Mehmet Ali Uz

Mehmet Ali Uz

Hayatla Memat Arasında

Hayatla Memat Arasında

Hayat, hastalık, sağlık, keder ve sürur ve hepsinin sonunda ölüm, hep insanlar içindir. Hayatın biteviye gittiği kimsede görülmez. İniş ve çıkışlar herkesin karşılaştığı olaylardır. Ders alındığı takdirde, ağır hastalıklar ve ameliyatlar bile insanlara Allah’ın birer lütfü olduğu düşünülebilir. Bazen öyle olur ki, arzu edilmemekle beraber ölüm bile insanlar için büyük bir nimet oluyor. Onun için insanların dilinden düşürmeyeceği, “Ya Rabbi, sonumuzu hayır eyle!” duası olmalıdır.
Bazen acil bir ameliyat hiç beklenmedik bir anda birden bire insanın karşısına çıkıveriyor. Böyle durumlarda Allah murat edince, işleri öyle bir yoluna ve sırasına koyuveriyor ve sebebini bir lahzada halk edip, insanı hayretler içerisinde bırakıyor.
Çok tehlikeli bir noktada benim ameliyatım da böyle gerçekleşiverdi. Bir Perşembe günü anjiyo oldum. Hemen ameliyat kararı alındı. Ertesi Pazartesi günü hastaneye yattım, Salı günü de ameliyat oldum. İnsan böyle durumlarda hayatla memat arasında gelip gidiyor. Ameliyatım gerçekten çok başarılı geçti. Cerrahlar gerçekten işinin ehli insanlardı.
Allah kullarına öyle sayısız nimetler ihsan etmiş ki, insan bunların şükründen acizdir. Sadık ve vefakâr dostların varlığı da nimetlerin en büyüklerinden birisi imiş. Hastalık anında insan, aynelyakin bunun farkına varıveriyor.
Her dostun duası, ziyareti, telefonda sesi insana ayrı bir şifa kaynağı gibi geliyor. Hiç tanımadığı, adını bile bilmediği insanların duaları, Yasin-i şerifleri sırf Allah rızası için yapılan işlerdir. Bunları hepsi Allah katında müstecaptır. Münferit ve toplu dualar ne büyük güzelliklerdir.
İnsan, hastalık sırasında her gün arayıp soran, sağlık durumunu gün gün takip eden dostlarına gerçekten nasıl teşekkür edeceğini bilemiyor. Başta Konya Aydınlar Ocağı Başkanı kadim dostlarım Dr. Mustafa Güçlü, Yeşilay Konya Şubesi Başkanı Sabri Pişkin, Ali Ataman, Av. Mehmet Ali Aldur, Av. İsmet Özkaya, Antalya’dan Feyyaz Caner, Ahmet Baltacı, Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı Beylere ve sayısı yüzleri aşan daha nice dostlarıma, başta Mevlâna Üniversitesi Rektörü Bahaddin Adam, Hastane Baştabibi Mehmet Borazan Beyler ve ameliyatımı gerçekleştiren doktorlarıma, bütün hastane yetkililerine, Merhaba Gazetesi sahibi ve çalışanlarına şükran borçlu olduğumu ifade etmek istiyorum.
Ağır kalp ameliyatları eskiden sadece Ankara ve İstanbul’da yapılırdı. Şimdi Konya’da üniversite ve pek çok özel hastanede bu tür ameliyatlar başarı ile yapılıyor. Bunun için ne kadar şükretsek azdır. Bu sebeple Konya dışına çıkmaya gerek olmadığını düşünüyorum. İnsanlar yollarda perişan oluyor. Hatta buralarda ameliyat sonrası ihtimam çok daha iyi. Hafta boyu hasta her bakımdan kontrol ediliyor. Bazı hastanelerin iki üç günlük ameliyatlı hastayı taburcu etmelerini uygun bulmak mümkün değil.
Ameliyatımın dördüncü gününde gece, çok şiddetli bir çarpıntı krizi geldi. Nabız yüz kırkın üzerinde atıyordu. Bu durum saatlerce devam etti. Hemen müdahale ettiler. Tedavi saatlerce sürdü. Bu gibi durumları hesaba katmak gerekmez mi?
Şükran duygularıyla Cenab-ı Hak’tan herkese sıhhat afiyet, bereketli uzun ömürler niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet Ali Uz Arşivi
SON YAZILAR