Kalibreli ayaklar…!

Gole kadar tatsız tuzsuz sıradan bir süper lig maçı izliyorduk…

Sabaha kadar oynasalar her iki takımında gol atacağı izlenimi yoktu. Ancak böyle karşılaşmalarda konsantrenin bozulduğu an, artık yeniden oyun disiplinine dönmek hayli zor olabiliyor. Üzerine takımınızın kalibreli ayaklarından üçünü kadronuza sakatlık ve ceza yüzünden dahil edememişseniz durumun vahameti o takım açısından daha da büyüyor.

Kimi zaman mevkisine bakılmaksızın bir tek futbolcunun bile yeri doldurulamıyor. Sadece alt liglerden bahsetmiyorum. Üst düzey takımlarda da bu böyle maalesef.

Teknik adamlar her ne kadar “şu futbolcumuz olmasa bile yerini dolduracak arkadaşlar var” dese de dolmuyor. Kimi zaman beğenmediğimiz burun kıvırdığımız futbolcuların motivasyonu ve 90 dakika boyunca oyundan kopmadan yüzde yüz konsantrasyonla mücadelesini mumla arıyorsunuz.

Nitekim Ali Turan Meha ve Ali Çamdalı’nın en az ikisi Kasımpaşa maçında hararetle aradık desek yanlış bir tespit yapmamış oluruz.

Karşılaşmanın bütününe baktığımızda rakip takımın ataklarının dörtte üçünün sol kanadımızdan geldiğini gördük. Bu Abdülkerim’in kötü gününde olmasından ziyade yeşil beyazlıların oynadığı sistemin olumsuz yanlarından biri olarak karşımıza çıktı. Savunmanın önünde sola yakın oynayan Volkan’ın daha çok merkezi kontrol etmesi forvet arkası oynayan futbolcuların da rakip oyuncuları takipte sıkıntı yaşamaları nedeniyle bu bölgede ciddi sıkıntılar yaşadık. Nitekim bir kademe hatası sonrasında Eren Derdiyok ile Ömer Ali eşleşince tecrübesini kullanarak genç futbolcunun kendisini rahatsız etmesine dahi fırsat vermeden topu filelere gönderdi. Akabinde çabuk demorelize olan savunmanın açığından bir kez daha yararlandı ve geriye kalan dakikalar içinde takımını rahatlattı.

Hep söylüyorum bu tür durumlarda formayı sırtına geçiren futbolcular mutlaka üst düzey futbol ortaya koymak zorundalar. Lakin görünen o ki bir süre daha savunmanın kurgusu değişmeyecek gibi görünüyor. Bu arada yavaş yavaş Ömer Ali hocasına” beni bir adım önde oynat” mesajları vermeye başladı. Girdiği pozisyonda defansın büyük hatasına rağmen kontrolü ve son vuruşu birinci sınıftı. Ancak hocanın oynattığı sistemde Ömer Ali önde yer bulabilir mi yaşayıp göreceğiz.

Kısacası Konyaspor kendi ayarındaki takımlara karşı kapanarak ya da daha çok savunmayı düşünerek oynadığı zamanlarda yediği golü çıkarmakta zorlanıyor. Fakat son dönemde kendi evimizde ya da deplasmanda gole ihtiyacımız olduğu dönemlerde rakibi kısa zaman dilimleri arasında olsa bile baskı altına aldığımız dakikaların olması gelecek adına ümit veriyor.

Esasında puan çıkarabileceğimiz bir deplasmandı. Ancak olmadı. Yine de başımızı öne eğecek bir futbol ortaya konmadı. Teknik kadro, yöneticiler ve futbolcu kardeşlerimizi mücadelelerinden dolayı kutluyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

TARAFTAR... CEZA... AVRUPA... OTOKONTROL

30 Nisan 2016 Cumartesi 12:08

VEDA…!

21 Ocak 2016 Perşembe 09:43

Sarı kartlar planı bozdu

08 Aralık 2015 Salı 10:32

İki adam bir puan

30 Kasım 2015 Pazartesi 10:25

Neden Kasımpaşa?

12 Kasım 2015 Perşembe 10:22

Bir puana oynadık kaybettik

10 Kasım 2015 Salı 10:25

Hayırlı mağlubiyet (3)

28 Ekim 2015 Çarşamba 09:42

Konyaspor'un ilacı Davutoğlu

19 Ekim 2015 Pazartesi 09:48

Konya olmasaydı hayaldi...

17 Ekim 2015 Cumartesi 10:00

UTAN KONYA (!)

14 Ekim 2015 Çarşamba 10:37