Ali Kaan Kurşun

Ali Kaan Kurşun

Konyaspor nihayet özüne döndü camia kenetlendi

Konyaspor nihayet özüne döndü camia kenetlendi

Konyaspor, bu sezon ligde yaşadığı zorlu sürecin ardından adeta küllerinden doğdu. 9 kişiyle Beşiktaş karşısında elde edilen tarihi galibiyetin ardından, yeşil-beyazlılar özüne döndü; hem camia hem de futbolcular adeta yeniden kenetlendi.

Son dört haftada alınan üç galibiyetle birlikte yükselişe geçen temsilcimiz, geçtiğimiz hafta İstanbul’da oynanan ve büyük önem taşıyan Başakşehir karşılaşmasını da kazanabilseydi, seriyi dörtte dört yaparak ligdeki konumunu çok daha sağlam bir zemine oturtmuş olacaktı. Ne var ki, futbolun doğasında olan bu tür küçük tökezlemeler, büyük hedeflerin önünü kesemez. Şu an itibarıyla 37 puanla 12. sıraya yerleşen Konyaspor’umuz, küme düşme hattıyla arasındaki puan farkını 6’ya çıkarmış durumda.

Bu hafta Cuma günü oynanacak olan Hatayspor maçı, sadece ligdeki kaderimizi belirlemekle kalmayacak; aynı zamanda Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde Galatasaray karşısında vereceğimiz mücadeleye de doğrudan etki edecek. Şayet Konyaspor, bu kritik deplasmandan üç puanla dönmeyi başarırsa, ligde kalmayı büyük ölçüde garantilemiş olacak. Bu da, takımımızın Salı günü oynayacağı yarı final karşılaşmasına tam anlamıyla kupa odaklı ve stres baskısından uzak bir şekilde çıkmasına imkân sağlayacak.

BEŞİKTAŞ MAÇI HEM UÇAR İÇİN HEMDE KONYASPOR İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLDU

Kritik haftaların en zor virajlarından birinde, kendi evimizde oynadığımız Beşiktaş karşılaşması yalnızca bir galibiyet değil; aynı zamanda Konyaspor için bir dönüm noktasıydı. Maçın büyük bölümünü 9 kişiyle oynayan temsilcimiz, sergilediği direnç ve inançla güçlü rakibini mağlubiyetle İstanbul’a uğurlarken, sadece üç puanı hanesine yazdırmakla kalmadı, aynı zamanda moral ve motivasyon anlamında da büyük bir çıkış yakaladı. Bu karşılaşma, sadece futbolcularımız açısından değil, teknik direktörümüz Recep Uçar için de adeta bir ölüm kalım karşılaşmasıydı. Maç öncesinde, kamuoyunda ve taraftar çevresinde, Beşiktaş karşılaşmasının ardından Uçar ile yolların ayrılabileceğine dair söylentiler dolaşırken, alınan bu tarihi galibiyet tüm dengeleri değiştirdi. Bugün geldiğimiz noktada ise Recep Hoca, hem taraftara hem de tüm camiaya kendisini kabul ettirmiş durumda. Artık o, sadece takımı düşme hattından uzaklaştıran bir teknik adam değil; aynı zamanda Konyaspor’a Türkiye Kupası’nı kazandırabilecek potansiyele sahip ikinci teknik direktör olma şansını elinde bulunduran bir figür. Recep Uçar’ın bu süreçte sergilediği mütevazi duruşu, yaptığı taktiksel dokunuşlar ve futbolcular üzerindeki etkisi, onu taraftarın gözünde bir “teknik patrona”a dönüştürdü. Özellikle Beşiktaş maçıyla başlayan bu yükseliş, hem ligde kalma mücadelesinde bize büyük bir avantaj sağladı hem de kupadaki hedefe olan umudumuzu iyiden iyiye yeşertti. Konyaspor tarihinde iz bırakacak bir dönemin içindeyiz. Bu yolculukta Recep Uçar’ın adının, başarılarla anılan efsane hocalar arasında yer alması artık sürpriz değil; aksine güçlü bir ihtimal. Taraftarın gönlünde taht kuran bir teknik direktör, saha içinde ve dışında verdiği mücadeleyle sadece maçlar değil, taraftarların gönlünü de kazanıyor.

ATANIN DA TUTANIN DA İYİ OLDU MU BAŞARI KAÇINILMAZ OLUYOR

Uzun süredir eleştirdiğim yan toplardaki zafiyetiyle dikkat çeken Deniz Ertaş’a değinmeden geçemeyeceğim. Evet, bu konuda hâlâ gelişmesi gerektiğini düşünüyorum; ancak son sekiz karşılaşmada sergilediği performans, özgüveni ve hırsı gerçekten takdire şayan. Yaptığı kritik kurtarışlarla takımımıza büyük katkı sağladı. Kırmızı çizgi olarak nitelendirdiğimiz ateş hattından, son sekiz maçta topladığımız 13 puanla uzaklaşmamızda Deniz’in payını es geçemeyiz. Eğer bu performansını sürdürür ve üzerine koyarak ilerlemeye devam ederse, milli formayı sırtına geçirmesi an meselesi olacaktır.

Konyaspor’a dönecek olursak, bilirsiniz, “Atanınla tutanın iyi olacak” diye bir söz vardır. Tutandan bahsettik, peki ya atan? Kısa sürede çocukların sevgilisi haline gelen, “pembe kafa” lakabıyla gönüllere taht kuran Kramer’e değinmeden olur mu?

Kramer, ligde çıktığı 25 karşılaşmada 9 gol, 3 asistle toplamda 12 gole doğrudan katkı sağladı. Üstelik bu maçların yalnızca 19’unda ilk 11’de sahne aldı. Türkiye Kupası’nda da 3 maçta 3 gol atarak etkileyici bir performans sergiledi. Sezon genelinde toplam 28 karşılaşmaya çıkan Kramer, 15 gole doğrudan etki ederek, beklentilerin ötesine geçen bir katkı sundu. Açıkçası insan sormadan edemiyor: “Neredeydin şimdiye kadar Kramer?” Ya da, “Neden en başından beri pembe kafa olmadın?” Senden son değil ama birkaç şarkı daha istiyoruz önce Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde Galatasaray daha sonra Allah izin verirse Ziraat Türkiye Kupası final karşılaşmasında rakibimizin önemi yok. Gollerini atarak bu şehre o özlenen kupayı 2. Kez getiren takımın büyük parçası ol.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Kaan Kurşun Arşivi