Konya’nın  asırlık çınarı 

Konya’nın  asırlık çınarı 

Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, kitap kurdu M. Sinan Ümit ile birlikte 100 yaşına giren Konya’nın tanınmış iş adamı Halil İbrahim Sayar’a, asırlık elek hediye etti

Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Konya Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit ile birlikte 100. yaşına giren asırlık çınar Halil İbrahim Sayar’a, asırlık elek hediye etti. Gazeteci-Yazar Mustafa Balkan ve Gazeteci-Yazar Hikmet Peker ile birlikte Konya’nın tanınmış iş adamlarından Halil İbrahim Sayar’ı ziyaret eden Dr. Mustafa Güçlü, 100 yaşında hâlâ dinç olan Sayar’a sağlıklı uzun ömürler diledi.

TİCARETE ORTAOKULU TERKLE BAŞLADIM

Memleket Tv’de canlı olarak yayınlanan röportajda hayatından kesitler de sunan asırlık Halil İbrahim Sayar, 1921’de Sille’de doğduğunu belirterek şunları söyledi:“İlkokulu sekiz senede bitirdim. Altınçeşme İlkokulu’na kaydedildim. O zamanlar ilkokul üç sene idi. Daha sonra Rehber-i Hürriyet İlkokulu’na gittim. Daha sonra Akif Paşa’ya ve birkaç okul daha değiştirerek ilkokulu sekiz senede bitirdim. Daha sonra eskiden lise olan Konya Karma Ortaokulu’na kaydoldum. Okuma zevkini bana Türkçe hocası Niğar Çetintaş isminde bir hanım aşıladı. En ön sırada oturuyordum. Benimle ilgileniyor. Teneffüs olduğu zaman bana kitap veriyor, bunu oku diyor. Hoşuma gidince, bitirince bana başka bir kitap veriyordu. O hoca hanımın bana verdiği okuma zevkiyle ben yeni başlıyordum eğitime. Çok zeki okul arkadaşlarım vardı. Matematik öğretmeni ise disiplinli ve bizimle yakından ilgilenen Nevsin Çılan idi. Ben ortaokulun ikinci sınıfından ayrılarak ticaret hayatına başladım. Ben dükkânda dururken babam devamlı köylere giderdi. Ben boş durmam dükkânda çalışırdım. Elek yapmaya ve soba altı tahtası yapmaya başladım. 

BOYA İŞİNE 1938’DE BAŞLADIM

Bir gün elinde çantayla uzun boylu bir yabancı girdi dükkâna. Benjamin De Siaves isminde bir fabrikatör, bana, sen burada boya da sat dedi. Kataloğu da açınca beni cezbetti. Böylece boya satım işine başladım. Bir-iki sene böyle çalıştım. Sonra 1938’de İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışının ikinci senesi trenle İzmir’e gittim.  Durmuş Yaşar Kaptanoğlu’nun boyacı dükkânını buldum. Selam verdim ve elini öptüm. Belimdeki kuşakta da 600-700 lira bir para var. Ben boyaları söyledim Durmuş amca yazdı. Kuşaktaki paraları da verdim. O günkü paralarla bize iki vagon boya yolladı.  Benjamin’i bıraktım ve tamamen Durmuş Yaşar’la başladım çalışmaya.  1938’den 54’e kadar o çalışma devam etti. 1954’de Danimarkalılar ile müşterek boya fabrikasını kurdular. Dünyada 175 ülkede fabrikaları varmış. Türkiye boya yapmasını bilmiyor. Bana dediler ki artık Konya’da seni tanırız. İnşaat boyalarından sanayi boyaları yapmaya başladılar. Sonra otomobil boya fabrikasını kurdular. Sonra matbaa mürekkep boyasını kurdular. Aşağı yukarı Danimarkalılarla beş çeşit fabrika kurdular. Bana da sen bundan sonra bizim Konya Distribütörümüzsün dediler. Biz başladık beş çeşit boyayı satmaya. İş büyüyünce yetişemez olduk. Tezgâhtar aldım. Silleli Kunduracı Mustafa’yı babası bana getirdi ve teslim etti. Mustafa tezgâhtar olarak bir ay çalıştı. Maaşını ikinci ay 100 liradan 150 liraya çıkardım. İki ay sonra ay ay 200-3000-500 lira maaşını artırdım. Neticede benim yanımda 50 sene çalıştı. Maaşını 5-6 bin liraya kadar çıkardım. Ev aldı, dükkân aldı yürüdü gitti! Çalışmak için kendiliğinden gelenlerden çok istifade ettik. Babamın aldığı Kapı Camisini geçip Vakıflar Çarşısına varmadan sağda 32 m2’lik dükkânı, babam öldükten sonra işlerin de büyümesiyle yandaki dükkânı da aldık ve büyüttük. Dükkânları yıktık ve 80 m2’lik yere yeni beş katlı yer yaptık.  

PARAYI DEĞİL, İŞİNİZİ SEVECEKSİNİZ

Ömrünün 38 yılını cami, yurt, okul, şadırvan yaptırıp hizmetle geçtiğini anlatan ve pek çok hatıra paylaşan asırlık iş adamı Halil İbrahim Sayar, ticarete atılacak genç insanlara şu tavsiyelerde bulundu. Gençlere tavsiyem boş durmayıp çalışmalarıdır. İşlerini severek yapsınlar. Eğer yaptığınız işi sevmezseniz vücudunuza da, sağlığınıza da zararı olur. Ama severek yaparsanız vücut da uzuvlar da memnun ve mutlu olur. Çalışın, çalışın, çalışın ve işinizi severek yapın. Parayı hiçbir zaman düşünmeyin. Severek yaptıktan sonra yaptığınız iş işe yarar, alıcı kaliteli malı tercih edeceği için para kendiliğinden gelir. Eğer para sevgisiyle başlarsanız, “nasıl ben köşeyi dönerim” düşüncesiyle yaptığınız işte sağlığınıza zarar verir. Parayı değil işi sevecek. İyi niyetli olacak. Yaptığı bir işi ilk önce kendi vicdanınızda tartacak ve seveceksiniz.”

HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.