Bir Kurban Bayramı Yolculuğundan Gönüle Düşenler
Yola Çıkarken
Kurban Bayramı vesilesiyle Afrika ülkelerinden Nijer’e gitme imkânı buldum. Cansuyu Derneği’ne emanet edilen kurbanları, ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak üzere yola çıktık. Konya’dan başlayan bu anlamlı yolculuk, İstanbul ve Cezayir aktarmalarıyla Nijer’in başkenti Niamey’de son buldu.
Bizi, kızımın tabiriyle “çikolata renkli” kardeşlerimiz karşıladı. İçtenlikleri, gözlerindeki sıcaklık ve gülüşlerindeki samimiyet daha ilk andan itibaren içimizi ısıttı.
Yusuf’un Gözünden Afrika
Yolculuğumuzun en özel insanlarından biri Yusuf’tu. Ankara’da eğitim almış, Türkçeyi neredeyse aksansız konuşan bir Nijerli. Tatlı dili, yardımseverliği ve sabrı sayesinde bayram boyunca hep yanımızdaydı. Kurbanların alımından kesimine, dağıtımından organizasyona kadar her işin içinde Yusuf vardı.
Bir gün arabayla yolda giderken kurduğu basit bir cümle, zihnime kazındı:
“Abi, bak… Afrika’da herkes fakir ama herkes gülüyor. Türkiye’de durum böyle değil maalesef.”
O an kulağıma sade bir ifade gibi geldi ama zaman geçtikçe bu söz içime işledi, büyüdü ve derinleşti.
Mutluluk Nedir, Nerede Saklı?
Gerçekten de sordum kendime:
Mutluluk ne?
Mutlu olmak için neye ihtiyacımız var?
Sahip olduklarımız arttıkça neden huzurumuz eksiliyor?
Afrika’da insanlar maddi anlamda yokluk içinde olabilir, evet. Ancak yüzlerinde eksilmeyen bir tebessüm var. Gönüllerinde bir huzur, kalplerinde bir sükûnet taşıyorlar.
Yok ama mutlu.
Bizde Olan, Onlarda Olmayan Ne?
Biz ise çok şeye sahibiz: Elektrik, su, internet, konfor, güvenlik…
Hamdolsun, hâlimiz vaktimiz yerinde. Ama yine de o tebessüm eksik.
Sofrada üç çeşit peynir olmadı diye annesine bağıran çocuklarımız, çayı fazla demli diye eşine kızan babalarımız, istediği robot süpürge alınmadı diye kocasına sitem eden hanım kardeşlerimiz…
Kendimizi bir an olsun Afrika’daki kardeşlerimizin yerine koyabilsek…
Mutlu olabilir miyiz?
Yokluk içinde huzur bulabilir miyiz?
Hiç sanmıyorum.
Çünkü yaşantımızdan ödün veremiyoruz.
Lüksümüzden vazgeçemiyoruz.
“Olmazsa olmaz” sandıklarımız aslında mutluluğumuzun önüne perde çekiyor.
Gerçek Mutluluğun Yüzü: Afrika’nın Çocukları
O çocuklar…
O çıplak ayaklı, yırtık tişörtlü, bazen sabah kahvaltısı yapamayan ama gözleri umutla parlayan çocuklar…
Mutluluk en çok onlara yakışıyor.
O umut dolu bakışların içinde,
O saf gülüşlerin arkasında,
En çok da onlara yakışıyor.
Belki sahip oldukları çok az şey var, ama bu “az” ile kanaat etmeyi öğrenmişler.
Şükretmeyi bilen bir toplum, fakirliğini değil huzurunu paylaşır.
Son Söz
Belki de mutluluk sahip olduklarımızda değil, vazgeçebildiklerimizde saklı.
Belki de aradığımız şey, uzak diyarlarda gülümseyen bir çocuğun gözlerinde gizli…
Eğer bir gün mutluluğun ne olduğunu unutursak, Yusuf’un o sözünü hatırlayalım:
“Afrika’da herkes fakir ama herkes gülüyor.”

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.