Ahmet Örken: Bisiklet benim hayatım

Ahmet Örken: Bisiklet benim hayatım

Konyalı şampiyon bisikletçi Ahmet Örken 14 yıllık spor hayatına büyük başarılar sığdırdı. Örken bisikletle olan hikayesini Merhaba Şehir’e anlattı

Konyalı şampiyon bisikletçi Ahmet Örken 14 yıllık spor hayatına büyük başarılar sığdırdı. Örken bisikletle olan hikayesini Merhaba Şehir’e anlattı.

HAYATA ZOR BİR BAŞLANGIÇ YAPTIM

Çumra’nın Fethiye1993 yılında köyünde doğdum. İlkokul çağlarına kadar köyde kaldım. Annemle babam ayrılmışlar ben 3 yaşındayken. Annemle birlikte köyde yaşamaya devam ettik. Abim liseye geçtikten sonra Çumra’ya taşınmak zorunda kaldık. Çünkü servis yoktu. Çumra’ya taşındıktan sonra şartlar daha da zorlaştı. Maddi zorluklar çektik. Ekmek alacak paramız yoktu yani o tarz zor bir yaşantıdan geçtik.

GECE UYUYAMADIM

2007 yılında bu spora başladım. Bisiklet sporunu abimin bir arkadaşı bana önermişti. Fizik yapımın uygun olduğunu ve bu sporda başarılı olabileceğimi söylemişti. “ Yarın gel stadyuma seni antrenörümüzle tanıştırayım” dedi. Tabii o gece uyuyamadım. Çocuğum ve yarın sabah bir yarış bisikleti göreceğim için heyecandan uyku tutmadı. Sabah olduktan sonra stadyuma gittim. Mustafa Kestek hocam ile tanıştım. Mustafa hocam bana bisikleti anlattı gösterdi. Çünkü yarış bisikleti farklı. Nasıl kullanacağımı ve vitesleri nasıl atacağımı tarif etti. Bisikletle tur attım ve çok sevdim. Ayrıca arkadaşlarım hocam yarışları, yarışlarda yaşanan heyecanı milli takımı anlattıkça heyecanım sevgim daha da arttı. Çumra’ya gelmesek belki de bu sporla tanışamayacaktım. Çumra’ya gelmek benim hayatımda belki de dönüm noktası oldu.

ANNEM ÖNCE KARŞI ÇIKTI SONRA DUA ETTİ

Bir yıl sonra yarışlara katılmaya başladım ve o yıl katıldığım yarışlarda bunların birçoğu birincilik olmak üzere 12 madalya kazandım. İlk başta annem karşı çıkmıştı ancak daha sonra en büyük destekçim annem oldu. Buralara gelmemdeki en büyük etkilerden birisi de annemin duaları.

2117917-44315550-2560-1440-1280x720.jpg

HAYATIMI KAZANMAYA BİSİKLETLE BAŞLADIM

Bisiklete başladıktan sonra ailevi sebeplerden dolayı çalışmam da gerekiyordu. Sömestr veya yaz tatili dönemlerinde bir dönercide servisçilik yapıyordum, bisikletle paket dağıtıyordum. O zamanlardan beni hayatımı bisikletle kazanıyorum diyebilirim yani. Bisiklet sporuyla uğraşmamış olsaydım. Okulda çok başarılı değildim açıkçası. Büyük ihtimalle bir zanaatle veya çiftçilikle uğraşıyor olurdum. Bu spora başlamasaydım Çumra’dan çıkmak benim için çok zor olurdu herhalde.

BU SPORUN BENİM KAZANCIM OLDUĞUNU ANLADIM

İlk başarılarımı Konya’da kazandıktan sonra o podyum alışkanlığım devam etti. Bu başarılar Torku Şekerspor antrenörü Mehmet Şafakçı’nın da dikkatini çekmiş. 2009 yılında da o takıma transfer oldum. Böylelikle artık benim için bir kazanç anlamına da gelmiş oldu bu spor. Ancak çocuk yaştayım ve ilçeden Konya’ya gelip Konya’da ailemden ayrı yaşama düşüncesi beni biraz tedirgin etmişti. Çok uzak değildi ama o dönem bizim için zordu.

