Erkek ve kadın üreme sisteminde çocuk sahibi olmayı önleyen fonksiyonel, hormonel, genetik bozukluklara sonucunda infertilite problemi ortaya çıkmaktadır. Yani bireyler istemelerine rağmen çeşitli nedenlere bağlı olarak doğal yollardan çocuk sahibi olamamaktadır. İnfertilite problemi dünya nüfusunun yüzde 15’ini etkilemektedir. İnfertilite görülme sıklığı bölgeden bölgeye değişmektedir. Özellikle sanayi bölgelerinde yaşayan bireylerde daha fazla görülmektedir. Hava kirliliği, stres , alkol ve sigara tüketimi, yanlış beslenme alışkanlıkları , gıda kaynaklı tarım ilaçlarının insan vücuduna girişi doğurganlığı etkilemektedir.

Sağlıklı Beslenen Bireyler Daha Doğurgan!

Beslenme, üreme organlarının gelişimi, döllenme ve hamilelik sürecinin kurulması için gereklidir. Bireylerin ne yediği sperm ve yumurta kalitesini etkilemektedir. Sağlıklı beslenen bir anne daha iyi bir hamilelik ve emzirme süreci geçirmektedir. Sağlıklı bir bebek, sağlıklı bir nesil için anne kadar babanın da sağlıklı beslenmesi gerekmektedir.

Sağlıksız Beslenme Davranışları Değiştirilmeli

Sağlıksız beslenme davranışları son dönemlerde artış göstermiştir. Aşırı yağlı, tuzlu ve şekerli gıdaların beslenmedeki yeri artmıştır. Bu artış beraberinde diyabet, tansiyon, kalp ve damar hastalığı gibi hastalıkları da getirmiştir. Bireyler kalori bakımından fazla fakat besin kalitesi bakımından fakir beslenir hale gelmiştir. İnfertilite problemi her geçen gün artmaktadır. Artık bireyler doğal yollardan çocuk sahibi olamamaktadır.

İşlenmiş sosis, salam, sucuk gibi gıdalar sperm kalitesini olumsuz etkilemektedir. Tam tahıllı lifli gıdaların tüketimi kadın doğurganlığını olumlu etkilemektedir. Turunçgiller dediğimiz portakal, mandalina, limon, greyfurt gibi gıdaların tüketimi ise kadın doğurganlığını etkileyen endometriozis hastalığı riskini azaltmaktadır. Yenilen proteinin kaliteli ve miktar bakımından yeterli olması gerekmektedir. Alınan protein yumurtlamayı ve erkek üremesini etkileyebilmektedir. Protein gibi bireylerin tükettikleri yağ kaynakları ve miktarı da üreme sağlığını etkilemektedir. Birey beslenmesinde zeytin, zeytinyağı, avacado gibi sağlıklı yağlara yer vermelidir.

D vitamininin kadın doğurganlığı üzerinde etkisi olduğu düşünülmektedir. D vitamini düşük bireylerde D vitamininin normale çevrilmesin gebelik oranı ve canlı doğum oranlarının artmasına yardımcı olduğu bildirilmektedir. Bahsettiğimiz noktalar dışında pek çok gıda, vitamin, mineral miktarı ve kaynağı doğurganlığı etkilemektedir.

Ne yersek hücrelerimiz de onlarla beslenir. Bu nedenle sağlıklı bir nesil için hem anne hem de babanın sağlıklı beslenebilmesi şarttır.