Turgut Özal soruşturması devam edecek

Turgut Özal soruşturması devam edecek
Özal'ın naaşından alınan örneklerde zehir olarak adlandırılan DDE ve kadmiyum saptandığı belirtildi...

Ancak bu zehirle öldüğüne yönelik tıbbi delillerin bulunmadığı ileri sürüldü. Ölümün kalp krizinden kaynaklandığı iddiasını çürüten tespitler de dikkat çekti..

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ölümü şüpheli bulunarak mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın naaşında yapılan otopsiyle ilgili hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporuna yönelik değerlendirmesini dün açıkladı. Adli Tıp raporunun 382 sayfa olduğunu belirten Başsavcılık, rapordaki incelemesini 7 madde halinde açıkladı. Başsavcılığın değerlendirmesinde, Özal'ın otopsisinden alınan örneklerde zehir olarak adlandırılan, DDE ve kadmiyum saptandığı belirtildi. Ancak naaştan elde edilen zehir ve ağır metalin çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile literatürde yer alan ölüm sonrası doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, bu nedenle DDE ve kadmiyum maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığına işaret edildi. Raporda Özal'ın ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı iddiasını çürüten tespitler dikkat çekti...

OTOPSİ YAPILMADIĞI HATIRLATILDI

Raporun 7. Maddesinde Özal'ın ölümünden kısa süre önce 5 Şubat 1993 tarihinde Amerika'da The Methodist hastanesinde muayeneden geçtiği ve kalbiyle ilgili kardiyolojik risk profilinin düşük çıktığı vurgulandı. Bu sonucun Özal'ın ani kalp krizi sonucu ölümünü dışlamayacağı ifade edilen raporda, Özal'ın ölüm sonrası otopsi işlemi yapılmamasının kesin ölüm sebebinin tespit edilmesini engellediğine vurgu yapıldı. Raporda Özal'ın ölümünün ardından otopsi işlemi uygulanmadığı ve iç organlarda vücut sıvılarında gerekli incelemeler yapılmadığı, bu nedenle mevcut bilgi ve bulgular ile kesin ölüm sebebinin(zehirlenme, kalp krizi v.d) tespit edilemediği ifade edildi. Rapordaki görüşün oy birliği ile alındığı ifade edildi. Başsavcılığın açıklamasında soruşturmanın mevcut deliller ile sürdürüleceği ve gerekenin yapılacağı kaydedildi...

ZAMANINDA İNCELENMEDİ

Açıklamada "Adli Tıp Kurumu raporunda ölümün hemen sonrasında gerekli otopsi işleminin ve ölü üzerinden derhal alınması gerekli kan, idrar ve doku örnekleri materyallerin alınarak incelemelerinin yapılmamış olması nedeni ile kesin ölüm sebebinin saptanamadığının bildirilmiş olması nedeni ile Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu raporu, diğer bulgu ve deliller ışığında soruşturmaya devam edilerek muktezaya bağlanacağı kamuoyunun bilgisine sunulur" denildi...

VUCÜTTA DARP YOK

Merhum Cumhurbaşkanı Özal'ın ölümü üzerindeki şüphelerin aydınlatılması için yapılan 'feth-i kabir' sonrası Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'nun hazırladığı rapor önceki gün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaşmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş ile soruşturma savcısı Kemal Çetin, Adli Tıp'ın 5 Aralık 2012 tarihli raporu üzerinde dün de incelemesini sürdürdü. Başsavcılık akşam saatlerinde raporun sonuç bölümüyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, raporda Özal'ın travmatik bir tesir ile öldüğünün tıbbı delillerin bulunmadığı belirtildi. Özal'ın öldüğü 17 Nisan 1993 öncesine ait ait tıbbı belgelerde akut veya kronik toksit madde maruziyetine bağlı klinik ve laboratuar tanısının tanımlanmadığı ifade edilen raporda, Özal'ın vefatının ardından kaldırıldığı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yapılana muayene ve yeniden canlandırma işlemleri sonucunda düzenlenen tıbbi belgelerinde zehirlenme lehine değerlendirilebilecek patogonomik(zehirlenmeye sipesifik) klinik ve laboratuar verisinin tespit edilmediği kaydedildi. Yine Hacettepe'deki işlemlerde radyoaktif madde maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı savunuldu.

Raporda şunlar kaydedildi :

Anıt mezarda yapılan fethi kabir işlemi sırasında mezar ve mezar cevresinden otopsi elde edilen örneklerin yapılan analiz ve bulguların incelenmesinde; otopsi örneklerinde saptanan DDE düzeylerinin Türkiye'de normal popilasyonda 1976-1996 yıllarında saptanan adipoz (yağ) doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popilasyon sonuçları ile litarütürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, DDE(DDT'nin metoboliti olan) maruziyeti ile öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı,

Otopsi örneklerinde saptanan ağır metal (kadmiyum dahil) düzeylerinin Türkiye'de normal popülasyonda saptanan doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerde normal popilasyon sonuçları ile litarütürde yer alan postmortem (ölüm sonrası) doku düzeyleri ile uyum gösterdiği bu nedenle ağır metal (kadmiyum dahil) maruziyetiyle öldüğünün tıbbı delillerinin bulunmadığı

Tüm tıbbi belgeler ve incelemeler ışığında Türkiye Cumhuriyetinin 8 Cumhur Başkanı Turgut Özal'ın 5.2.1993 tarihinde The Methodist hastanesinde yapılan muayene ve tetkiklerin değerlendirmesinde kardiolojik risk profilinin düşük olduğu ancak ani kardiyak ölümün hiçbir zaman dışlanamayacağı tıbbı antesedanı ve ölüm olayı meydana gelişi ile ilgili anlatılan olaylar öncelikle ani kardiyakla ölümü düşündürmekte ise de;

Ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış ve iç organlarda vücut sıvılarında gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan mevcut bilgi ve bulgularıyla kesin ölüm sebebinin tespit edilemediğinin oy birliği ile mütalaa edildiğinin bildirildiği

Yukarıda açıklandığı üzere Adli Tıp kurumu raporunda gerekli otopsi işleminin ve ölü üzerinden derhal alınması gerekli kan, idrar ve doku örnekleri gibi materyallerin alınarak incelemenin yapılmamış olması nedeniyle kesin ölüm sebebinin saptanamadığının bildirilmiş olması nedeniyle

Cumhuriyet başsavcılığımız tarafından dosyada mevcut adli Tıp kurumu raporu diğer bulgu ve deliller ışığında soruşturmaya devam edilerek muktezaya bağlanacağı kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur

Bugün Gazetesi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.