Kriz var mı, yok mu tartışmaları gündemde yer bulmaya başlamışken açıklanan verilerin hiç iç açıcı olduğu söylenemez.

Türk Lirası’nın değer kaybetmesinin ihracat rakamlarına olumlu yansıması gerekirken, Merkez Bankası’nın kendi internet sitesinden açıkladığı verilere göre 26, 5 milyar dolar eksi olarak açıklandı.

Bu farkın en önemli sebeplerinden biri de tabi ki pandemi sürecinde yaşanan daralmalar.

Normalleşme sürecinde atılacak adımların, halkın mağduriyetini göz ardı etmeden, kısa, orta ve uzun vade de planlı şekilde gerçekleşmesi gerekiyor.

Hepimiz görüyor ve biliyoruz ki;

Para birimimizdeki, diğer para birimlerine göre değer kaybını mal ve hizmet satışına yansıtamazsak sonuca ulaşamayız.

Acıyı Bal Eyleyelim…

Ekonomiyi siyasetten bağımsız değerlendirmek elbette mümkün değil. Siyasetin içinden gelen söylemlerin gündemde bu derece tutulmasını doğru bulmuyorum.

Yönetimin görevi sadece politikalar üretmek değil, bu politikaların uygulanması esnasında halkında gönlünü alarak moralleri yüksek tutmaktır.

Muhalefet ise bu süreçte eleştirel görevini yerine getirecektir.

Kriz var mı, yok mu tartışmasının cevabı aslında ‘’Acıyı bal eyleme’’ ve ‘’Sabır’’ söylemlerinin içinde gizli gibi.

Son dönemlerde, ekonomik göstergelere baktığımız zaman, neredeyse süreklilik arz eden olumsuz veriler geliyor.

Özellikle son 30 yıldır pek çok defa yaşanan bu tarz darboğazlardan çıkışın, kemer sıkma politikalarına sebep olduğuna şahit olduk.

Gerçeği görmek ve bizi bekleyen kemer sıkma politikalarına hazırlıklı olmak, sürecin daha kolay atlatılmasını sağlayacaktır.

Tavsiyem şudur ki;

Ekonomik kriz yoksa bile hem halk olarak, hem hükümet olarak tedbirli davranmamız gerekiyor.

Gelirlerinizi arttırabildiğiniz sürece sıkıntı yok ancak gelirlerinizi arttıramıyorsanız, giderlerinizi azaltmaktan başka yapılacak bir hamle kalmamış demektir.

Bu yüzden, önceliği olmayan harcamalardan vaz geçilmeli veya ertelenmeli.

Bu Dönemin Sevindirici Açıklamaları Tarım Sektöründen Geliyor.

Son dönemlerin en çok tartışılan konularından birisi, özellikle buğday ve arpa ithalatı sebebi ile yerli üreticinin, açıklanan taban fiyatlarına tepki göstermesiydi.

Artan döviz fiyatlarının etkisi ile ithal ürünlerin fiyatındaki artışı, yerli üreticiye küçük te olsa bir artış olarak yansıdı.

Darısı süt üreticilerinin başına…

Saygılarımla…