Ey Yolcu!
Hakikat aynasından kendine bir bak! Yolcuğun nasıl devam ediyor acep! Sakın etrafına kapılıp da varacağın yeri unutma! Gözlerini aç! Önünü iyi gör! Arkanı da unutma. Döküp saçtıklarını toplamaya bak. Bir daha öyle yapma!
Ey Yolcu!
Sakın nefsî hesaplara girme. Yoksa nefsini ateşe atarsın. Nefsine de uyma. Çünkü o çok cahil ve nankördür. Hesap etmeden hüsrana götürür.
Ey Yolcu!
Bil ki yolcuğunda nice geçişler, köprüler ve nice dar sokaklar vardır. Temkinli ol. Dikkat et. Hazırlıklı ol. Tuzaklara düşme.
Ey Yolcu!
Aklını başına al! Ne kadar yol aldın, ne kadarı kaldı biliyor musun?
Ey Yolcu!
Ya yarın yolun sonuna varıverecek olursan ne yaparsın? Hesabını iyi yapsana!
Ey Yolcu!
Yoksa hala "daha çok yolum var" mı diyorsun? Ne biliyorsun? Ya yolun sonuna varmışsan. O zaman halin nice olur. Geri dönüşün var mı? Telâfi edebilecek misin geçtiğin yollarda yaptığın hata ya da ihmallerini?
Ey Yolcu!
Yazık sana! Hala gaflettesin! Ne zaman gözlerini ovuşturmaktan vazgeçeceksin! Eyvah! Gamın gökleri kaplayacak bir gün. Hala "daha çok yolum var, zamanım var" diyorsun.
Ey Yolcu!
Elinde bir haritan var mı senin? Yolun neresinde olduğunu, daha ne kadar kaldığını gösteren? "Yok" diyorsun, değil mi? O halde nasıl aldanıyorsun hevâ ve hevesine? Hani sana "daha çook" diyordu, "Gençsin, güçlüsün, daha çok yol alırsın" diyordu nefsin. Onlara ne oldu?
Ey Yolcu!
Akıl binitine bin! Ama ona da yol gösteren bir rehber olsun. Yoksa o da " bataklıklara çöker gider".
Ey Yolcu!
Kur'an ve Sünnet rehberin olsun. Gecen ve gündüzünde onlarla yoluna devam edesin. Nefis atını terk edesin. Hakk'a kul olasın. "Yarın yarın" deyip durmayasın. Unutma ki nice "yarın yarın" diyenler, helak olup gittiler. Yazık ettiler kendilerine. Mahvettiler ebedi alemlerini.
Ey Yolcu!
Sakın öyle olma! Hemen pişmanlık ipine tutun, yolunu düzelt, güzelleştir… Rabbine yönel. O'ndan geldiğini ve O'na gideceğini asla unutma!