Senin için ölüm-kalım maçı, ama sen ölümü tercih eden bir futbol aklıyla sahaya yayılırsan ve bu doğrultuda mücadele edersen, skor bundan daha da farklı olmaz...

Sahada daha dengeli, kendinden emin, daha ne yaptığını bilen taraf görünümündeydi Bursaspor...

Maçın başından sonuna kadar, rakibi uyutmak bir tarafa, oyunu da tutan taraf oldu konuk takım...

Konyaspor mu?

Ne yaptığını bilen varsa bir adım öne çıksın...

Birinci bölgesi ikinci bölgesinden, ikinci bölgesi ücüncü bölgesinden kopuk, sadece birbirlerine değil, meşin yuvarlağa da  yabancı, özellikle de özgüvenlerini kaybetmiş futbolculardan daha fazlasını beklemek, acayip bişey olurdu...

Zaten, acayip bişey de olmadı...

Baskılı oynamadılar, oynuyor gibi yaptılar...

Unu elemiş, eleği duvara asmış, daha doğrusu, hakem bitiş düdüğünü çalsa da “bitse de gitsek” havası vardı oyuncuların üzerinde...

Sözün bittiği maç mıdır, yoksa şehrin silkelenmesi için bir mesaj mıdır, bilmiyorum, ama Konyaspor'u zor günler bekliyor...

Takke düştü, kel göründü...

Atiker Konyaspor'u seyretmek, takip etmek azap gibi gelmeye başladı...

Ne fiziksel, ne zihinsel, ne teknik-taktik olarak güven vermiyor bu takım...

Oyun planı olmayan, stratejisi bulunmayan, neresinden tutarsanız elinizde kalan bir takım vardı, dünkü Bursaspor önünde...

Sadece fiziksel değil, beyin olarak da iflas etmiş bir oyuncu grubu ile bu ligi nerede tamamlarız, nasıl bitiririz?

Gerçekten yazık...

Hem şehir, hem de Atiker Konyaspor bu utanç fotoğrafını hiç, ama hiç haketmiyor...

Reva değil bu yaşanan ve yaşatılanlar...

xxx

Bu noktalara gelmenin bir başka boyutu ise yönetim ve kötü transferler...

Kim aldıysa bu oyuncuları, bu şehire ihanet etmiştir...

Son iki sezonda takımı uçuran Ahmet Şan'ı, Fatih Yılmaz'ı ve yöneticileri alkışlamak başka bir şey, Ahmet Şan'ın, Fatih Yılmaz'ın veya yöneticilerin yanlışlarını yazmamak ya da yanlışlarına ortak olmak başka bir şey...

Hiçbir yanlışa ortak olmadım, olmam...

İstedikleri kadar alınsınlar, istedikleri kadar üzülsünler, bu yanlış transferleri kim ya da kimler yaptıysa bunun hesabını vermeli...

Konyaspor  üzerinden ülke çapında kimlik edinmenin, Konyaspor üzerinden bilinmenin ve tanınmanın, dahası gazete ve televizyonlarda boy göstermenin bir bedeli olmalı...

Mehmet Özdilek ve oyuncular kendileriyle yüzleşmeli, ama hasbel kader yönetici olmuş kişiler de, kendileriyle yüzleşmelidir...

Özellikle takım kötü giderken...

Bu kadar basit.