Aydın Çavuş Tepesi’nin hikayesi ortaya çıktı: 46 yıl boyunca ağaç dikmiş

Aydın Çavuş Tepesi’nin hikayesi ortaya çıktı: 46 yıl boyunca ağaç dikmiş

Konya’nın meşhur lokasyonlarından Aydın Çavuş Tepesi’nin hikayesi pek bilinmiyor. Meşhur tepe 46 yıl boyunca Konya Belediyesi Baş Bahçıvanı olarak hizmet eden ve tepeyi ağaçlandırarak, yeşil bir vadiye çeviren Aydın Çavuş’tan alıyor

Konya’nın Meram ilçesinde bulunan Aydın Çavuş Tepesi’nin hikayesi filmlere konu olacak bir hikaye olmasına rağmen pek bilinmiyor. Tepe ismini 46 yıl boyunca Konya Belediyesi Baş Bahçıvanı olarak hizmet eden ve tepeyi ağaçlandıran Aydın Aydınöz nam-ı diğer Aydın Çavuş’tan alıyor. Aydın Çavuş Tavus Baba Koruluğu’nu 1969 yılına kadar yeşillendiren bir doğa gönüllüsü olarak Konya tarihine geçti. Aydın Çavuş tam 46 sene Büyükşehir Belediyesi’nde görev yaptı. Aydın Çavuş, Konya Belediyesi'nin park ve bahçeler bölümünde 1923-1969 yılları arasında görev yaptı.

332026799-585300780125118-8683044097652103984-n.jpg

Aydın Çavuş’u sadece Konyalılar değil, Konya’yı ve Meram’ı ziyaret eden bütün misafirler rahmet ve şükranla anıyorlar. Yaz kış demeden her hafta sonu binlerce kişi Aydın Çavuş ormanında dinleniyor, piknik yapıyor. Meram Belediyesi tarafından yapılan son çevre düzenlemesi ile birlikte Aydın Çavuş Tepesi farklı bir görünüme kavuştu. Meram Belediyesi tarafından yeniden açılan restorantta ise Aydın Çavuş’un hatırası yaşatılıyor. Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Aydın Çavuş Tepesi’nde yeni bir çevre düzenlemesi yaptıklarını ve restoranttı yeniden hizmete açtıklarını belirterek, hedeflerinin Aydın Çavuş’un hikayesine eşlik etmek ve onun aziz hatırasını yaşatmak olduğunu söyledi.

whatsapp-gorsel-2024-02-01-saat-16-44-14-1304192b.jpg

AVUSTURYA’DA ZİRAAT OKULUNDA OKUDU

Aydın Çavuş’un hikayesi ise Karadağ’da başlıyor. Aydın Çavuş olarak tanınan Aydın Aydınöz, Osmanlı Devleti Kosova Eyaleti Bosna-Hersek sancağına bağlı Taşlıca şehrinde dünyaya geldi. Aydın Çavuş, Toprak sahibi, ziraatla uğraşan bir ailenin oğlu idi. Babası bu nedenle kendisini Avusturya’nın Gratz şehrindeki ziraat okuluna gönderdi. Aydın Çavuş’un ziraat okuması yıllar sonra Konya’nın yeşillendirilmesinin de temellerinin atılmasını sağlamıştı. Taşlıca daha sonradan Karadağ’a bağlanıyor. Aydın Çavuş, Karadağ’ın Taşlıca beldesinden Türkiye’ye iltica etti. Çünkü o yıllarda Balkanlar’da Sırplarla Boşnaklar arasında büyük çatışmalar yaşanıyordu. Bosna-Hersek’te yapılan katliamda kardeşi Abdullah’ın öldürüldüğünü öğrenince okulunu terk edip Bosna-Hersek’e döndü. Müslüman Türk Direniş Teşkilatı’na katıldı, üç yıl Sırplarla mücadele etti. Önce Yunanistan’a daha sonra ise Türkiye’ye iltica etti.

