Ateş sönmüyor
Batılıların Müslümanların yaşadığı ülkelerde yıllardır ne vahşeti bitiyor, ne de ciğerimizi yakan ateşi sönüyor.
Kendi ülkelerinde yaşayanları yakarak, İslam beldelerini ise yıkarak katliamlarını sürdürüyorlar.
Bunlardan biri de eski adıyla Burma ya da Birmanya, şimdiki adıyla Myanmar Cumhuriyeti’dir.
Adı Myanmar olan Burmaya bir göz atalım.
Yaklaşık 1,7 milyon Müslüman bulunmakta bunların yaklaşık 800 bin kadarı Bangladeş’e sınır olan Arakan eyaletinde yaşıyor.
2 milyon kadar Arakanlı Müslüman ise zulümlerden dolayı yurt dışına kaçarak mülteci durumuna düşmüş.
1938’de gerçekleştirilen katliamlarda binlerce Arakanlı Müslüman öldürülmüş, 500 binden fazla Müslüman vatanından göç etmek zorunda kalmış.
1942 yılında ise 150 bine yakın Müslüman, Budistler tarafından katledilmiş. Bu zulümler 1947, 1954 ve 1962’den sonra yapılan katliamlarla devam ettirilmiş. Bir buçuk milyon Müslüman köyleri yakılarak Bangladeş’e göç etmeye zorlanırken, boşalan yerlere de Budistler yerleştirilmiş.
Plan aynı. Destek ve merkez belli.
Müslümanları yak, yık, göç ettir ve süründür.
Arakanlı Müslümanlara ülkelerinde en acı plan 1982 yılında uygulanıyor ve vatandaşlıktan çıkarılıyorlar. İşte ondan sonra zulüm resmileşerek devam ediyor.
Türkiye 1982 yılında askeri darbe yönetiminde ve dünyadan haberi yok.
Batının oyunu burada daha iyi anlaşılmıyor mu?
Türkiye’yi içe kapatıp dışarıda Müslümanları yok ediyorlar.
Vatandaşlıktan çıkarılan milyonlarca Arakanlı Müslüman, kendi ülkelerinde mülteci durumuna düşürülürken oy verme, sağlık hizmetlerinden faydalanma, devlet dairelerinde çalışma gibi tüm haklarından mahrum bırakıldılar.
Yetmedi bir köyden bir köye giderken izin almak ve bunun için ücret ödemek zorunda bırakılırken, evlenmek için bile devletten izin almak ve para ödemek durumunda bırakıldılar. En fazla iki çocuk sahibi olmalarına izin verildi. Ev inşa etmeleri, evlerine bakım yapmaları ve su kuyusu açmaları bile yasaklandı.
Gece sokağa çıkmaları, cami inşa etmeleri, camilerin onarımını yapmaları da yasaktır.
Bu zulümler bugün artarak devam ediyor.
Yüreğimizi yakmak için ümmet her köşeden ateşin içine atılıyor.
Konya ateşi söndürmek için yine seferber.
Ribat İnsani Yardım Derneği görevlileri Arakanlı Müslümanların çığlığına dayanamadı ve binlerce kilometre öteye koştu.
Ayni ve nakdi yardımla dertlerine derman olmaya çalıştılar.
Ribat İnsani Yardım Derneği Başkanı Seyit Duman anlattı.
Bir ay içinde binlerce Arakanlı yurtlarında katledilirken, binlercesi de evlerini terk etmek zorunda kalmış.
Orada gördüğümüz durum şu:
“Şehir merkezlerinde göstermelik olarak baskılar azalmış, ancak kırsal bölgelerde köylerde zulüm artarak devam ediyor. Zulümden kaçmak için günlerce ormanlarda saklanarak Bangladeş’e ulaşan Arakanlılar gece yürüyerek gündüz saklanarak canlarını kurtarmaya çalışıyor. Su kuyularının yanı sıra maddi yardımlar, tıbbi yardımlar ve gıda yardımları yaptık. Ekipler özellikle açlık sınırının altındaki kamplara ve köylere pirinç yardımını ulaştırdı.
150 kişilik bir yetim okulunun açılışı gerçekleşirken, yetimhane açılışı da yetimlere umut oldu.
Yardımları gece saat 4 sularında giderek yapmak zorunda kaldık. Sürekli evleri yakılıyor.
Bölgedeki Müslümanlar, barınma ile ilgili sorunlar yaşarken, yiyecek bulma, temizlik ve sağlık hizmetleri konusunda da sıkıntı had safhada.”
Müslümanlar katlediliyor, dünya seyrediyor.
Başka izahı var mı?
Şöyle bir hatırlayın.
Çok geçmişe de gitmeyin.
Vahşeti Kıbrıs ta yaşattılar.
Türk ordusundan az da olsa derslerini aldılar.
Ama; Arakan da, Filistin de, Keşmir de hiç kesmediler. Afganistan da, Çeçenistan da, Bosna da, Irak’ta yeniden başlattılar.
Tunus’u, Mısır’ı, Libya’yı, Yemen’i, Suudi Arabistan’ı Suriye’yi de dahil ettiler
Ateşi tek elden ama çok yerde yaktılar.
İşte batının 100 yıllık planı bu.
Ümmet kendi derdine düşüp çaresizce boyun eğsin.
Görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olun.





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.