Torku Şekerspor’a transferimden sonra bu işi ileri seviyelerde yapabileceğimi düşündüm. Çünkü bisiklet sporunun üniversitesiydi Şekerspor. Bisiklet sporuna en çok yatırım yapan takımlardan biriydi. Zaten transfer olduktan sonra da katıldığım birçok ulusal ve uluslararası yarışta birinciliklerle podyuma çıktım. 2009 yılında hem Türkiye şampiyonu hem Balkan şampiyonu olmuştum.

İSVİÇRE’DE EĞİTİM ALDIM

Bu başarılarımın sınırlı kalmaması için beni takip eden federasyon yetkilileri bakanlıkla görüşerek yur dışında bu konuda eğitim almama karar vermişler.

Daha sonra Bisiklet Federasyonu ve Gençlik Spor Bakanlığı’nın ortak bir projesiyle 2010 yılında İsviçre’ye Dünya Bisiklet Birliği’nin bulunduğu yerde bir eğitim merkezinde bir yıl boyunca 5 arkadaşımla birlikte eğitim gördüm. Ülkemizde veledrom olmadığı için oraya gittim böylece çok genç yaşlarda iyi bir temel attığımızı düşünüyorum. Şu anki başarılarımda da o eğitimin büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

BİSİKLET TARİHİNDE BİR İLKİ BAŞARDIM

İsviçre’ye gitmeden önce Avrupa şampiyonu, Dünya Şampiyonu olabilir miyim? Acaba diye hayal kurarken sanki imkansız gibi görünüyordu. Ancak oradaki antrenmanlarımda bunun olabilirliğine daha çok inandım. Bir buçuk yılın ardından Türkiye bisiklet tarihinde bir ilke imza atarak 2011 yılında Portekiz’de Avrupa şampiyonu oldum. Bu başarı Avrupa’da da büyük bir yankı uyandırdı. Veledromsuz ülkenin bisikletçisi veledrom yarışlarında Avrupa şampiyonu olmuştu.

OLİMPİYATLAR AYRI BİR DÜNYA

Birçok Avrupa ve Dünya şampiyonasına katıldım ancak Olimpiyatlar çok farklı bir dünya. Sporcuların hep bir arada olması ve birlikte hareket etmesi farklı bir pencereydi benim için.

Sporcular belki pek farkına varamasa da bisiklet sporunda da doğanın pek çok güzelliğine tanık olmak mümkün

attachment-95696-2-b4301cabedfba3add30df08a8b631829-1539335126-989x800.jpg

İSRAİL’DE ÇOK FAZLA KALMADIM

2017 yılı kariyerimin en başarılı yılıydı diyebilirim. Başarılarımdan dolayı beni bir süredir takip ediyorlarmış. Benimle iletişime geçtiler. Ben de araştırdım baktım takımın herhangi bir siyasi etkinliği yok. İşleri sadece bisiklet sporuydu. İsrail takımıydı ancak isminde logosunda ya da herhangi bir yerde İsrail ismi yoktu. Bende kendimi geliştiririm fırsatı olarak gördüm. Hayatımda görebileceğim en büyük rakama anlaşma yaptık.