evliya-dec49firmeni.jpg

İSTANBUL VE ADANA’DAN SONRA KONYA

Aydın Çavuş’un ailesi ilk olarak İstanbul’a sonradan ise Adana’ya göçtü. Aydın Çavuş daha sonra Konya’ya geldi. İkinci Orduda görevli Rumeli kökenli bir paşayı ziyareti sırasında zamanın Konya Belediye başkanı ile tanıştı. O yıllarda Türkiye ve Yunanistan arasında mübadele devam ediyordu ve belediyenin park ve bahçe işyerinde çalışan Rumlar Yunanistan’a göçüyordu. Bunların içerisinde çok kıymetli ve pratik yetişmiş bahçıvanlar vardı. Mardros Usta, Vasil Usta, Kosti Çavuş gibi belediyenin yaptırdığı tek örnek mavi iş gömleğiyle şehirde dolaşırlar şehrin temizlik ve sulama işlerini yaparlardı. Konya’da yaşayan Rumlar o yıllarda belediyenin park ve bahçe işlerinde görev yapıyordu. Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Rumlar gidince yerlerine Belediye yerli halktan işçi almak zorunda kaldı. Mübadelede park ve bahçelere bakan Kosta Bey’in görevi Aydın Çavuş’a teklif edildi. Fakat Aydın Çavuş memurluk düşünmediği için teklifi kabul etmedi. Bir yıl sonra Konya’dan ayrılmak istedi. Vali o zamanın kendisine verilen yetkiyi kullanarak Konya’dan ayrılmasına izin vermedi. Ayrılma konusunda birkaç istemi de yerine getirilmedi. Aydın Çavuş’u

prof-dr-ayhan-azzem-aydinoz.jpgn Belediyeye girişi Kazım Gürel’in belediye başkanlığı zamanında oldu.

RUM BAHÇIVANLAR GİTTİ, TÜRKLER GELDİ

Bu sıralarda İstanbul’a göçmen olarak gelmiş bulunan Aydın Çavuş da arkadaşları Muharrem Ağa, Yusuf Ağa, Hamdi Garda ile Konya’ya geldiler ve belediyeye müracaatla iş isterler. Belediyenin o zamanki bahçeler müdürü Ziraatçı Mehmet Bey bunlara iş verir. Aydın Çavuş’un canı yürekten çalışmasına Mehmet Bey hayran olur. Hepsine de Konya’da daimî iş verilmek üzere kalmalarını teklif eder. Bunlar da kabul ederek Aydın Çavuşla Hamdi Garda, Belediye bahçıvanlığına, Yusuf ile Muharrem Ağalarda vilayet odacılığına alınarak senelerce buralarda çalışırlar ve emekli olurlar. Konya’da 30 yıla yakın park, bahçe ve özellikle 1953 yılında Meram Tavus Baba’da çıplak tepelerin ağaçlandırılması ideali ve iddiası idi. Yurt içinden ve yurt dışından birçok uzman bu düşünceyi uygulanır bulmuyorlardı. İdealini ve iddiasını gerçekleştirmenin mutluluğunu tattı. Konya’ya hizmet etmek kendisi için vazgeçilmez bir yaşam tarzı idi.

whatsapp-gorsel-2024-02-01-saat-16-44-14-1b130269-001.jpg

HER AĞAÇ HER ÇİÇEK BİR EVLATTI

1931 yılında Kosovalı Nazike Hanım’la evlenen Aydın Aydınöz’ün dört erkek çocuğu oldu. 12 Aralık 1969 yılında ve vefatına kadar tam 46 yıl Konya’ya hizmet etti. Aydın Çavuş, 13 Aralık 1969 tarihinde Ramazan Bayramı günü kalp krizi sonucu vefat etti. Aynı gün öğle namazından sonra cenazesi kaldırılarak Musalla Kabristanı’na defnedildi. Mezar Taşında; Aydın Çavuş, Belediye Baş Bahçıvanı Ruhuna Fatiha 13-12-1969 yazılı. Aydın Aydinöz’ün vefatı Konya’da derin bir üzüntüye neden oldu. 7’den 70’e bütün Konya halkı Aydın Çavuş’un vefat haberi karşısında gözyaşlarına boğuldu. Gazeteci-Yazar Selçuk Es, yazısında merhum Aydın Çavuş’tan “vefat ettiği zaman görevi devam ediyordu” diye bahsetti. Kendi deyişiyle “her ağaç, her çiçek onun bir evlattı.”

İLK OĞLUNA SELÇUK ADINI VERDİ

Geçtiğimiz yıllarda Konya’da da görev yapan Prof. Dr. Ayhan Azzem Aydınöz, babası Aydın Çavuş hakkında çok önemli bilgiler verdi ve hatıralarını paylaştı. Babası için Konya’nın bir tutku olduğunu kaydeden Aydınöz, şunları kaydetti: “Babam derdi bu vatan bizim bu topraklar bizim, buraları yeşillendirmek istiyorum derdi. Tavus Baba Tepesi’ni yeşillendirmek için çok ısrarcıydı. Bunun gerçekleşmeyeceğini söylerlerdi. Kolayı kolay insanlar yapsın, biz zor işleri yapalım derdi. Vatan toprakları ihmale gelmezdi derdi. Amerika’dan uzman getirdi. Sonuç olumsuz çıktı. Babam ‘Hayır bu topraklar yeşillenecek’ dedi. Babam dahil bütün işçiler sırtlarında tepelere su taşıdılar. ‘Ben su taşımasam kimse taşımazdı’ derdi. Babam Aydın Çavuş’un asıl iddiası ve ideali kimsenin bitki yetişeceğine inanmadığı Tavus Baba Tepesi’nin ağaçlandırması projesidir. Bu projenin gerçekleştiğini görür ve çok mutlu olurdu. Ama zamansız vefatı nedeniyle bu arzusunu tam anlamıyla yerine getiremedi. Babam Aydın Aydınöz için Konya bir aşktır, bir tutkudur. Babam ‘Selçuklu payitahtına ne yapılsa azdır’ derdi. Bu düşünceyle ilk oğluna “Selçuk” ismini verdi. Vefatından sonra çok sevip hayatını adadığı Konyalı hemşerileri de kendisine bir kadirşinaslık ve vefa örneği göstererek ağaçlandırdığı Tavus Baba Tepesi’ne “Aydın Çavuş” adını verdi. Belediye Başkanı Muhlis Koner’in ikinci başkanlığının son yıllarında Konya Belediyesi’ne 1923 senesinde bahçıvan yardımcılığı ile girdi. Tam 46 sene Belediye’de çalıştı. 30 çalıştıktan sonra emekliye ayrıldı.”

ekran-goruntusu-2024-03-02-112002.png

44 YIL BOYUNCA İZİN KULLANMADI

“Babam bu hizmetleri yaparken, hiç kimseden bir şey beklemeyin, yaptığınızı vicdanınıza uygun ve Allah için yapın derdi” diyen Aydınöz, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İnsan yaşar, doğar, çalışır, birtakım şeyleri bırakır. Biz daima bundan sonraki nesillere daha yaşanabilir bir vatan bırakmak zorundayız. Çalışmaları Konya ölçeğinde 25’e yakın park ve bahçenin yanı sıra Meram, Lalebahçe, daha sonraki dönemlerde Göksu santralini ağaçlandırmıştır. Konya’daki bütün park ve bahçelerde babamın emeği vardır. Buna Alaeddin Tepesi de dahildir. Konya dışından da babamı ağaçlandırma projeleri için davet ederlerdi. Göksu Santrali bunların başında geliyor. Babam bütün bunları bir amaç uğruna yapmıştır. “Her ağaç her çiçek benim için bir evlattır” derdi. 44 senelik hayatında hiçbir zaman senelik izin kullanmamıştır. Ağaçları bir evlat gibi görmüştü. Bu anneme de geçmişti. Annem çiçeklerle konuşurdu onlara evladım derdi. İşten geldiği zaman doğrudan bahçeye girerdi, çaba yapardı aşı yapardı. Evimiz Atatürk müzesine yakındı. Evimizin girişinde 4 kavak vardı. Bu dört kavak dünyaya gelen her çocuk için dikilmiş.”

ÇOK SAYIDA DİL VE ALFABE BİLİYORDU

Babası Aydın Çavuş’un zirai eğitim bilgisinin yanı sıra Almanca ve Boşnakçayı da çok iyi konuştuğunu dile getiren Aydınöz, “Babamın entelektüel yönü de vardı. Latin alfabesine geçildiği zaman halk eğitim kurslarında ders veriyordu. Babam Kiril alfabesini de çok iyi biliyordu. Ayrıca Osmanlı alfabesine de çok hakimdi. Dış ülkelerle yazışma yapıyordu ve yenilikleri Konya’ya getiriyordu. Konya’ya ilk radyoyu getirenlerden birisiydi. İnsanlar evimizde radyo olduğu için bizim zengin bir aile olduğumuzu düşünürdü” dedi.

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

Kaynak:İBRAHİM BÜYÜKEKEN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum