Silahlara veda Amerikalı yazar Ernest Hemingway’in romanı değil, Kadir İnanır’ın çektiği yerli sinema filmi de değil. Bu gerçek ama sanki film sahnesi gibi icra edilen bir silah bırakma töreni.

Silahlar teslim edilmedi, ama yakıldı. Yani artık “Silahımı, kuşağımı yakıyorum, ve bu işi ben bırakıyorum.” Hâlbuki verilen emiri gebererek yerine getirebildikleri kadar getirdiler.

Bu arada alavere-dalavere sonunda İsrail Suriye'nin yarısını yuttu. Buna da ABD, Avrupa’nın birçoğu, Türkiye, Suriye yeni yönetimi ve bazı y....ak Arap ülkeleri hepsi İsrail'in uşağı gibi çalıştılar Suriye'nin yarısını İsrail'e peşkeş çektiler. Tabii bu arada PKK'ya da "Sen artık kenara bir çekil bakalım!” dendi.
Yalan, yalan, yalan. Hiç durmadan, arkası kesilmeden yalan... Hani 3-5 terörist kalmıştı? “Üç-beş çapulcu kaldı, ayakkabı numaralarını dahi biliyoruz...” Binlerce teröristin daha geride olduğu görülmekte. Gerçi bir gün önce “dünyanın en şerefsiz insandır, derken; ertesi gün benim tek liderimdir...” diyen insanların olduğu yerde yalanın ne önemi var ki!?.
Biz her şeye rağmen barış taraftarıyız. Barış olmasından memnunuz. Çünkü asıl olan barıştır. Savaş arızî bir durumdur. İstenmeyen bir durumdur. Ancak sürecin bize sahte ve kalleş-kalleş; yan-yan sırıtmasından dil çıkarmasından memnun değiliz. Ayrıca karaktersizlikte, terbiyesizlikte aşırı gidip neredeyse Apo'yu kahraman ilan edecek kadar ileri giden alçaklar TV'lerde yorum yapıyorlar. Zaten bizim insanımız da gaza iyi geliyor. Mesela birisine kızdı mı hemen “Vallahi İsrail'den daha kötü” diye yemini basar.
Ama şu var yapılan işler akıllı uslu bir temele dayandırılmadı ve dayandırılmıyor. Hele-hele İslami, ahlaki, erdemli bir temele hiç dayandırılmıyor. Sürecin altına imza atan üç parti birbirinden kötü. Al birini vur öbürüne. Aynı hafta içinde iklim yasasını çıkaran bu gruplar pişkin-pişkin barıştan, milletin selametinden söz edebiliyorlar!
Bizim en büyük korkumuz (İsterseniz siz buna komplo teorisi deyin; isterseniz ham hayal deyin, ne dersiniz deyin...) bunun arkasından bir çapanoğlu çıkacağıdır. Yani artık sıra Türkiye'ye geldi. Türkiye'nin bölünmesine sıra geldi. Tam da bu iktidar ve Dem Parti varken bunu yapacaklar. Hem de Türkler, Kürtler Hacılar, Hocalar, sapık tarikat şeyhleri, beyinsiz üniversite hocaları ayakta alkışlayarak bu ihaneti yapacaklar.
Bu adamlara zerre kadar güvenim de yok, bunlardan hayırlı bir beklentim de yok. Allah semiun basîr dir. Allah işitendir ve görendir. Vallahü alîmün bizatissüdur. Allah göğüslerin içindeki gizlenenleri de bilir. Yarın Allah’ın huzuruna herkes yaptığıyla çıkacak.