16 Nisan’da sandığa gidiyoruz…

El Bab operasyonları bitti, 70 şehidimiz var Suriye topraklarında… Sandığa kadar olan sürede Rakka başta olmak üzere, Mümbiç operasyonları da kapıda…

Rakka’da, Daiş ile Mümbiç’te PKK-PYD ile savaşacağız…

Türkiye’de ise, sandığa kadar birbirimizle…

***

Zor günler geçiriyoruz…

Ekonomik anlamda daha şimdiden 2017 tüm sektörler açısından “kayıp yıl” ilan edildi… Varlık Fonu ile birlikte, fona devredilen kuruluşlar peş-peşe bilançolarında daha şimdiden zarar açıklamaya başladı…

Ekonomistler ısrarla her an çökebilir endişesiyle bankacılık sistemine vurgu yapıyor…

***

Bir taraftan içerdeki terör faaliyetleri, diğer tarafta TSK’nın yurt dışında savaş halinde bulunması, ekonomik göstergelerin her geçen gün daha aşağılara doğru seyri, politik arenada kavga-gürültü, tedirginliğimizi her geçen gün biraz daha artırıyor…

Siyasetin gündemi ile vatandaşın gündemi 15 Temmuz sonrası nihayet buluştu derken, yeniden büyük ayrışmaların yaşandığını gözlemliyoruz…

***

Sokağın gündemi;

Terör, işsizlik, döviz kurlarındaki fırtınalı dalgalanmalar, artan borç yükü, hukuki mağduriyetler, geçim sıkıntısı, mazot ve benzin fiyatlarının durdurulamayan yükselişi, hızla tırmanan enflasyon, Türk lirasının üç ay içinde dolar karşısında yüzde 25 değer kaybı…

Siyasetin gündemi;

Referandum…

***

Oysa tüm bu sorunların altından kalkacak oranda, milletin oyunu ve desteğini almış, mecliste tek başına “güçlü” bir hükümet var…

Öte yandan, hükümetin her yaptığını ‘onaylayan’ ya da hükümetin yapması gerekenleri sipariş eden fiili olarak tek elden hükümeti idare eden kimsenin de itiraz etmediği  “güçlü” bir Cumhurbaşkanı var…

Ama yine de istenen noktada değil ülke…

***

Referandumdan sonra sandık ortadan kalkacak mı?

Sandıkta, 2019 yılında BAŞKANLIK SİSTEMİNE geçiş ile ilgili EVET çıkarsa;

“Nasıl olsa halk kararını verdi, 2019’a kadar beklemeye Türkiye’nin zamanı yok hadi buyurun Başkanlık için erken seçime…” denilerek sandık yine ortaya gelecek…

HAYIR çıkarsa;

“Halkın hükümete güveni kalmamış, bu sonuç istikrarı bozar, buyurun erken seçime…” denilecektir…

***

İki ucu da sıkıntılı…

AK Parti, 15 Temmuz sonrası “Temizleyeceğim...” diye erken seçim kararı alsaydı, büyük bir ihtimalle 380 milletvekili ile meclise geri döner, referandumsuz BAŞKANLIK sistemine kavgasız, gürültüsüz geçerdi…

15 Temmuz’dan sonra beklenen ERKEN SEÇİM kararı yerine, durup dururken REFERANDUMLU gündeme bizi kim, niye getirdi?