Yazmak yeni bir ‘ben’ oluşturmaktır

Yazmak yeni bir ‘ben’ oluşturmaktır

Gazetemizin Yazarlarından Edebiyatçı Hüzeyme Yeşim Koçak 20. eseri "Şeyda'nın Örgü Keyfi" kitabını yayınladı. Yazar Hüzeyme Yeşim Koçak ile yeni çıkan kitabı ve yazarlık serüveni üzerine konuştuk.

RÖPORTAJ: SAİT ÇELİK

Yazmak yeni bir ‘ben’ oluşturmaktır

Gazetemizin Yazarlarından Edebiyatçı Hüzeyme Yeşim Koçak 20. eseri "Şeyda'nın Örgü Keyfi" kitabını yayınladı. Yazar Hüzeyme Yeşim Koçak ile yeni çıkan kitabı ve yazarlık serüveni üzerine konuştuk.

Hüzeyme Yeşim Koçak'ın yeni kitabı "Şeyda'nın Örgü Keyfi" Ares Kitap'tan çıktı. Bu öykü aynı zamanda yazarın yayınlanmış 20. eseri. Koçak'ın Saklı Değerler, Muhabbet Buyursun Gelsin, Bekleyen, Havva Hanım'ın Gamzesi, Edebiyatçıysam Ne Olayım, Hicaz Yaprakları, Sevdalı Bir Yelpaze isimleriyle 8 öyküsü, 3 roman ve 9 denemesi ile zengin bir eser geçmişi var. Yazar Hüzeyme Yeşim Koçak, “Kelimeler gamlandırır, hoş eder, gururlandırır, savaş verir, öfke kaygı saçarlardı, dilbazlardı. Kelimeler kavramlara, kavramaya, seçilene göre zihin açıcı ya da kısıcı okumalara dönüşüyor; hatta yeni bir ‘Ben’in oluşumunda rol oynuyordu.” dedi.

tyb-yazarlik-atolyesi-3.jpg

*Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Kâinata yazılanları okumaya anlamaya; gözün önündeki kalın perdeleri aralamaya çalışan, değişik rollere bürünen insancıklarız. Büyük bir sermaye alanı olan bu meşakkatli dünyada, hakikat peşindeki amele(işçi), talebe ve yolcu olan biriyim.

KELİMELERİ DİNLİYORUM GÖZLERİM KAPALI

*Yazmak sizin için ne ifade ediyor?

Yazmanın getirdiği yaşa(t)ma, hürriyet ve sanat duygusu, ruhî bir doyuma eriştirmesi, bir göz terbiyesi vermesi; seslendirip, şahsiyet kazandırması, hayatla yoğun bir akışı sağlaması, son derece cazipti. Aklın, tefekkürün, sanatın değerini daha iyi kavrıyordunuz edebiyat nefesiyle. Okuma, yorumlama, biçimlendirme ve anlamlandırma duygusu harikaydı. Ve siz keşfedilmedik enfes sırlı doruk cümlelerin; yere göğe yazılanların peşine düşebilir; özge edebiyatınızı damıtabilirdiniz. İsterseniz; her insandan, cümle hayattan, geçmiş solgun baharlardan, geleceğin görkemli satırlarından yazılar devşirir, bazen imzanızı günceller, bazen de kitaplarda geceler, nefeslenirdiniz. İnsana, kadere, ömre dâir yazılanlar, çizilenler. Edebiyat soluğu, kalem farkındalığı, muhteşem bir denizin dalgaları, soylu bir güzellik zincirinin halkaları ruhunuzu okşardı. Bazen de birlikte yazılanlar, dayanışma, paylaşma anları, söze sese sevgiye zamana karışan çağrılar… Mütevazı bir emeğin takdiri, hoşgörüsü, teşviki, sizi sarardı. Edebiyat kanalıyla gelen lütuf, bağış ve kutlamalar, ak sayfalara düşen göndermeler, karşılıklı selâmlama, hediyeleşme ve bayramlaşmalar mutlu kılardı. Duygularını ifade etmenin zorluğunu yaşadığımız dakikalar. Alkışladığımız yıllar, eli öpülesi, eteği tutulası zarif, vakıf insanlar. Hepsi yazının, edebiyatın içindeydi. Bir başka ifadeyle şöyle de söyleyebilirim: “Kelimeleri dinliyorum gözlerim kapalı…

fkfekuoxkaeyo4j.jpg

Kelimeler gamlandırır, hoş eder, gururlandırır, savaş verir, öfke kaygı saçarlardı, dilbazlardı. Kelimeler kavramlara, kavramaya, seçilene göre zihin açıcı ya da kısıcı okumalara dönüşüyor; hatta yeni bir Ben’in oluşumunda rol oynuyordu. Onlarla cümleler kuruyor, yeni alfabeler icat ediyorduk. Kitap misali d/okunuyorduk. Sayfalarımızı anlamlı sözcüklerle dolduruyorduk. Karalamalarımız vardı, müsveddelerimiz… İnsanî mücadelelerimizin güzel olması; başka dünyalara, ötelere hazırlanmak gerekiyordu. Kelimelerden tablolar yapıyorduk. Portreler çiziyorduk. Kelimelerle tozutuyorduk. Silahlanıyor, ete kemiğe bürünüyorduk. Ama en güzeli yazıyor çiziyorduk. Yazar kimliğimizle göneniyorduk.”

ŞEYDA'NIN ÖRGÜ KEYFİ, DÜŞÜNDÜREN BİR ÖYKÜLER DEMETİ

*Son yayınladığınız "Şeyda'nın Örgü Keyfi" adlı kitabınızın hazırlanışı ve öyküsü hakkında neler söylersiniz?

Öyküler çoğalınca, onları kanlı canlı, kapaklanmış, endamlı olarak görme özleminiz, dışa aktarma hevesiniz büyüyor. Edebî örgü, öykü şeklinde ortaya çıkıyor. Kitap 17 öyküden oluşuyor. Aynı isimli müstakil bir öykü yok, Şeyda'nın Örgü Keyfi genel ad. İçinde muhtelif örgü çeşitleri bulunuyor; düz-ters, Selanik, haroşa, özellikle zig zag, (yemek pişirdiğiniz) nohut, fiyonk, fantezi… Bazen tığ ve şiş(!) de kullandım, kalem niyetine. Kedi köpek giysileri ördüm kuyruklu birilerine. Kimine kazak, kimine patik, yelek, kiminin başına çorap(!)Bu kalem işleri, işlevi elbette keyif, haz veriyor. Örgüyü hazırlayan da galiba uçuk kaçık bir yazar. Bir önceki öykü kitabım Sevdalı Bir Yelpaze’ydi. Sevda ve sonra (çılgın, tutkun, âşık) gibi manalar barındıran Şeyda. Hep bir aşk örüntüsünü, şiirini ve yolculuğunu ihsas ettiriyor kanaatindeyim.

Şeyda'nın Örgü Keyfi, sonuçta toplumsal sorunlara değinen, sorgulayan, düşündüren, bazen güldüren, açılımlı, içinizi ısıtacak bir öyküler demeti…

YAZMAK BİN BİR ÜMİTLE, VAZGEÇMEYEREK TER DÖKMEK

***Şeyda'nın Örgü Keyfi bu öykü aynı zamanda yayınlanmış 20. eseriniz bu konu hakkında duygularınız neler?

Tabii, çok hoş bir duygu. Kitaplar içinde yüzmek, kalemin hep güzele, hakikate doğru işleme gayreti. Sayfaları karalamak, mürekkebe batıp çıkmak; gören, duyan seven kalplerle buluşmak. Lakin hep bir sonrakini, sıradakini arzu ediyorsunuz. Çünkü Cenab-ı Hakkın izin verdiği, lütfettiği ölçüde edebiyatla ilgili bir emeliniz daima bulunacak. Edebî hayatın getireceği sürprizleri, ilerleyişleri, kalemin kaderini ve kederini hep hissedecek, bu yolda muhtemel keşif ile sürprizleri merak edeceksiniz. Asla tamamlanmadığınızı, o müstesna eseri bir türlü yazamadığınızı; uzaklarda zirvelerde bir hülya olarak, onun size el ettiğini bileceksiniz. Bin bir ümitle, şevkle yine de vazgeçmeyecek, ter dökeceksiniz.

HAYATLARA KÜÇÜK DOKUNUŞLAR

*Öykü yazmak nasıl bir duygu? Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Hayat(lar)a küçük dokunuşlar, rol çalma, suret provaları, sessiz çığlıklara uzanışlar, yara merhemleri, zaman(e) kazıları, kalp raşeleri vurgunları, yürek sarılışları, kişilik zekâ kelime oyunları, seyyahlık, atıcılık, yeni duyuşlar, değişimler, üçüncü göz, hazine arayıcılığı, madencilik… İç ve dış hikâyelerin.. Bir büyük katmanlı hikâye, yeryüzü serüveni içinde erimesi. Manevî bir dünyaya doğru evrilmesi.

whatsapp-image-2023-01-02-at-13-32-30.jpeg

GENÇLER OKUMAYI İHMAL ETMEMELİLER

*Genç yazar adaylarına ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, İsmet Özel, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Haşim’i, Samiha Ayverdi, Mehmet Niyazi Özdemir, Mustafa Kutlu gibi şahsiyetleri okumayı ihmal etmemeleri. Okuduklarını çeşitlendirmeleri ve kaliteli seçimleri… Yazdıklarını, zâtını fazlaca beğenmemelerini öğütlerim. Şişkin ego; görüşü kirletip, istifadeyi, hikmetli kazançları, manevî sermayeyi engelliyor. Geri(!) saydıklarına, yanı başlarına, arkada bıraktıklarına, gizlenenlere, sağa sola göğe ileri doğru bakmalarını. Maziden, günümüzden, derinlerden araştırmalar yapmaları, deryaya nazar kılmalarnı. Hayat fevkalâde kıymetli. Onu çiğneyip geçmemeli, emek vermeli; lalettayin, hesapsız yaşamamalı. Üstatlar, kitaplar, yazma denemeleri kadar, evvela kendini okumaları, yaşayan kitapları bulmaları, kavî dostluklar edinmeleri, arkadaşlıklarla, hayat kılavuzlarıyla zenginleşmeleri. Özgün ve değerliyi yakalamaları. Muhkem bir iç dünyayı, teşekkül ettirme kuvvetini ve iradesini hedef edinmeleri. Yazarlık, meslekî başarıdan ziyade, “insan olma, tekâmül” muvaffakiyeti. Bir muhassala, terkip, öz meydana getirmesi; tefekkürle, ilimle tezyinat ve yükselme çabaları kendilerine kalıyor. Başarı, göreceli bir kavram. Nereden baktığınıza bağlı. Sırf maddî ölçüleri nazara alırsak, yaşam muvaffak olamamış, kaybeden(!) küçük(!) insanlarla dolu. Biz genellikle sahnedekilere, göz önüne serilen maskelere, boyalı ambalajlı, gürültücü suretlere kapılıyor ve taçlandırıyoruz. Tevazu, iyi niyet; sevgi yüklü sessiz adımların, gösterişsiz çizgilerin Âdemleri Havvaları, hulûs-i kalp kayboluyor bu arada. Müspet bilgi, fikrî donanım, sâlih akıl, sabır, kanaat, azim, cesaret, doğru ve münasip tercihler. Hakikatin bağrında yılmaz, mücadeleci ruh; başarının sırları ve gençlere tavsiyelerimden.

*Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Son söz: “Bir yastığa baş koydum. Kaç kelimenin koynunda uyudum, kaçıyla sabahladım, evler kâşaneler tasarladım. Onlarla türlü şekillere, giysilere büründüm. Bazen deneme oldular, bazen hikâye, bazen roman, ya da gönül mektupları… Sıhhatli ve naif, kitap gibi çocuklar peydahladım. Yundum yıkandım.” Size ve gazeteme teşekkür ederim.

HÜZEYME YEŞİM KOÇAK KİMDİR

YAZAR Hüzeyme Yeşim Koçak kendisini şöyle anlatıyor: “Kütahya-Tunçbilek’te doğdum. Türk Edebiyatı Vakfı ve Dergisi’nin açtığı “Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması”nda 1997, 2000, 2001 yılında ödül; 2001’de Beyan Yayınlarının açtığı “İlk Romanlar Yarışması’nda”  “Çoban Aşkın Çocuğuydu” romanıyla üçüncülük derecesi aldım. Öykülerim çeşitli dillere çevrildi.  “Sarılmak” isimli romanıyla 2010 Yılı “İLESAM-AKÇAĞ Roman Yarışması Birincisi oldum. 2013’de Berceste Dergisi tarafından “Yılın Hikâye Ödülü” verildi. Türkiye Yazarlar Birliği’nce, 2020 senesi “Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları” basın- fıkra dalında (Merhaba Gazetesi’yle) ödüle lâyık görüldüm. Muhtelif dergi ve kültür-sanat-edebiyat sitelerinde yazılarım yayınlandı. Halen Merhaba Gazetesi’nde köşe yazarlığını sürdürüyorum.”

Yayınlanmış Eserleri:

Öykü:

Saklı Değerler(2003), İçinde ödüllü 3 öykümün yer aldığı ilk kitabım.

Muhabbet Buyursun Gelsin(2005), muhabbet yüklü hikâyeler.

Bekleyen(2006), sevgi temalı süslemeler.

Havva Hanım’ın Gamzesi(2007), “Aşkla” yola çıkan, derin, gamzeli öyküler.

Edebiyatçıysam Ne Olayım(2010), Hayatın çeşnisinin, zenginliği ve özgür açılışlarının, derunî bir hassasiyetle anlatıldığı kalem oynayışları.

Hicaz Yaprakları (2014), “Sevgilinin Evi’ne” doğru yol öyküleri.

Sevdalı Bir Hikâye(2019), Belki hepimiz, başlı başına bir hikâyeydik. Hikâyemizi güzelleştiren sevdaydı. Ve sevdalar bitmezdi.

Şeyda’nın Örgü Keyfi (2022), En sevdiğim örgü…

Roman:

Çoban Aşkın Çocuğuydu (Sinderella’nın Pabucu) (2006), Bir iç yolculuğunun, kimlik meselesinin inanç eksenli hikâyesi.

Sarılmak(2011), Hayatımın romanı.

Nefha(2016) Zaman ve mekânı aşan Sadreddin Konevî Hazretleri rayihası ve nefesi.

Deneme:

Bırakın Güzel Konuşsun(2004), İlk ses(lenme) denemelerinden.

Bana Gönülden Çalıp Söyle(2006), Gönlü konuşturup, çalıp söyleyenlerden.

Ey Ruh(um) Geldinse Masaya Vur(2007), Muhtaçtık; Güzel ruhları çağırdık. Pencerelere, kapılara vurduk.

Ötede(2008), Ötelere bir davet.

Edibâne Süz(ül)üşler(2008), Yazma çizme süzme. Kelimelerle süzülme.

Şapkamın Altı(2010), Hepimizin baş(lığ)ının altında neler var. Kafa hesapları ve aktarımları.

Kırgın Mağara Şarkıları (2014) (Murat Mahya Gürses’le birlikte) Bazen genç seslerle düet yapmak gerekir.

Hayat 7 Renktir (2018), Olaylar yeni yüzlere bürünür, arka planlar zuhur eder, boyut genişler. Göklerden mektup, bulutlardan muştu gelir. Zamanın içinde uhrevi çekirdek belirir.

Aşkla.. dünyanız da güzelleşecek, renklenecektir, Hayat azizdir, 7 Renktir.

Tuhaf Bir Açlık (2020), Belki hür tefekkürle açılımlara, derin bir hissiyat ve hasretle, ötelere zincirlenmek isteyenlere işaret eden bir kitap..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum