En son Irak’a gitmiştik…

En gergin, en sıkıntılı döneminde, bombaların patladığı bir anda Kerkük’e girmiştik… Kerküklü Müslümanlara omuz vermiş, kimsenin duymadığı çığlıklarını dünyaya duyurmaya çalışmıştık…

Hiçbir şey yapamadık belki…

Nakışlı Minare’de oturup kırk yıllık dostmuş gibi birlikte ağlamaktan başka…

***

Uzun zamandır yapıyoruz bu işi otuz yılı devirdik…

Çok çalıştık, az kazandık… Elhamdülillah…

Son yıllarda bir ödül furyası başladı… Kendinize yakın organizasyonlardan “Birincilikler...” alıveriyorsunuz…

Kriter;  organizasyona yakınlık…

***

Üç yıldır Kanal 42’nin Ana Haber bültenini sunuyoruz…

Beğenildiğimizi, takdir edildiğimizi düşünüyoruz… Henüz bir ödüle layık görülememişsek de, sokaktaki tebessüm ödüllerin en büyüğü bizim için…

Bizim ödülümüz, sizinle aynı safta olmak…

Halkın sevgisini, güvenini kazanmak zordur…

Bize bu yetiyor da artıyor bile…

***

Hafta sonu, Irak Türkmen Cephesi Yürütme Kurulu Üyesi ve Erbil Milletvekili Aydın Maruf Selim Konya’ya geldi…

Sarıldık, kucaklaştık…

“Bize en zor zamanda yetiştiniz, haber ajanslarının korkup kaçtığı anda yanımıza ulaştınız…  Feryadımızı dünyaya duyurdunuz…

Hiç unutmadık, Genel Başkan Erşad Salih’in talimatıyla biz de sana bunu getirdik...” dediler…

***

Bir plaket…

Üzerinde de;

“Irak Türkmen Cephesi tarafından ödüllendirildiniz...” yazıyor…

Kriter; Mazlumlara yakınlık…

Hayatımızın en anlamlı ödülü belki de… Uzak, mazlum ve mağdur bir coğrafyanın halkının takdirini kazanmak…

Bir gazeteci bu dünyada başka ne ister…