Yalan ölmüş

Nereden icap etti, neye lazım oldu bilmiyorum. Sözlükte “yalan” kelimesinin anlamını aradım. Hayret bulamadım. Yılmadım, bulabildiğim diğer lügatleri de aradım detaylıca. Yok, yok, yok. Şaşırdım. Bu sözlükler bizim sözlüklere benzemiyor. “Nasıl olmaz, yalan kelimesini sözlüğe neden koymazlar?” diye sordum kendi kendime.

**

Takılmıştı bu konu kafama. Çözmeliydim. Yanlışlığı düzeltmeli, sözlüklerdeki yerini almasını sağlamalıydım. Dışarıya çıktım. Yerler yabancı, evler yabancı, insanlar yabancıydı bana ya da ben yabancıydım onlara. Tanıdık gelmedi hiçbir yer, hiçbir kimse. 

**

Evleri, giyim kuşamları, yüzlerindeki boyalar ilkel bir kabileyi andırıyordu. Hani belgesellerde seyrettiğimiz, gelişmemiş toplumları. “Neredeyim, ne zamandayım?” Çıkarımda bulunamıyorum. Bir rüyada mıyım, yoksa beni bir zaman makinesine koyup atıvermişler mi asırlar öncesine?

**

İnsanların saç ve sakalları uzun. Ellerinde upuzun, mızrağa benzer bir sopa var. Bir sürü takı takmışlar, her taraflarına. Elbiseleri tuhaf. Belki de tuhaf gelen benim onlara. Karşıma gelen ilk yerliye merak ve heyecanla soruyorum, “Burası neresi, siz kimsiniz?” diye. 

**

Adamın beni anlayıp anlayamayacağını düşünmeden Türkçe konuşuyorum. Sessiz ve huzur içinde dinliyor beni. “Burası Avustralya,” deyip bekliyor. Nasıl bilmezsiniz der gibi bakıyor. “Biz de Aborjin’leriz. Düş Zamanının Gizemli İnsanları. Buraların gerçek sahipleri.” O da kendi dilinde konuşuyor. İkimizde farklı dillerde konuşuyoruz ama birbirimizi anlıyoruz.

**

İçinde bulunduğumuz zamanı ve yeri şimdi anlamlandırabiliyorum. Asıl merak ettiğim konuyu soruyorum. “Yalan kelimesini sözlüklerde bulamadım.” diyorum. “Neden çıkardınız sözlüklerden?” Beni gördüğüne ve niçin burada olduğuma şaşırmayan adam bu sorum karşısında şaşırmışçasına bakıyor yüzüme. “Yalan?” deyip ellerini yanlara açıyor. Bu sözü ilk kez duyduğu verdiği tepkiden belli. “O da ne demek? Bizim dilimizde yalan diye bir kelime yok.”

**

Evet, Aborjin dillerinde yalan kelimesi yok. Yalan kelimesinin sözlüklerde olmamasının sebebi onlar hiç yalan söylemiyorlarmış. Haliyle öyle bir kavram gelişmemiş. Düşünüyorum, kendi sözlüklerimizden daha doğrusu önce sözlerimizden ardından da sözlüklerimizden yalan kelimesini çıkarabilsek. Sadece doğruların konuşulduğu bir dünya kurabilsek kendimize. Yalanın olmadığı bir dünya.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysel Issı Arşivi

Elveda İvriz

24 Nisan 2025 Perşembe 06:20

İnsanlık Utandı

24 Ekim 2024 Perşembe 06:00

Defter Kızıla Boyandı

11 Mayıs 2024 Cumartesi 06:00

Cemre Düşmemiş

26 Şubat 2024 Pazartesi 06:00

Eylül Gelmiş, Hoş Gelmiş

05 Eylül 2023 Salı 06:00

KAYISILAR ÇİÇEK AÇSIN

10 Mart 2023 Cuma 07:00

Bu da Geçecek

14 Şubat 2023 Salı 07:00

Karın Rengi Karaydı

08 Şubat 2023 Çarşamba 07:00

Artık Okumuyorum

31 Aralık 2022 Cumartesi 07:00

Korkmalı İnsan

06 Ekim 2022 Perşembe 07:00