Nursel Akgün: Sadece 8 Mart’ta Hatırlanmak

Nursel Akgün: Sadece 8 Mart’ta Hatırlanmak

Siyasi partilerin Konya’daki il Başkan yardımcıları; fikirlerini, siyasi görüşlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

BBP Konya İl Başkan Yardımcısı Nursel Akgün

Sadece 8 Mart’ta Hatırlanmak

 

Dünya’da işverenin zulmüne karşı grev yapan 120 kadın işçinin ölüm yıldönümü olarak anılmaya başlanan ülkemizde ise üst düzey bürokrat ve eşlerinin  lüks otellerde masrafları alt tabakalarca karşılanan amacından çok uzaklaştırılmış kutlamalara konu bir 8 Mart’a daha kavuştuk…

Kadın, Türk toplumunda her zaman baş tacı edilmiştir ve edilmelidir; çünkü aileyi kuran en büyük unsurdur. Eğer biz, huzurlu, mutlu, refah payı yükselmiş bir ülke olacaksak öncelikle kadınımızı, kızımızı, çocuklarımızı iyi yetiştirmek ve aile saadetimizi yeniden yakalamak, bulmak zorundayız.

21. yüzyılda güçlü ve ferah  bir Türkiye için cinsiyet ayrımını ortadan kaldırmalıyız.Kadına şiddete karşı yasalar eksiksiz hayata geçirilmeli ve mevcut yasalardaki eşitlik, ilke ve düzenlemelerinin gerçek hayata yansımasını sağlamalıyız. Bu amaçla politika ve eylemlerin etkili uygulanması için kesintisiz çaba sarf edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin tavan yaptığı bir ülkede kadınlar günü kutlanamaz.Toplumsal dinamiklerimizle kesinlikle bağdaşmayan İthal yasalarla olumlu gelişmeler beklemek zaten havanda su dövmektir.

Sayısı 100’ü geçen hukuk fakültelerinde hiç mi bu toplumun özüne bağlı hukukçu yetişmedi ki biz bize aykırı düzenlemeler içeren sözleşmelere imza atıyoruz.Sözüm ona kadınların yaşam şartlarını iyileştirmek adına kadına karşı şiddeti ve cinayetleri ayyuka çıkaran yasalarla çözümsüzlük girdabında toplum olarak boğuluyoruz.

Kadınları mini etekli/baş örtülü ,okumuş/okumamış diye ayırmadan sadece insan olarak değer verip her insanın sahip olması gereken evrensel insan haklarını lütufmuş gibi sunmak yerine hakkını teslim ederek çözüm yoluna gidilebilir.

Bir zamanlar başörtüsü meselesi vardı bu ülkede ve başörtülüler her alanda zulüm görüyorlardı. Eğitim ve mesleğini yapma özgürlüğü kısıtlanmış başörtülü BİR AVUKAT olarak üzülerek söyleyebilirim ki şimdi o başörtülülerin bir çoğu sahip oldukları konum itibariyle başı açık/başı kapalı kadınlara benzer eziyetleri uyguluyor.

Kadın/kadına ya da daha da genişletelim insan/ insana zulmü bıraksın artık.Dünya hiç birimize kalmayacak

Ne diyordu Rachel Corrie ‘’Zulüm bizdense, ben bizden değilim’’

Benim bir kadın olarak en güncel talebim ; Kim nasıl istiyorsa öyle giyinsin ve kimse bir kadına kıyafetinden ve fikirlerinden ötürü hiçbir kötü muamele de bulunamasın.

Çocuğunun gözü önünde  ‘’ölmek  istemiyorum ‘’ diye bağıra bağıra öldürülen,sokak ortasında tekme tokat dövülen ,sütünü nezaret lavabosuna sağmak zorunda kalan, bebekleriyle cezaevinde yaşamak zorunda kalan, çocuklarının PKK’nın elinden kurtarılması için yılardır her cumartesi toplanan kadınların OLMADIĞI bir ülkede bu günü kutlayalım isterim .

Dünden bugüne toplumsal hayatımızın, millet ve devlet yapımızın odağında yer alan, her şartta fedakârlıklarını esirgemeyen kadınlarımızın; bilimde, kültürde, sanatta, sporda, iş yaşamında, kısacası hayatın her alanında daha etkin olmaları dileğiyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü yad ediyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum