Yüzme bilmeyen tatlı suya girmesin

Yüzme bilmeyen tatlı suya girmesin

Yaz aylarının başlamasıyla boğulma vakaları arttı. Konya AFAD Müdahale Şube Müdürü Zekeriya Vural, çok iyi yüzme bilenlerin dahi hayatını kaybettiğini, tatlı sularda yüzmenin daha zor olduğunu söyledi

Sıcak yaz günlerinin kendini iyice hissettirdiği bu günlerde vatandaş serinlemek, eğlenmek ve hoşça vakit geçirmek amacıyla ailesi ile birlikte akarsu, göl, gölet ve baraj gibi yerlerin çevresinde bulunan mesire alanlarına gidiyor. Güvenli olup olmadığını bilmediği ve yüzmeye uygun şekilde düzenlenmemiş olan sulara serinlemek ve rahatlamak amacıyla giren vatandaşlar canlarından oluyorlar. Yüzmek için uygun olmayan sular ciddi yaralanmalara, hatta ölümle bitecek boğulma vakalarına bile sebep olabiliyor. Dünyada ve Türkiye'de çocuk ve bebekler, trafik kazalarından sonra en fazla suda boğulma sonucu ölüyor. Türkiye'de her yıl ortalama 700 kişi, dünyada ise 350 bin kişi suda boğulma sonucu hayatını kaybediyor. Konya'da 2004-2017 yılları arasında 73 olayda 89 kişi boğuldu 8 kişi ise boğulmaktan son anda kurtarıldı. 2013 yılında 12 olayda 13 kişi, 2014 yılında 8 olayda 8 kişi, 2015 yılında 11 olayda 11 kişi, 2016 yılında 4 olayda 4 kişi ve 2017 yılında 1 olayda 2 kişi boğularak can verdi. Daha birkaç gün önce Bozkır İlçesinde eski bir mermer ocağında mermer havzasında biriken kar ve yağmur sularının oluşturduğu su birikintisinde 13-14 yaşlarındaki 2 çocuk boğularak can verdi.

BOĞULANLARIN ÇOĞUNLUĞU GENÇ

Konuyla ilgili konuşan Konya AFAD Müdahale Şube Müdürü Zekeriya Vural, Boğulma vakalarında hayatını kaybedenlerin yaş ortalaması genellikle 14-25 yaş arası gençlerden oluştuğunu söyledi. Vural, “Gençler bizim ve ve ülkemizin en büyük hazinesi, geleceğimizin ise teminatıdır. Bu nedenle vatandaşlarımız bu tür sulara serinlemek veya yüzmek amacıyla kesinlikle girmemelidir. Yüzmek ve serinlemek isteyen vatandaşlarımız eğlenmek amacına yönelik düzenlenmiş, emniyet ve kontrol tedbirleri alınmış yerleri tercih etmeleri kendi ve ailelerinin can güvenliği açısından ciddi önem arz etmektedir” şeklinde konuştu. Bu yıl ve haziran ayında fazla vaka olmadığını söyleyen Vural, “Geçtiğimiz hafta Bozkır İlçesinde 2 çocuk boğularak can verdi. Bunun dışında haziran ayı içerisinde başka vaka yaşanmadı. Buna Ramazan ayının da ciddi anlamda etkisi oldu. Başka vakalarının yaşanmamasını ümit ediyoruz” dedi.

4-3zekeriya-vural-(3).jpg

TATLI SULARDA YÜZMEYİN

Tatlı suların yüzmeye uygun olmadığını ve su sebeple boğulma vakalarına davetiye çıkardığını ifade eden Vural, “Tatlı sular yüzmek için uygun değildir. Konyalı vatandaşlarımız genellikle yüzmek için Beyşehir gölünü tercih etmektedirler. Beyşehir gölü tatlı sudan oluştuğu için yüzmeye elverişli değildir. Beyşehir gölünde yüzmek istiyorlarsa güvenlik tedbirleri alınan ve yüzmeye uygun olan plajı tercih etsinler” sözlerini kullandı. Tatlı sularda bazı balıkçıların kaçak avlandığını ve bu sebeple de gölün içerisinde balık ağlarının kalabildiğini söyleyen Vural, “Kaçak avlanan balıkçılar ağlarını çeşitli sebeplerden ötürü gölün içerisinde bırakabiliyorlar. Gölün içerisinde kalan ağlar yüzmek için göle giren kişilerin ayağına dolanıyor. Ayağını ağa dolayan bir kişi çok iyi yüzücü olsa bile genellikle boğularak can veriyor. Yüzme amacı ile düzenlenen bölgeler belirli periyotlarda temizlendiği için bu tip sorunlarla karşılaşılmamaktadır. Bu yüzden vatandaşlarımız dikkatli olsunlar” diye konuştu.

TUZLU SUYUN KALDIRMA KUVVETİ DAHA YÜKSEK

İnsanların denizde yaptığı hareketlerin aynısını tatlı suda da yapabileceği düşüncesinde olduklarına dikkati çeken Vural, “Bu nedenle denizde iyi yüzenlerin tatlı sularda boğularak hayatlarını kaybedebildiğini kaydetti. Vural, sözlerine şöyle devam etti: “Buradaki temel fark kişilerin tuzlu suyun kaldırma kuvvetinin tatlı suya göre daha yüksek olduğunu bilmeden ya da unutarak tatlı suda hareket etmeleridir. Deniz suyuna girdiğinde yüzeyde olan kişi tatlı suya girdiğinde derinliklere doğru inmeye başlayınca bu sefer hakimiyetini kaybediyor, telaşlanıyor, endişeleniyor, daha çok çırpınmaya başlıyor. Bu yüzden nefesini daha hızlı tüketiyor, oksijeni verimli olarak kullanamadığı için nefessiz kalıyor ve bu da boğulmaya neden oluyor.” Barajlar, sulama kanalları ve enerji üretilen suların kar sularıyla beslendiğini belirten Vural, bu sularda yüzeyden 1-2 metre derinliğe inildiğinde anormal derecede soğuma başladığını ve sudaki ani ısı değişimi ile vücut ısısının 35 derecenin altına düşmesiyle oluşan Hipotermi hastalığına yol açarak kişinin hareket kabiliyetini sınırladığını söyledi. Vural, “Bu sebeple çok iyi yüzme bilenler bile boğularak can veriyor. Vatandaşlarımız güvensiz yerlerde yüzmesinler” ifadelerini kullandı.

SALİH ACIBADEM merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.