Balkanlarda Ramazan
Balkanlar denilince aklımıza, nüfusunun belli bir kısmının soydaşlarımızın oluşturduğu Bulgaristan, Romanya, Makedonya, Bosna-Hersek, Saray Bosna, Kosova ve Arnavutluk gelir. Bunlara; 120 binden fazla soydaşımızın yaşadığı Batı Trakya’yı da unutmadan eklememiz gerekir.
Takdir eder ve bilirsiniz ki Ramazan-ı şerif, yalnızca bizim yaşadığımız ve vatan edindiğimiz, uğrunda binlerce şehit verdiğimiz, yüzeyine secde ettiğimiz ve bu sebeple de kutsal bildiğimiz Türkiye topraklarına gelmiyor. Dünyanın, kara, deniz ve hava farkı gözetmeden; dağ, ova, vadi gibi engel tanımadan her tarafına geliyor. Tabii ki bu arada bizimle tarihî ve dinî bağları olan Balkanlara da geliyor. O topraklarda yaşayan Müslüman soydaşlarımızın îman ve ibâdetleri sayesinde Ramazan-ı şerifin rahmet ve bereketi, oralarda da kendini gösteriyor ve hissettiriyor.
Ramazan-ı Şerif, dünyanın her tarafına geliyor. Geliyor, ama yalnız Müslümanların yaşadıkları veya çoğunlukta oldukları bölgelerde görülüyor veya varlığı oralarda hissediliyor. Mümin ve mütedeyyin insanların bulunduğu yerlerde Ramazan, var oluyor. Bu anlamda Balkanlarda da Ramazan, var demektir.
Tarih ilminin bize öğrettiğine göre; Osmanlı Devleti Balkanlarda, 500 seneye yakın hüküm sünmüş. Bu topraklarda yaşayan insanlara renk, ırk ve inanç farkı gözetmeden yoğunlaştırılmış hizmet sunmuş. Tarihin ender kaydettiği olaylardan biri olarak insanî ve medenî muamelede bulunmuş, şefkat ve merhamet göstermiş, âdil ve insaflı davranmış. Osmanlı idaresi tebası olan milletlerin dinî inançlarına karışmamış, inançları doğrultusunda yetişmeleri için yardımcı olmuş, ırz ve namuslarını korumuş ve hiçbir zaman ve hiçbir devirde gayr-ı müslimlere kendi dinlerini bırakıp Müslüman olmaları için baskı yapmamış ve zor kullanmamıştır.
Osmanlı Devleti, Balkanlara câmiler, medreseler, hastaneler, türbeler, kışlalar, çeşmeler, yollar, köprüler, su kemerleri yaptırmış ve kütüphaneler açmıştır. Böylece Balkanlar kısa zamanda kalkınmış ve her alanda ileri gitmiştir. Sanat değeri yüksek ve malzemesi kaliteli olan binlerce tarihî eserin bir kısmı ihanetler ve saldırılar neticesinde yakılmış, yıkılmış, tabiî âfetler sonunda yok olmuş ve bir kısmı da her şeye rağmen dimdik ayakta kalabilmiştir..
