çoktan açılmıştı. “Terörsüz Türkiye” sürecinde AKP-CHP arasında yaşanacak vekil transferleri kıyasıya bir mücadeleye sahne olacak gibi…

Türkiye Nereye Gidiyor?

T.C. Devletinin “Terörsüz Türkiye” diye adlandırdığı, bölücü terör örgütü PKK’nın 12. Kongresinden sonra yayımladığı bir bildiriyle kendisini feshettiğini açıklamasıyla ülkemiz ve yakın coğrafyamızda yeni bir süreç başladı.

Türkiye kolay olmayan zor bir sürece doğru adım attı. Bölücü terör örgütü ve onun arka planındaki -dahili ve harici destek- unsurlarıyla 40 yıldan beri savaşan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), PKK’yı zaman içerisinde öğrendiği “gerilla savaşı” taktikleriyle yendi. Bunun son misali Diyarbakır’daki hendek savaşlarında görüldü. Bu kırk yıllık mücadelede maddî ve manevî çok büyük ve ağır kayıplar verildi. Fransız yazar Gaston Bouthoul, “Polemoloji (Savaş Bilimi) ve Savaş Sosyolojisi Üzerine” yazdığı eserinde “Eğer barış istiyorsanız, diye yazıyor, savaşı bilin.” diyor.

Soru şu: PKK silah bırakır mı?

PKK’nın TBMM’deki siyasi uzantısı olan bir parti heyeti aracılığıyla İmralı’daki “ruh hastası” bölücü başıyla yapılan görüşmeler (müzakereler) sonucunda terör örgütü, bırakması istenen silah karşılığında ne tür kazanımlar elde etti? Hükümet yetkilileri verilen tavizlerle ilgili kamuoyuna açıklamalar yapmadı. Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler muğlak! Türk milletine gösterilen fotoğraf ise; flu. Bu sebeple kamuoyunda yazılanlar ile ekranlarda her zaman arz-ı endam eden aynı suratlar, o kadar çok şey ifade ediyorlar ki, her kafadan bir ses çıkıyor. Kamuoyunda, nelerin olup bittiği hakkında ve sürecin işletilmesiyle ilgili kafa karışıklığı daha işin başında başlıyor. Bu süreçte en net tavrı ortaya koyan İyi Parti (İP) Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu oldu. Dervişoğlu, Ankara'daki Lozan Parkı'nda düzenlenen partisinin grup toplantısında, Terörsüz Türkiye’yi “Türkiye’nin geleceğine konulmuş saatli bir bomba” olarak nitelendirdi. AKP’li siyasetçi Metin Külünk ise, sosyal medya hesabından paylaştığı bir yazısında “Süreç birleşik devletler aklıyla yürütülecek” dedi.

PKK Metot Değiştiriyor

Sahadan gelen ve PKK’nın ne olduğunu çok iyi bilen asker ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar ise, Sözcü TV’de gelişmeleri değerlendirirken “Belirsizlik süreci var, muamma var” dedikten sonra su ifadelere yer verdi: “PKK’nın çok büyük kazanımlar elde etmeden silahı bırakacağını zannetmiyorum. PKK o bildiride emellerinden ve niyetlerinden vazgeçmediğini açık olarak söylüyor. PKK metot değiştiriyor. Bölünmeye giden bir süreç başlatıyor. ‘Halklar’dan bahsediyor. Siyasi olarak Türkiye’nin bölünmesiyle ilgili bir strateji güdüyor. Ben, bunun adına “Fare Isırığı” stratejisi diyorum.”

PKK örgütünün kuruluş aşamasından günümüze kadar ideolojik, yapısal ve askeri açıdan çizdiği rotayı “Kürtler, PKK ve Abdullah Öcalan” adlı eserinde ele alan Cem Ersever, “PKK, Kürtlere rağmen icat edilmiş bir katiller çetesidir” diyor. Bu katiller çetesine TBMM çatısı altında siyasi ve demokratik hakların verileceğinden söz ediliyor. PKK’nın siyasi uzantısı bir partinin eş başkanları, bebek katili bölücü başının İmralı’dan “umut hakkı”yla çıkartılıp, biran evvel siyasi haklara kavuşturulması yolunda demeçler veriyorlar.

Türkiye’de sadece PKK terörü yok ki…

Enflasyon ve gıda teröründen tutun faiz ve uyuşturucu terörüne varıncaya kadar o kadar çok terör çeşidi var ki… Aile kurumunun altına konulmuş sosyal bir bomba olan “Zina” ile ilgili yetkililer ne tür tedbirler alıyor?

Aile Yılı’nda bugüne kadar kaç kadın cinayete kurban gitti?

Antalya’da, uyuşturucu parası vermediği için oğlu tarafından evi yakılan kadın, evinin yanmasına bakmadan yetkililere, tv. ekranlarından şöyle haykırıyordu: “Benim evim yanmış hiç önemli değil. Türkiye yanıyor! Antalya sahil yolunda uyuşturucu bataklığına ve beyaz kadın tacirlerinin eline düşmüş genç kızları kurtarın.”

Bu sese kulak veren oldu mu? Devlet yetkilileri, bu ve buna benzer sosyal anarşiyi ortadan kaldıracak tedbirler alıyorlar mı?

Bütün Değerleri Kaybediyoruz

Günümüz Türkiye’sinde; hırsızlığın yaşanmadığı bir sosyal mekanizmanın, rüşvetin işlemediği bir toplumsal kurumun, yalanın bulunmadığı bir sosyal alanın, yüz kızartıcı herhangi bir fiilin işlenmediği mekânın varlığını hangi insaf sahibi beyinler iddia edebilir?

Tarih boyunca Türk milleti bu derece büyük bir bozulma yaşamadı. İnsanımız kendisine ait bütün değerleri kaybediyor. Üretmeden tüketmeye, asalak hayatı yaşamaya bu kadar istekli bir deviri görmedi.

İnsanımızı ne, neyin ve nelerin bozduğu araştırılmalı. Sistem ve insan tartışmasına girmiyorum. Bu saatten sonra dünyanın en mükemmel sistemi yerine hâşâ gökyüzünden ilâhî bir düzen yeniden vaz’ olunsa, bizim insanımız onu da kendine uydurmayı bilir.

İnsanoğlu imtihanı kaybediyor. Bizler imtihanı kaybediyoruz. Kurtarılmayı beklemek için, önce kurtulmak gerekir. Fert fert kurtulmadan felaha ulaşılmayacağını bilmek gerekir. Doludizgin hiç düşünmeden bir yerlere gidiyoruz.

Sahi nereye!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi