Trump'ın "göz bebeğimiz" Kudüs'ü İsrail'in başkenti gören kararı imzalamasının ardından "Ve söz biter..." şeklinde bir paylaşım yapmıştım. Bu kararın alınacağı tahminlerinin konuşulmasından itibaren siyasilerin, "Şunu yaparız, ilişkileri keseriz" söylemleri, gazetelerimizde attığımız manşetler ve her bir sosyal ağda paylaştığımız süslü kınama sözlerinin bir faydası olmamış, Batıl bekleneni yapmıştı...

Tam bir ay önce Kudüs'te idim. Kudüs'te, El Halil'de gördüklerimiz burada anlatılanlara, hayal ettiklerimize benzemiyordu. Bir tane Filistin bayrağı göremedik oralarda. İsrail topraklarımıza çökmüş, mukaddeslerimizi izinleri olmadan gezemiyoruz. Rehberimizin "Burası Müslümanların, Filistin idaresinin kontrolünde" dediği yerlerde dahi kontrol İsrail askerlerinin elinde idi.

Filistin'e birlikte gittiğimiz arkadaşlara da söylemiştim; Bu tabloyu görmek umut kırıcı olsa da, "Eğer iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz" ve "Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur" ayetleri gereği özgür Kudüs için daha fazla çalışmamız gerektiği inancı hasıl oldu.

Kudüs işgal altında iken, İsrail bölgeyi istediği gibi dizayn ederken neden hiçbir şey olmamış gibi seyrettik. Trump'ın bu karara imza atması bizim sessizliğimizin sonucu değil mi?

**

Şöyle bir algı yerleştirdiler kafalarımıza; Ne yapalım, İsrail'e mecburuz, elimizdeki silahları onlara karşı kullanamayız, bir düğme ile bizi durdururlar vesaire. İman sahibi bir Müslüman’a yakışmayan sözler...

Siz hiç Filistin'e 1997 yılında, REFAHYOL döneminde Meclis teskeresi ile asker gönderildiğini duymuş muydunuz? Bu icraatın 80 yıl aradan sonra bir ilk olduğunu ve o dönemde işgalci İsrail'in Gazze'ye tek bir mermi atamadığını...

Hamas Lideri İsmail Heniyye, Filistin Başbakanlığı döneminde şöyle demiş: "11 aylık Milli Görüş iktidarında İsrail Gazze’ye tek bir mermi dahi atmaya cesaret edemedi. Neden mi? Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın onurlu ve milli duruşundan dolayı. Erbakan’dan Allah razı olsun. O Kudüs ve Filistin davasını her zaman çok önemsedi.”

“Eğer siz, Allah'ın davasına yardım ederseniz, Allah da size yardım eder”

**

Evet, Kudüs için konuşma zamanı değil artık. İlk kıblemiz, "Çevresi mübarek kılınmış" bu topraklar için Allah'ın ipine sımsıkı sarılalım. Bırakalım birtakım bahaneler bularak yönümüzü döndüğümüz Batı'yı. Kendimize dönelim. Milletimiz de aynı şeyi istiyor aslında. İslam Birliği'ni kuralım. "Erbakan Kudüs için bak bunları demiş" videoları paylaşmayalım artık.

Kudüs için intifada, ayağa kalkma zamanı!