Balkanlarda Ramazan ayının nasıl geçtiğine ve Müslümanların sosyal yapılarının nasıl değiştiğine şahit olmadım. Yalnız İslâmî hayatın ve Müslüman soydaşlarımızın bu konuda samimi olduklarını yakından biliyorum. Batı Trakya’da çok sevdiğim, birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşadıklarını saygıyla hatırladığım, kendilerini takdirle ve dualarla bu mübârek ayda andığım, zulme baş kaldırışlarını ve cesaretlerini her zaman övgü ile anlattığım soydaşlarımızın arasında unutamadığım üç Ramazan geçirdim. Balkanlardaki durumu yakından bilmiyorum desem de Batı Trakya ile mukayese ederek Balkanlarda da Ramazan ayının nasıl geçeceğini az çok tahmin edebiliyorum. Atlarımızın ayak izlerinin halen silinmediği Balkanlarda, Ramazan gelince Anadolu’nun bir devamı gibi câmiler aydınlanır, kadın-erkek, genç-yaşlı kalabalık cemaatlerle şenlenir. Minâreler kandillerle, kubbeler mahyalarla, cemaat mukabelelerle aydınlanır. Güzel sesli hafızlar, câmilerde Ramazan ayı boyunca mukabele okurlar. Sahurda davullar güm güm çalınır, pencerelerden karanlığa meydan okurcasına ışıklar süzülür. Câmilerin bitişiğindeki misafir odalarında yabancılara ve yolda kalmışlara iftar yemekleri verilir. Balkanların fethinde şehit düşen Horasan erlerinin, alp erenlerin, paşaların ve askerlerin, gazilerin ruhlarına fatihalar gönderilir, şehitliklerimiz ve türbelerimiz ziyaret edilir. Balkanlarda Ramazan ayı tatlı geçer. Diğer İslâm ülkelerinden farklı ve canlı geçer. Türkiye’den ve soydaş ülkelerden Ramazan ayında Balkanlara gelenler veya yolu düşenler Müslümanların selâmlarını, ibadet haberlerini ve hayır dualarını getirirler ve götürürler. Kısa bir müddet için de olsa Balkanlarda Ramazanı yaşamanın ve din kardeşleriyle beraber olmanın tadına doyamazlar.
Müslüman soydaşlarımız yalnız Balkanlarda yaşamıyorlar. Bu arada Orta Asya’da, Türkistanda, Kafkas ülkelerinde, Kırımda ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yaşayan soydaşlarımız da var. Ayrıca çalışmak amacıyla yabancı ülkelere giden veya resmi görevle yurt dışına çıkan vatandaşlarımız da var. Hattâ onların bir kısmı bulundukları ülkelerin vatandaşı bile olmuşlar. Ramazan ayı ülkemize geldiği gibi vatandaş ve soydaşlarımızın yaşadıkları ülkelere de geliyor. Müslümanlar dünyanın neresinde bulunurlarsa bulunsunlar Ramazan sevincini yaşıyor, programını uyguluyor, oruç tutuyor ve teravih namazı kılıyorlar. İftar ve sahur vakitlerinde soydaşlarımızı hatırladığımız ve düşündüğümüz gibi, onlar da bizi hatırlar ve düşünürler. İftar sofrasında ve sahurda, câmilere gidip gelirken Müslüman soydaşlarımızın dünyanın neresinde bulunursa bulunsunlar onların da câmiye gidişlerini ve birbirlerine sevgi ile bakışlarını, iftar sofralarında ve sahur yemeklerinde sevinçle bir araya gelişlerini görür gibi oluyoruz. Ramazan ayının dünyanın her yerinde varlığını hissettirmesi mü’min gönüllerde bir serinlik meydana getiriyor ve kardeşlik düşüncelerinin canlanmasını sağlıyor. İslâmiyet’e gönül ve ömür vermiş bir kimse, bulunduğu ortamda yalnız olmadığını hissediyor. Müslümanlar hangi coğrafyada yaşarlarsa yaşasınlar inanç ve amel birliğimiz sayesinde bir aradaymışız gibi oluyoruz ve hep aynı yerde yaşıyormuşuz gibi bütünleşiveriyoruz. Bu durumlar elbette yalnız Ramazan ayında olmuyor ama, Ramazan ayında gönülleri fethetmeye yetecek kadar zirveleşiyor.
Bu yazım, yurt dışında yaşayan vatandaş ve soydaşlarımızın hatırlanmasına vesile olmuş ise, Ramazan ayının ruhuna uygun bir iş yapmış olmanın mutluluğunu yaşamış olacağım. Esasen Ramazan ayı yer yüzünde yaşayan Müslümanlar arasındaki mesafe ne kadar olursa olsun birbirlerini hatırlamalarına ve düşünmelerine vesile olmalıdır. Özellikle Balkanlardaki Müslüman soydaşlarımızı düşünerek, onların içerisinde bulundukları şu andaki rahat ve hür şartlardan sevinç duyarak Ramazanı yaşamak çok anlamlı ve hikmetli olur.
Bu vesile ile yurt dışındaki vatan ve soydaşlarımızın Ramazan-ı şeriflerini de tebrik ediyorum.





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.