BENİM ÜZERİMDEN POLİTİKA YÜRÜTÜLMESİNİ İSTEMEDİM

Ben imzayı attıktan bir süre sonra gidişat değişmeye başladı. Takımın ismi değişti. Toplantılar yapılıyordu. “Barış elçisi olacağız” söylemleri dolaşıyor ve beni ön plana çıkartmaya çalışıyorlardı. “Ahmet Türk sporcu, Müslüman sporcu o da aramızda olacak bu köprüyle en büyük bağı o kuracak” diyorlardı. Tabi ki bu durum beni rahatsız ediyordu. Çünkü arka planda Filistin halkına zulüm devam ederken böyle bir politikanın benim üzerimden yürütülmesini açıkçası istemedim. Bu bana çok büyük rahatsızlık verdi. Toplantıda kendimi tutmaya çalışıyordum yanlış mı anlıyorum acaba diye kendimi sorguluyordum. Sporla propaganda bağı kurmak istemiyordum. Müslümanlığımı ve Türklüğümü kullanmak istediklerini düşündüm ve böyle bir şeye benim vicdanım elvermedi ve geri döndüm.

ZULÜM YAPTIKLARI HALKA TERÖRİST DİYORLAR

İsrail’de kaldığım dönemde ortam biraz daha sakindi. Bir gün yürüyüşe çıktık. Tel Aviv’den Kudüs’e yürüdük bir gün gece dağda çadırda filan kalmıştık ve daha sonra devam etmiştik yürüyüşe. O süreçte İsrail bir asker bize karşıda etrafı duvarlarla çevrili bir yer gösterdi. Ne olduğunu sorduğumuzda oradan teröristçe saldırıların geldiğini söyledi. Gösterdiği yer bir Filistin köyüydü.

BİSİKLETTE DÜNYADA ÜÇ BÜYÜK TUR VAR

Bisiklette 3 büyük tur var ‘grand tour’. İtalya, Fransa ve İspanya. Çoğu sporcu dünya şampiyonluğunu Avrupa şampiyonluğunu düşünmez sadece bu turlara odaklanır. Bu turlara katılan Türk sporcu yok. Sadece Pro-Continental ve Pro-World takımları katılabiliyor. Bisikletin de ligleri var. Amatör, continental(kıta takımı), Pro-Continental bir de World tur ligleri var. bu turlara World tur takımları katılıyor Pro Continental kategorisinden ise organizasyonun seçtiği takımlar katılabiliyor.

unnamed-2-800x800.jpg

KAÇIŞ GRUBUNUN AMACI FORMA YA DA REKLAM

Yarışlar başladığında önde 3-5 yarışçı oluyor arkada büyük bir grup oluyor. Öndeki sporcu sayısı artabiliyor da düşebiliyor da. Bu gruba kaçış grubu deniyor. Öndeki sporcuların belli başlı hedefleri oluyor. İlk hedefleri, ara kapılar oluyor. Orada yokuş forması, sprint forması ve yarışlara göre değişiyor. Mesela Cumhurbaşkanlığı Turu’nda Türkiye Güzellikleri Forması var işte ara kapılarda topladıkları puanlarla forma sahibi olabiliyorlar. Bunun için kaçış grubuna katılan sporcular var. Ya da takımını gösterebilmek adına o gruba katılanlar oluyor. Sonuç olarak milyonlarca kişi televizyonlardan bu yarışları takip ediyor. Saatlerce o ekranda o takımın ismi gözüküyor. Takımının reklamını sponsorlarının reklamını yapmak için kaçan sporcularda olabiliyor. Zaman zaman bu sporcuların başarıya ulaşma ihtimali de oluyor. Tabi ki bu binde bir ihtimal. Grubun içerisinde ise lider sporcularını taşıyan takımlar olur. Takımlar sporcularını kuşların uçuş düzeni gibi bir düzenle lider sporcusunun rahat yarışmasını rüzgarını keserek avantaj sağlamasına katkıda bulunuyor. Ayrıca takımlarına besin ve su taşıyan sporcu arkadaşlarımız da var. Onlarda belli noktalarda kendilerine verilen kumanya su gibi ihtiyaçları arkadaşlarına taşıyarak takımlarına destek oluyorlar. Yarış öncesi toplantılarda stratejiler görevler belirleniyor. Birçok plan yapılabiliyor.

START ANINDA HER ZAMAN TATLI BİR HEYECAN YAŞANIR

Benim için her yarışın startında tatlı bir heyecan vardır. Hele birde uzun süre hazırlanıp o starta gelmiş isen heyecan dahada artıyor. En küçük yarışa girsen bile o heyecanı hissediyorsun. Daha sonraki heyecanı ise yarışın son 10 kilometresinde hissetmeye başlıyorsun. Son 2-3 kilometrede heyecan zirve yapıyor ve son bin metreyi hatırlamıyorsunuz öyle söyleyebilirim

2010 YILINDA DÜŞTÜM 2011 YILINDA ŞAMPİYON OLDUM

2010 yılında Ankara’da Avrupa şampiyonası yapılmıştı. Ben o zaman gençler kategorisinde yarışıyorum anlattığım dönemde biz Türkiye’ye yarışlar için İsviçre’den gelmiştik. Yine o dönem çok iyi hazırlanmıştım. Büyük yarışlara da katılmıştık. Kısacası kendimi hazır hissediyordum. Birincilik alabilirdik. En azından derece alabilirdik. Ki o zaman Türkiye’de ilk kez Avrupa şampiyonası yapılıyordu. Ben de kendimi ispatlamak istiyordum. Ekipmanlarım da tamdı. Yarışma başladı her şey çok iyi gidiyordu. Yarışma esnasında aralarda süre ölçümü yapılır. İşte araların birinde ölçüm yapılırken benim sürem birinciden 30 saniye daha iyiymiş. Bu da demek oluyor ki geldiğim zaman birinciyim. Ne yazık ki o yarışta düşmüştüm. Bu olay bana çok büyük bir acı vermişti. Biraz hafıza kaybı falan da yaşamıştım

2182024-45597870-2560-1440-1280x720.jpg

Düşüş, bu köprüden aşağı inerken hani bu tırlar yolu ezer ya işte lastik tırın o ezdiği yere denk geldi. İşte o kaza bana büyük bir acı vermişti. Fakat en büyük mutluluğum ise o yılın ertesi yılı Avrupa şampiyonluğunu kazandığım yıl olmuştu. 2010 yılında bu şekilde kaçırdığım şampiyonluğu 2011 yılında böyle aldım.

Milli takım olarak yarışıyoruz. Bir ekibimiz vardı. Tabi ekibimizdeki üyeler zaman zaman değişiyordu. Avrupa şampiyonu olduğum yarışa sadece ben katılmıştım. O yarışta bireysel olarak yarışmıştım.

EŞİM SİTEM EDİYOR AMA BU BENİM İŞİM

Kamplar ve yarışmalar evli olunca daha bir zorlu oluyor. Gittiğimiz zaman haftalarca ayrı kalabiliyoruz. Eşimden bu konuda biraz sitem görsek de bu durum işimizin bir gereği.

BİSİKLETLE HER YERİ GEZMİŞİMDİR

Bisikletle Konya’nın her yerini gezmişimdir. Konya’da bisiklet sürerken hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Bazı illerde trafikten ötürü zorluk çektiğimiz oluyor. Fakat Konya’da bu durum farklı. Ki yapılacak veledrom da güzel bir etki bırakacak. Biz de bu sayede bisiklet olarak daha başarılı olabiliriz. Mesela şu an İngilizler bisiklet alanında öndeler. Bizim de veledrom sonrası güzel başarılarımız olabilir.

CUMHURBAŞKANLIĞI TURU’NDA İLK ONDA OLMAK BAŞARIDIR

Biz yarışa yaklaşık 175 sporcu ile başladık. Bu sporcular içinde ilk ona girmek bisiklet alanında ciddi bir başarı. Şey gibi düşünün büyük takımların arasında ilk ona giriyorsun.

Bu sporu uzun yıllar yapmayı düşünüyorum. İlerleyen yaşlarda bu sporu yapanlar ve başarılı olanlar var. Ben de bu sporu uzun yıllar yapmak istiyorum.

FERHAT TÜRKOĞLU

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.